Hayatım boyunca başkalarının izinden gittim. | Open Subtitles | فى الغالب هو أقرب إلى القلعة لقد كنت أتبع خطى مرسومة طوال حياتى أنقذينى .. |
Tabii, babanın izinden gitmediğin takdirde. | Open Subtitles | مالم، بالطبع، أنت تَسِيرُ على خطى أبوكَ. |
Katil Karındeşen'in izinden gittiğine inanıyorsa? | Open Subtitles | أعني لو أن القاتل فكر أنه يتبع خطوات السفاح |
"Siktirin gidin" paramı biriktirdiğimde, ...emekli olacağım ve onun izinden yürüyeceğim. | Open Subtitles | عندما أحصل على المال الكافي سأتقاعد و أسير على خطاه |
Annenin izinden gitmen gerektiğini düşünüyorsun... aslında gerçekten bunu istemiyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين انك من المفترض أن تحذو حذو أمك، ولكنك لا تريد ذلك حقاً. |
Meslektaşlarım turist cinayetleri teorisi üzerinde çalışırlarken ben de Lundy'nin teorisinin izinden gidip otel odasında ipucu arayacağım. | Open Subtitles | "فيما يعمل زملائي على نظرية قاتل العطلة" "سأتبع نظرية (لاندي) وأتفقّد غرفته في الفندق بحثاً عن أفكار" |
Ben sadece onun gerçek babasının izinden gitmesini istiyıorum | Open Subtitles | أريد الحرص على أنه يسير على خطى والده الصحيح |
Sanırım babanın izinden gitmene şaşırmamam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن لا أتفاجأ باختيارك للسّير على خطى والدك. |
Babamın izinden gitmek istiyorum ama hasta kabul etmeye başlayamazsam Harley'in 45 senedir sahip olduğu kliniği kaybedeceğim. | Open Subtitles | لقد اردت ان اتبع خطى والدي لكن ان لم ابدأ بجلب المرضى فسأخسر مزاولة العمل التي كان لدى هارلي لمدة 45 سنة |
Herkes tarafsız Succubus'un izinden gitmek istiyor. | Open Subtitles | الجميع يرغب بالسير على خطى الشيطانة المحايدة |
15 yaşındaki bir çocuğu başarısız olduğuna inandırmıştı çünkü o, babasının izinden gitmek istemiyordu. | Open Subtitles | إنه الشخص الذي أقنع طفل عمره 15 عاماً بأنه شخص فاشل فقط لأنه كان يريده أن يفعل أي شئ أخر غير أن يتبع خطوات والده |
Babanın izinden gittiğin için mutlu olacağını biliyorum. | Open Subtitles | اعلمُ انكِ ستكونين سعيدة بإتباع خطوات والدكِ |
Annemin izinden gideceğim bizi Cumhuriyete tekrar katacağım. | Open Subtitles | سوف اتبع خطوات امي وسوف ارجع اوندرون الى الجمهورية مرة اخري |
Harley'in babam olduğuna, gerçek babam olduğuna inanıyorum ve önümdeki bu 1 yıl onun izinden giderek, onu gerçekten tanımak istiyorum. | Open Subtitles | اؤمن بأن هارلي كان والدي , والدي الحقيقي وانا ادين ذلك لنفسي بأن اكتشف كيف كان خلال هذه السنة ان احذو على خطاه |
Onun izinden gittiğiniz için sizinle gurur duyuyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنَّهُ كانَ فخور جداً بكِ تسيرين على خطاه |
Onun izinden gitmekten daha iyi bir yol var mı? | Open Subtitles | وماهو الاختبار الأفضل من أن تمشي على خطاه ؟ |
Büyükannemin izinden yürüyorum. | Open Subtitles | أَحْذو حذو جدّتَي. |
Sanırım babasının izinden gidiyor. Durun! | Open Subtitles | أتعقد بأنه يحذو حذو أباه |
Meslektaşlarım turist cinayetleri teorisi üzerinde çalışırlarken ben de Lundy'nin teorisinin izinden gidip otel odasında ipucu arayacağım. | Open Subtitles | "فيما يعمل زملائي على نظرية قاتل العطلة" "سأتبع نظرية (لاندي) وأتفقّد غرفته في الفندق بحثاً عن أفكار" |
Bu kardeşi, o öldüğü gün onun izinden gideceğine yemin etti. | Open Subtitles | .. هذا الأخ الذي في يوم وفاتها أقسم لله أن يسير على خطاها |
-Evet. Sonsuza dek Tanrının izinden gideceğine ve bundan pişman olmayacağına inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تؤمن بإتباع المسيح إلى الأبدية و أنك لن تندّم على هذا؟ |
Wesley Gibson Babamın izinden gidemedim. | Open Subtitles | ليس هذا انا من يحزو بخطى والده |
Polisler için parmak izinden daha önemli olabileceğini düşünüyorum cidden. | Open Subtitles | اظن انها حتكون اهم من بصمة الصوبع فى شغل الشرطه |
Adli Tıp'ın minibüsten aldığı parmak izinden ve olay yerindeki lastik izlerinden bir şey çıkmadı. | Open Subtitles | عثر الجنائيّون على بصمات غير صالحة للإستعمال، ولا شيء من آثار الإطارات في مسرح الحادث |
Senin izinden gitmemi istediğini biliyorum ama ben-- | Open Subtitles | أعرف بأنك تريدني أن أتبع خطاك .. |
Gretchen'ın parmak izinden ulaştığın bilgi var ya? | Open Subtitles | المعلومات التي استخرجتَها من بصمات (غريتشن)... |
Kahramanının izinden gidiyor. Bu bir rahip yardımcısının ayini gibi bir şey. | Open Subtitles | إنَّهُ يتّبع خُطى بطله, الأمر شعائري, عمل المُساعد. |