Gecenin ortasında yetkililerden izin almadan yola çıkmana kim izin verdi? | Open Subtitles | من سمح لك بالمغادرة فى وسط الليل بدون تصريح من السلطان؟ |
Senin ailen 1950'den sonraki filmleri izlemene izin verdi mi hiç? | Open Subtitles | عمل أبٌويكِ ,هل سمح لك بمشاهدة اي افلام بعد 1950 ؟ |
Çok güzeldi. Adam ata binip dolaşmama izin verdi. | Open Subtitles | كان جميل جداً, الرجل تركني أركبه وأدور به وكل شيء |
Etmek zorundaydım. Yüzümün kalmasına izin verdi. Gösteri zamanında, beni serbest bırakacağına söz verdi. | Open Subtitles | اضطررت لهذا، لقد سمحت لي بالإبقاء على وجهي، ووعدت أن تحررني وقت التجلي |
Hayır diyen firavundu ama Tanrı yaşamasına izin verdi. | Open Subtitles | لانه بعد ذلك فرعون من قال لا لكن الله تركه حياً |
Annemin mezarına çiçek götürmeme izin verdi, hem de beleşe. | Open Subtitles | لقد سمح لي بأخذ الزهور لوضعها على قبر والدتي بالمجان |
Vazgeçip Tanrı'ya bıraktı ve onunkini ağzına almana izin verdi. | Open Subtitles | مضى قدماً و سمح للرب, و تركك تُدخله في فمك |
Bu iletişim, bir bakıma aynı gemide birlikte olan toplulukların sinerji oluşturmasına izin verdi. | TED | وما سمح لها به ذلك التواصل هو تكوين مجتمعات والتي، نوعا ما، كانت على نفس القارب معا؛ كانت متآزرة. |
Daha da yakınlaşmaya başladığımızda yaptıklarını görmeme ve fotoğraflarını çekmeme izin verdi. | TED | ومع توطيد صداقتنا، سمح لي أخيرًا أن أشاهده وهو يفعل ذلك وأن أوثقه. |
Yani, onu oraya birisi koydu ve birileri de orada devam etmesine izin verdi. | TED | أقصد، شخصٌ ما وضعه هناك وشخصٌ ما سمح له بإن يستمر هناك. |
Hiç hoşuna gitmedi ama en azından oyunda oynamama izin verdi. | Open Subtitles | لم يعجبه الأمر مطلقاً ولكنه على الأقل تركني أبقى بالمسرحية |
Parayı işaretlettirmeme de izin verdi, çünkü eninde sonunda avukatının paraya dokunacağını biliyordu. | Open Subtitles | و تركني أُعلِم النقود لأنه علم بنهاية المطاف محاميه سيلمسه |
Bir tanem, kitap kurtarıldığı için, periler seni görmeme izin verdi, ama burada kalamam. | Open Subtitles | عزيزتي لأن الكتاب تم انقاذه فقد سمحت لي السيلف بأن آتي لأراكي ولكني لا يمكنني البقاء |
Onu bir gün suçlu duruma düşüren abisi onunla olan bağlantısını kesti ve gitmesine izin verdi. | Open Subtitles | ,أخيه الأكبر الذي أوقع به في أحد الأيام ,الذي قطع السلاسل و تركه |
Söyler misin, yüce Gök Tanrısı sence Seth neden yaşamana izin verdi? | Open Subtitles | أخبرني يا إله السماء الحكيم .لماذا برأيكَ تركها سِتْ حيةً حتى الآن؟ |
Neyse ki her seyi gören bir kz vard. Telefonunu kullanmama izin verdi. | Open Subtitles | لحسن الحظ، كان هنالك تلك الفتاه التي جعلتني استخدم هاتفها، ورأت كل شي |
Çöp toplayıcı çöpümü kendim atmama izin verdi. | Open Subtitles | رجل النفايات جعلني أرمي نفاياتي داخل السيارة بنفسه |
Zili çalar çalmaz kapı açıldı, içeri girdim ama kimse yoktu. Karın sorgusuz sualsiz içeri girmeme neden izin verdi ki? | Open Subtitles | لم تكن سوى 5 دقائق , دخلت و لم ارى احدا زوجتك تركتني ادخل , لماذا فتحت الباب هي اصلا ؟ |
Neden oğlundan nefret eden bir canavar tarafından yetiştirilmesine izin verdi? | Open Subtitles | لماذا كان يسمح لي أن تثار من قبل وحش، كرهت لي؟ |
Simba, sırtlanların krallığı ele geçirmesine izin verdi. | Open Subtitles | سيمبا لقد ترك الضباع تتولى الحكم في مملكة الأسود |
Öğretmen gitmeme izin verdi, öğretecek hiç bir şey olmadığını söyledi. | Open Subtitles | الإستاذ تركنا نذهب الى البيت ،، قال بأنه لا يوجد شي لندرسه اليوم. |
Ve adam hemen listeyi kontrol etti, adımı buldu ve içeri girmemize izin verdi. | TED | وبالفعل، تفحص الرجل القائمة المرجعية في نهاية المطاف، ووجد اسمي، وسمح لنا بالدخول. |
Öylece gitmeme izin verdi. İyi niyet göstergesi olduğunu söyledi,başka bir sebebi yok. | Open Subtitles | لقد تركنى أذهب وقال أننى دليل على نيته الحسنة ولم يقل شيئاً آخر |
Resepsiyon girmemize izin verdi. Umarım mahsuru yoktur. | Open Subtitles | رجال الإستقبال سمحوا لنا بالدخول آمل ألا يكون لديك مانع |