Bu yüzden seninle konuşurken görülmek istemiyorlar Diego'ya olanlardan sonra. | Open Subtitles | لذا هم لا يريدون أن تتم مشاهدتهم وهم يتحدثون معك |
Philly Sokakları hakkında bir şeyler duymak istemiyorlar, Color Me Badd'i istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لايريدون سماع أي شيء عن شوارع فلادلفيا إنهم يريدون مظهري الرائع |
Bir kız ve annesi 1303 numaralı dairede yaşıyor. Kimseyi yanlarında istemiyorlar. | Open Subtitles | ثمة فتاة وأمها تقطنان الشقة 1303 لا يريدان لأحد أن يشاركهما الشقة |
Şey, bence onlar bunu duymak istemiyorlar. | Open Subtitles | حَسناً، هم لا يَبْدون يُريدونَ أَنْ يَسْمعوا ذلك. |
Anladığım kadarıyla, artık çocuklar bu dünyanın bir parçası olmak istemiyorlar. | Open Subtitles | نخمن ان الاطفال لا يريدون ان يكونوا جزءاً منه بعد الان |
İşte, hala utangaç olduklarını görebiliyorsunuz , yüzlerini göstermek istemiyorlar. ama mesajlarını yaymak istiyorlar. | TED | يمكنكم أن تروا أنهم لايزالون خجوليين، إنهم لا يريدون أن يظهروا وجوههم، لكنهم يريدون أن ينشروا الرسالة. |
Bunun herkese yararı var. Müşterilerimiz dikkatleri üzerlerine çekmek istemiyorlar. | Open Subtitles | و هذا فى مصلحتنا و مصلحة عملائنا الذين لا يرغبوا فى جذب الانتباه |
Siyaset biliminde derece sahibi, iş hayatında başarılılar, girişimciler. Aslında yaptıkları şeyi yapmak istemiyorlar. | TED | لديهم شهادات في العلوم السياسية، درجات في الأعمال انهم رجال أعمال ، إنهم لا يودون عمل ما يفعلونه الآن |
Bana göre sadece biz de ölümlüyüz diye duyurmak istemiyorlar. | Open Subtitles | يبدو إلى أنهم لا يريدون أن يعلنوا أننا لسنا خالدين. |
Siyaset ile hiç ilgilenmek istemiyorlar. | TED | لا يريدون أن ينخرطوا في أي شيء له علاقة بالسياسة. |
Onlar Buck Rogers'ı istiyorlar, etkili istemiyorlar. | TED | يريدون بك روجرز الخارق، لايريدون مجرد شيئ فعال. |
Şüphesiz insanlar tüm yolu yürümek istemiyorlar. | TED | الناس بطبيعة الحال لايريدون اجتياز الطريق بطوله نحو الحافة. |
Geride hiç bir tanık bırakmak istemiyorlar ve bugünden sonra, ...hiç olmayacak. | Open Subtitles | لايريدون أي شهود .ولن يكون هنالك بعد اليوم |
Kızlarını seviyorlar. Gitmesini istemiyorlar. | Open Subtitles | انهما يحبان ابنتهما لا يريدان أن يتركاها |
Sonlarını yazmanı istemiyorlar. Kendilerince yaşamak istiyorlar. | Open Subtitles | لا يريدان لك أن تكتب نهايتهما يريدان أن يعيشاها بنفسيهما |
Parayı vermek istemiyorlar, başarmamızı istemiyorlar. | Open Subtitles | هم لا يُريدونَ دَفْعنا , هم لا يُريدونَنا أَنْ نَجْعلَه. |
Hayatlarının büyük bir kısmını, hiç de verimli olmayan bu zor işi yaparak geçirmek istemiyorlar. | TED | فهم لا يريدون ان يقضوا فترة طويلة من عمرهم وهم يقومون بهذا العمل المضني .. وبهذه الانتاجية المنخفضة |
Kılıçlarının güneşte parladığını birilerinin görmesini istemiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يريدون أحداً أن يرى سيوفهم تلمع من وهج الشمس |
Artık klasik korku filmlerini istemiyorlar. | Open Subtitles | لم يعودوا يرغبوا في أفلام الرعب الكلاسيكية |
Nova şok dalgası geldiğinde burada olmak istemiyorlar. | Open Subtitles | لا يودون أن يكونوا هنا عندما يصطدم ذلك النجم الكبير |
Düzenin eski haline dönmesini istemiyorlar. | Open Subtitles | لا يريدوا أن تعود الأشياء كما كانت قديمًا |
Beni istemiyorlar. Pazartesi-Cuma toplantılarına beni istemiyorlar. | Open Subtitles | .إنهم لا يريدونني إنهم لا يريدوني أن أحضر اجتماعات الإثنين و الجمعة |
Kuşlar tıka basa pirinç yedikten sonra başka bir şey yemek istemiyorlar. | Open Subtitles | من الرز ثم لا يرغبون في أكل أي شئ آخر مفيد لهم |
Sanırım o da beni seviyor. Fakat kayınpeder, valide, kayınlarımsa beni açıkça istemiyorlar. | Open Subtitles | لكن حمايا وحماتي . وأقربائهم لا يريدونني |
Aslında, bizi daha fazla orada istemiyorlar. | Open Subtitles | لكن الحقيقة, هم لم يريدونا أن نرى المزيد هناك |
Ölüm tek çözüm ama senin ölmeni istemiyorlar. | Open Subtitles | الموت هو العلاج الوحيد .. ولكنهم لا يريدونك أن تموت هم يعلمون كم من الخير المتبقى لتفعله |
Burada bir şey yapmanı istemiyorlar, fakat zaman... başbelası zaman. | Open Subtitles | انهم لا يُريدونَك ..ان تعملأيّ شئِ هنا ،لكي . يصيبك الملل. |