ويكيبيديا

    "istemeye" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لطلب
        
    • لأطلب
        
    • طلباً
        
    • طالباً
        
    • ليطلب
        
    • لتطلب
        
    • أن أطلب
        
    • يطلبون
        
    • لأطلبه
        
    • قصدتني
        
    • طلبًا
        
    • بأن يطلب من
        
    Her şey normale dönünce, benim adıma seni istemeye gelecek. Open Subtitles بعد أن يعود كل شيء لطبيعته ، سوف تأتي لطلب يدكِ نيابة عني.
    Ama sadece para istemeye geldikleri zaman onların sağ olduğunu ve mücadelenin sürdüğünü bilebiliyoruz. Open Subtitles لكن مجيئهم لطلب المال هو سبيلنا الوحيد في معرفة أنهم بأمان وأن النضال مستمرا
    Bu işten vazgeçip buralardan gitmeni istemeye geldim. Open Subtitles اتيت لأطلب منك ان تتخلى عن تحديك وترحل فى سلام
    Senden bir şey istemeye hiç hakkım yok biliyorum ama benimle biraz dışarı çıkar mısın? Open Subtitles أعلم أنه ليس لديَّ الحق لأطلب منك الكثير حالياً. لكن هل ستمانعين القدوم معي لفترة؟
    Ama aslında buraya senden yardım istemeye geldim. Open Subtitles لكن فى الحقيقه أنا جئت هنا طلباً للمساعده
    Yardım istemeye gelmişsin, ben de yardım ediyorum: Open Subtitles أنت جئت طالباً مساعدتي، وأنا أساعدك أشرب مرة أخرى
    Ve babasının evine para istemeye gitti. Nedenini biliyor musun? Open Subtitles ذهب إلى منزل والده ليطلب منه المال فهل تعرف لماذا؟
    Kuruldan federal suçlamayı riske atmasını istemeye mi geldin? Open Subtitles لقد أتيت إلى هنا لتطلب من المجلس أن يتعرضوا لإتهاماتٍ فدرالية
    Kutsal Aşk Kayası, bugün bir iyilik istemeye sana geldik. Open Subtitles صخرة الحُبِّ الهائلة ، جئنا إلى هنا ، لطلب معرُوف كبير
    Duyduğuma göre müttefik küçük köyler sık sık yardım istemeye geliyorlarmış. Open Subtitles سمعت أن القرى الصغيرة والمتحالفة تأتي هنا غالباً لطلب المساعدة
    Biliyorum, bunu senden istemeye hakkım yok, ama istiyorum. Open Subtitles أنا أعرف, ليس لدى الحق لطلب هذا لكن , أنا أطلبه منكى
    Kral'dan merhamet istemeye geldik. Open Subtitles جئنا لطلب الملك إن كان سوف يمنحنا الرحمة
    Bir mucize olmasını istemeye hakkım yok çünkü hiçbir şeye gerçekten inanan biri olamadım. Open Subtitles ليس لدي الحق لأطلب معجزة لانني لست من من يصدقون كثيراً بأي شيء
    Annenle evlenmeye karar verdiğimizde, ondan kızını istemeye gittim. Open Subtitles عندما قررت أنا وأمك الزواج ذهبت لأطلب يدها منه
    Aileden sakladığımız sırrı Stephen'a anlatmak için iznini istemeye gelmiştim. Open Subtitles لقد جئت هنا لأطلب منك السماح بإخبار ستيفين حول السر الذي أخفيناه عن العائلة
    Sana yardım istemeye geldi, ve sen onu öldürdün. Open Subtitles , جاءت إلى هنا طلباً لمساعدتكِ و انتِ قتلتيها
    Yani o asla bir arkadaşının bana sürünerek yardım istemeye gelmesini istemez. Open Subtitles أعني، لن تدع صديقاً يزحف على الجمر طلباً لمساعدتي
    Kolu kırılmış. Bizden yardım istemeye gelmişti. Open Subtitles كانت ذراعه مكسوره، أتى إلينا طالباً المساعده
    İstifa etmeni istemeye fırsat bulamadan önce. Open Subtitles قبل أن تواتيه الفرصه ليطلب منك تقديم إستقالتك.
    Buraya her zaman senin pisliğini temizlememi istemeye mi geldin? Open Subtitles إذًأ فقد أتيتَ إلى هنا لتطلب منّي أن أعتني بك طوال الوقت.
    Parlamentodan bu kadar itiraz ettiğiniz yasanın feshini istemeye karar verdim sayılır. Open Subtitles لقد قررت أن أطلب من مجلس العموم أن يتغاضى عن ما فعلته ضدنا و نعتبره استثناء
    Önceleri benimle konuşmak bile istemeyen kızlar imza istemeye başladı. Open Subtitles الفتيات لم يرغبوا حتى بالتحدث معي ثم بدأوا يطلبون توقيعي
    Buraya senden ne istemeye geldiğimi biliyorsun. Open Subtitles إذًا أنت تعلم ما أتيتُ إلى هنا لأطلبه منك.
    Yardım istemeye gelmişti. Open Subtitles لقد قصدتني طلباً للمساعدة
    Benden yardım istemeye geldiniz ve ben de size yardım edeceğim. Open Subtitles لقد أتيت طلبًا لمساعدتي ؛ وهذا ما سأوفره لكِ
    Gazilik maaşı istemeye cesaret eden birkaç kişiden biriydi. Open Subtitles إنه الوحيد فقط الذي تجرأ بأن يطلب من صندوق التقاعد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد