Kıza bak. Hiçbir şey öğrenmedin mi? Gözlerinde kötülüğü görüyor musun? | Open Subtitles | انــظر إليها , ألم تـــتعلم أي شيء أتــرى الشر في عينيها؟ |
Anlaşılan kötülüğü dışarıda tutmak için yaptığım koruma büyüsü içeride de tutuyor. | Open Subtitles | يبدو أن تعويذة الحماية أبقت الشر بالداخل بدلاً من منعه من الدخول |
Milgram kötülüğü şöyle ölçüyor, insanların otoriteye körü körüne uyma isteği ve 450 volta kadar çıkması. | TED | إذن ميلجروم يقدر الشر بالكم للتعبير عن استعداد الناس لتقديم الطاعة العمياء للسلطة، واستخدام أقصى قوة صعق عند 450 فولت. |
İyiliğe karşı kötülüğü, hassasiyete karşı tutkuyu, merhamete karşı suçu, zevke karşı ızdırabı tercih ettim. | Open Subtitles | يجب أن تزنوا الخير ذد الشر العاطفة ضد الحنان الجريمة ضد الاٍحسان |
Süpürgenin bilinen gücü, kötülüğü yolundan süpürmektir. | Open Subtitles | إنَّ هدف المكنسة التقليدي هو أن تكنسي الشرّ من طريقكِ |
Bence buraya gelmem bir şekilde buradaki kötülüğü uyandırdı. | Open Subtitles | أعتقد بأنّ مجيئي هنا تَصرّفَ كنوع مِنْ المحفّزِ نهوض الشر في هذه البلده |
Sadece bölümlerden ilkini tamamladım ve bu kötülüğü ete-kemiğe büründürmek içindi! | Open Subtitles | لقد أكملت الممرات الأولى فقط وكان هذا ليظهر الشر بشكله |
Kötülük hep pusuda bekler, bunu iyi biliyorsun... çünkü bu kötülüğü kendi yüreğinde gördün sen. | Open Subtitles | وانت تعلم كم الشر يكمن في نفوس الرجال لَك رَأى ذلك الشرِّ في قلبِكَ. |
Size gerçeği getirdim, kötülüğü yenen ve ihaneti affeden gücümün kanıtı. | Open Subtitles | لقد احضرت لكم الحقيقه دليل على قوتى لمحاربه الشر |
Korkarım saf kalpli birinin kalbi kötülüğü besler. | Open Subtitles | أعتقد أن هزيمة الشر المطلق تتطلب رجلاً بقلب نقى |
Ve eğer başarılı olursanız içinde büyüyecek olan şeytani yumurta, kendi kötülüğü ile onu etkileyecek. | Open Subtitles | وإذا كنت تنجح، وتفرخ الشر المتزايد داخل بلدها سوف تؤثر الميول الشريرة الخاصة. |
Eğer buna layıksam, bana güç verin ki bu kötülüğü mağlup edip, onu ait olduğu yere-- | Open Subtitles | أذا كنت مؤهلاَ، اعطوني القوة لأغلب هذا الشر البغيض و أرسله إلي |
Kıza, gün ışığının içindeki kötülüğü temizleyeceğini söylemen çok asil bir hareketti. | Open Subtitles | رأئع جدا ما قلته للفتاه عن ضوء الشمس الذي سيخلصها من الشر بداخلها |
Cadıların büyüsünü ve kötülüğü ayırt etmekte güçlük çekiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أنا أعاني من مشكلة بالتفريق بين سحر الساحرات و الشر |
Geçmişe gitmek ve yaptığı kötülüğü tersine çevirmek istiyorum. | Open Subtitles | السعي إلى العودة إلى الماضي والتراجع عن الشر الذي قام به. |
Kudretli Tanrı, kötülüğü Alt Edebilmem İçin Sel Gönder! | Open Subtitles | يا إلهي المجيد ، أرسل موج عارم لتدمير هذا الشر |
Yarım zamanlı çalışan bir koçun 18 yaşında bir liseliyle çıkmasının kötülüğü hakkında nasihât vermek istediğinden. | Open Subtitles | هل أردت أن تعظني بشأن الشر الكامن في كوني مدرب كرة قدم يواعد تلميذة ثانوية عمرها 18 عاماً |
kötülüğü süpürmek için buna nasıl erişeceğimizi öğrenme zamanımız geldi. | Open Subtitles | حسناً، حان الوقت فلقد تعلّمنا بأن ندخل عن طريق كنس الشرّ |
Ancak buraya gelmeden önce, iyi ve kötü arasındaki mücadeleye katılırız, sosyalizmin iyiliğine karşılık kapitalizmin kötülüğü, ve iyilik kazanmalı. | TED | لكن قبل أن نصل إلى ذلك، نحن منخرطون في صراع بين الخير والشر، وخير الاشتراكية ضد شر الرأسمالية، والنصر للخير. |
Zayıf bir zihindeki kibir her türlü kötülüğü üretebilir. | Open Subtitles | حين يسيطر الغرور على عقل ضعيف، تنتج كل أنواع الشرور. |
Gelmiş geçmiş en büyük kötülüğü dünyaya ben saldım. | Open Subtitles | قدّ أطلقت أعظم شرّ عرفه العالم. |
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. | Open Subtitles | منذ زمن طويل وفي أراضي بعيدة أنا آكو، متحول الأشكال و سيد الظلام اطلقت شراً لا يوصف |
Zayıfı güçlü kılmak, zarar görmüşleri iyileştirmek ve kötülüğü bertaraf etmek için ant içtik. | Open Subtitles | ولقد أقسمنا يمينا لننصرنّ الضعيف، ولنجبرنّ الكسير ولنقهرنّ قوى الشر |
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. | Open Subtitles | منذ فترة طويلة في أرض بعيدة، ل، أكو... على شكل تحول ماجستير في الظلام... أطلق العنان لشر لا يوصف. |
Sen kötülüğü asla hoş karşılamazsın ve bu dağlarda kötülük var. | Open Subtitles | أنت الرب الذي لا يرضى بالشر وهنا شر في هذه الجبال |
İçimdeki kötülüğü ortaya çıkaran, Mills'e benimle birlikte olmandan emin olmadığını söylemen. | Open Subtitles | إنَّ الشئَ الذي يُظهرُ مساوئي هوقولكـِلـ (ميلز) أنَّكـِ لستِ متأكدةً ما إن كنتِ تودين البقاءَ معيَ من عدمه |