| Efendim, istediğiniz şey mümkün değil. Ajan Bauer'a yönelik suçlamalar ciddi. | Open Subtitles | سيدى ما تطلبه منى غير محتمل التهم الموجهه اليه جاده تماماً |
| Anakarada. İstediğiniz şey kolay değil. | Open Subtitles | إنه على البر الرئيسي إن ما تطلبه ليس بالأمر السهل |
| Hiçbir şey imkansız değildir Bay Angier. İstediğiniz şey sadece pahalı. | Open Subtitles | لا شيء مستحيل يا سيد أنجير لكن ما تطلبه ببساطة ، غال |
| - Maura, Lydia'yı biliyor. - Bu benim söylememi istediğiniz şey miydi? | Open Subtitles | " إنها تعرف عن " ليديا - هذا ما أردت أن تخبريني ؟ |
| Sizler gibi değilim. İstediğiniz şey değilim. | Open Subtitles | أنا لست مثلك ولست ما أردت صنعه |
| Kraliçe'ye söylememi istediğiniz şey bu mu? | Open Subtitles | أهذا ما تريدني أن أخبر الملكة به؟ |
| Beyaz Kale'ye doğru yola koyulun. Çok istediğiniz şey. | Open Subtitles | توجه إلى القلعة البيضاء إنها ما تشتهيه |
| İstediğiniz şey, tek bir robotun birçok görevi yapabilmek için şekil değiştirmesi. | TED | إن ما تريده هو نظام روبوتي واحد يمكنه التحول للقيام بمهام متعددة. |
| İstediğiniz şey çok tehlikeli. Verilen sürede imkânsız oluşundan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ما تطلبه خطير جدّاً، ناهيك عن شبه استحالته بالوقت المُعطى |
| Benden istediğiniz şey çok zor ve tehlikeli. Umarım farkındasınızdır. | Open Subtitles | ما تطلبه منّي صعب و خطير جداً، آمل أن تكون على بيّنة من ذلك |
| Üzüntünüzü anlıyorum ama benden istediğiniz şey parayı israf etmek olur. | Open Subtitles | أنا أتفهّم شعورك بالإحباط ولكن ما تطلبه منّي هو ليس سوى هدراً للمال |
| Lakin, tüm saygılarımla, Papa istediğiniz şey imkansız. | Open Subtitles | لكن مع كل الإحترام إيها البابا ما تطلبه مستحيل |
| Sayın Başkan Yardımcısı sizin istediğiniz şey vatana ihanetin utangaç hali. | Open Subtitles | سيدي نائب الرئيس ما تطلبه قريب جداً من الخيانة. |
| Ajan Hotchner, bizden istediğiniz şey çok fazla hassas bir konu. | Open Subtitles | العميل هوتشنر ما تطلبه حساس جدا |
| İstediğiniz şey son derece zor. | Open Subtitles | ما تطلبه عسيرًا. |
| Görmek istediğiniz şey bu muydu? | Open Subtitles | أهذا ما أردت رؤيته؟ |
| Sizin de demek istediğiniz şey buydu değil mi Bay Arau? | Open Subtitles | هذا ما أردت أن تقولهُ، سيد (أرو)، أليس كذلك؟ |
| Kusura bakma ama yapmamı istediğiniz şey her ne ise Joan ve Arthur'un aleyhinde çalışmam. | Open Subtitles | أنا آسفة, لكن... أيا كان ما تريدني أن أفعله لن أكون ضد جوان وآرثر |
| Bay Green, benden yapmamı istediğiniz şey bu mu? | Open Subtitles | ،سيد (جرين) أهذا ما تريدني أن أفعله |
| Beyaz Kale'ye doğru yola koyulun. Çok istediğiniz şey. | Open Subtitles | توجه إلى القلعة البيضاء إنها ما تشتهيه |
| istediğiniz şey bu, bütün arkadaşlarınızın tanımlanabilmesi, ki siz sadece ilişkilerinize sürdürmekle ilgilenesiniz. | TED | أذن ما تريده هو، أن يتعرف على كل أصدقاءك ، وعليك فقط إستصحاب هذه العلاقات معك. |