Bak, onu tutuklamaya iznimiz olmadığına göre başka şansımız yok. | Open Subtitles | نحن لا نملك مذكرة لإعتقالها لذا هذا أو لا شيء |
Arama iznimiz yok ve elimizde izin alacak kadar kanıt da yok. | Open Subtitles | ،لا نحمل مذكرة وشخصياً لا أعتقد أننا نملك الأدلة الكافية لإحضار واحدة |
Nezaketiniz için teşekkürler ama buna iznimiz yok. Para üstünü alın. | Open Subtitles | شكرا للطفك لكنّ هذا غير مسموح لنا به رجاء خذ الباقي |
Tom, suç mahalline giriş iznimiz var. | Open Subtitles | توم لدينا تصريح بالدخول الى موقع الجريمة |
İznimiz veya arama emriniz olmadan yaptığınız testten haberdarız. | Open Subtitles | نحن مدركون للأختبار الذي أجريته بدون رخصة أو تفويض |
Herhangi bir şekilde reklam yapmaya iznimiz yok. | Open Subtitles | ليس مسموحاً لنا بالإنخراط بأيّة إعلانات من أيّما نوع، سيّدي. |
Öyle mi? Burayı arama iznimiz var. | Open Subtitles | حسناً لدينا مذكرة هنا لكي نبحث قليلاً في الجوار |
Efendim, evinizi aramak için iznimiz var, ve bizimle merkeze gelmenizi de rica ediyoruz. | Open Subtitles | سيدي لدينا مذكرة لتفتيش المكان ونريدك أن تأتي للقسم |
Sara evde değilse, arama iznimiz yok. Arama iznine ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | إذا لم تكن سارا بالبيت ليس لدينا مذكرة تفتيش |
Eğer bir şey saklıyorsa arama iznimiz yok, malzememiz de yok. | Open Subtitles | ان كان يخفي شيئا فليس عندنا مذكرة ليس عندنا معدات |
Arama iznimiz yada onayımız yok, o yüzden 12'ye kadar bana kanıt getirin, sahte kanıt yapmanız gerekirse yapın, anladınız mı? | Open Subtitles | ليس لدينا مذكرة تفتيش أو موافقة بحلول الثانية عشر احضروا أدلتى,هل فهمتم؟ |
Arama için iznimiz yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدينا سبب كافي للحصول على مذكرة تفتيش |
Bu halat ağları korkuluk olarak kullanmaya iznimiz var. | TED | كما انه مسموح لنا باستخدام هذا الحبل كدرابزين. |
Gerçek şu ki, adını ve çalıştığı şirketin adını yayınlamaya bile iznimiz yok ve tabi size yüzünü de gösteremeyiz. | Open Subtitles | وفي الحقيقة أنه غير مسموح لنا أن نذكر اسمه أو اسم الشركة التي كان يعمل فيها وبالطبع لايمكننا أن نظهر وجهه |
Bekle, seks yapma iznimiz de mi yok? | Open Subtitles | إنتظر لحظة ، ليس مسموح لنا بممارسة الجنس |
- Avukatım yolda... - Federal iznimiz var. Müdahale etmeyin lütfen. | Open Subtitles | ـ ذلك تعدى على حقوق السيد هيوز ـ معنا تصريح رسمى بالتفتيش |
Yılan derisi çanta ve o geceki kıyafetleriniz için iznimiz var. | Open Subtitles | لدينا أمر قضائي لحقيبة اليد المصنوعة من جلد الثعبان والفستان الذي إرتديته في حفل جمع التبرعات في تلك الليلة |
Evi aramak için iznimiz var. Hanım efendi, lütfen çekilir misiniz? | Open Subtitles | لدينا مُذكرة لتفتيش المنزل سيدتي هلا تنحيتِ جانبًا من فضلك؟ |
Sisteme giriş iznimiz yok. | Open Subtitles | لانه ليس لدينا أي صلاحية للدخول إلى النظام |
Bunları iznimiz veya bilgimiz olmadan yayınlıyormuş. Hepsinde de kendini kahraman yapmış. | Open Subtitles | كان يذيع هذا بدون علمنا ولا إذننا وطوال الرواية يجعل من نفسه |
Albay'dan iznimiz var efendim. | Open Subtitles | لدينا الإذن من الكولونيل يا سيدي |
Çünkü oraya girmeye iznimiz yok. | Open Subtitles | لماذا هم يحملون؟ لأننا حصلت على أي ترخيص للذهاب إلى هناك، نقيب. |
Keşke gelebilseydim, ama iznimiz yok. | Open Subtitles | أتمنّى بأنّ يمكنني، لكن نحن لا يُسمح لنا |
İznimiz olmasa bile Edo'ya gitmek zorundayız. | Open Subtitles | (لا بد أن نذهب إلى (إيدو رغم أننا لا نمتلك تصريحا |
Fransa kralı Louis bizim bilgimiz ve iznimiz olmadan... kıyılarımızı işgal mi ediyor? | Open Subtitles | الملك لويس من فرنسا يغزو شواطئنا دون معرفة لدينا؟ ودون الحصول على إذن منا؟ |