Sadece kendini açıklamak isteyecekti. Kendisinin de aslında insan olduğunu ispat etmek istiyordu. | Open Subtitles | أراد أن يفسّر نفسه أراد أن يثبتَ لشخصٍ ما أنّه ما زال إنساناً |
Ama günün sonunda Justin, bir şovmen olarak tanınmak istiyordu. | Open Subtitles | ولكن فى نهاية اليوم،جاستن أراد أن يكون معروفا بصفته فناناً. |
Ailemle ve çocukluğumla ve umutlarımla ve hayallerimle ilgili her şeyi bilmek istiyordu. | TED | كان يريد أن يعرف كل شيئ عن عائلتي عن طفولتي عن أمالي وأحلامي. |
O bilgileri istiyordu ve başka birinin eline geçmesine izin vermezdi. | Open Subtitles | هو أراده ، ولم يكن ليترك أي أحد آخر غيره يملكه |
Sevdiği şehirleri son bir kez ziyaret etmek istiyordu. | Open Subtitles | أرادَ القيَاْم بزيارةً بضعة مِنْ مُدنِه المفضّلةِ |
İnsanlar dışarı çıkmaktan korkup eve kapandı. Herkes bu deliliğin bitmesini istiyordu. | Open Subtitles | بقى المواطنون فى منازلهم خائفين من الخروج، أرادوا أن ينتهى هذا الجنون |
Şunu öğrenmek istiyordu: Bu sonuç nasıl hesaplanmıştı? | TED | هو أراد أن يعرف: كيف تُحسب هذه النتيجة؟ |
Okula baslamak ve okumayi ogrenmek istiyordu, ama ebeveynlerinin onu okula gonderecek kadar parasi yoktu. | TED | أراد أن يلتحق بالمدرسة و يتعلم القراءة، ولكن والديه لم يمتلكا المال الكافي لإرساله للمدرسة. |
George Wolf tiyatronun başına yeni geçmişti ve tiyatroyu değiştirmek istiyordu. Tiyatronun daha çekici, kentsel ve kapsamlı bir yer olmasını istiyordu. | TED | واستلم جورج وولف مهامه من مدير آخر وأراد أن يغير المسرح أراد أن يجعله حضريا وصاخبا ومكانا شاملا |
Biraz daha tumturak istiyordu. Bu yüzden orkestranın yerini büyüttü, böylece daha fazla tiz sesli enstrüman koyabilecekti. | TED | أراد أن يضيف بعض الزخرفة على الموسيقى. فقام بتوسيع مكان الأوركيسترا ليستطيع إضافة المزيد من الآلات منخفضة الوتيرة. |
Hayatımı böyle bir şey için neden tehlikeye attığımı öğrenmek istiyordu. | Open Subtitles | هو يريد أن يعلم لماذا أخاطر بحياتي من أجل شيء كهذا؟ |
Onun bir yarısı, yatıp ölmek diğer yarısı ise yaşamak istiyordu. | Open Subtitles | ،جزء منه يريد أن يموت ويخلد للراحة الجزء الآخر يريد العيش |
Bataklıkları ıslah ederek sıtmayı yok edip bölgeyi tarım alanlarına çevirmek istiyordu. | Open Subtitles | استعصى حتي على الرومان القدماء كان يريد استعادة الأهوار, والقضاءعلى الملاريا, و |
Yani hiç bir şansı yoktu. Biri onun ölmesini istiyordu | Open Subtitles | إذاَ لم تكن له أي فرصة شخص ما أراده ميتاَ |
Çünkü 3 yıl boyunca bir arada olmamızı istiyordu. | Open Subtitles | لأنة أرادَ العَيْش معنا لثلاث سَنَواتِ أكثرِ |
Ben de bir seferinde sıkıntıdaydım. Bir çok insan istiyordu... | Open Subtitles | كنتُ واقعةً في مصيبة ذات مرة، وكثير من الناس أرادوا.. |
O adamı ne hayatta tutuyordu, ...ve Sloane neden onu bu kadar çok istiyordu? | Open Subtitles | الذي كان يبقيه على قيد الحياة، والذي عمل سيوان يريده لذا بشكل سيئ؟ |
Bir an için; affedilmek istiyordu, diğer an, silahını doğrulttu. | Open Subtitles | في ثانيةِ يطلب المغفرة، وفي الثّانية التّالية يسحب سلاحًا صوبي. |
- Kalbi durduğu sırada. ne olduğunu bilmek istiyordu. | Open Subtitles | لقد أراد ان يعرف ما الذي حصل أثناء توقفه. |
Lucy Chapman ile olan ilişkisinden sonra yeni bir hayata başlamak istiyordu. | Open Subtitles | لقد كان الخطاب بشأن علاقته ب لوسى شابمان لأنه اراد ان يطويها ويبدأ صفحة جديدة فى حياته |
Ağlama nöbetlerine giriyor herhangi bir ağız gibi öpülmek istiyordu. | Open Subtitles | و لقد أرادت أن يتم تقبيلها كم يتم تقبيل الفم |
BeIki de seninIe oImak istiyordu ama baºka seçenegi yoktu. | Open Subtitles | ربما كانت تريد الإحتفاظ بك لكن لم يكن لديها خيار |
Evet, çünkü Susan bunu istiyordu ve ben de onu ve... | Open Subtitles | نعم، نعم، لقد فعلت ذلك لأنها أرادته و أنا كنت أريدها. |
Kadının kıskanmasını istiyordu. Ama kıskanmıyordu. | Open Subtitles | فقد أرادها أن تشعر بالغيرة، لكنها لم تشعر بذلك |
Tek gözlü maymun bir Sekhri olan... ...kadın için gerçekten adalet istiyordu. Böylece olayların tam olarak nasıl olduğunu tekrar anlattı. | TED | وكان القرد ذا العين الواحدة يريد ان يتتحقق العدالة للمرأة سيرتي لذا أخبر القصة كما جرت تماما |