Başka köylerin yıkıntıları ya da buradaki gibi, eski Sovyet dökümhanesinin kalıntıları arasında. | Open Subtitles | في حطام القرى الأخرى أو هنا في بقايا مصنع سوفييتي قديم لصهر المعادن |
Son iki yıldır, bunların bulunduğu köylerin 500 tanesi hiç bir gıda yardımına ihtiyaç durmadı - kendilerine yettiler. | TED | على مدى العامين الماضيين، 500 من القرى التي وجدت بها المستودعات لم تحتج للمساعدة الغذائية -- أصبحوا مكتفين ذاتياً. |
Paris biraraya gelmiş bu küçük köylerin bir dizisiydi ve bu yapıyı bugun hala görebilirsiniz. | TED | باريس كانت سلسلة من القرى الصغيرة التي جاءت معاً ، وما زلتم ترون تلك البنية اليوم. |
köylerin birinde film gösterimindeyken filmi kapattılar. Kadınların haklarını bilmelerini istemediklerini söylediler. | TED | وفي إحدى القرى التي كنا نعرض فيها قاموا بإطفائها قالوا أنهم لا يريدون أن تعرف النساء حقوقهن |
Sınırdaki köylerin vergi borçları gibi şeylerin bilgileri vardır. | Open Subtitles | معلومات عن القرى من قبل الحدود عن الضرائب وأشياء كهذه |
Bu köylerin nasıl güvende kaldıklarını kendi gözlerimle görmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أرى بنفسي كيف لهذه القرى بقية آمنة |
Büyük şirketler, köylerin altındaki topraklardaki doğalgazın peşinde. | Open Subtitles | الشركات تريد الغاز الطبيعي في الأراضي أسفل القرى |
Sizlere söz veriyorum, bütün köylerin sokaklarına kaldırım döşenecek ve... sokaklar ışıklandırılacak. | Open Subtitles | أعدُكُم كل طرق القرى ستكون مرصفة و مُنارة |
Fakat şuan, Hawija ve Abbasi gibi güneydeki en büyük köylerin hepsi IŞİD tarafından tutuluyor. | Open Subtitles | ولكن الآن, القرى الجنوبية مثل الحويجه و ناحية العباسي كلها تسيطر عليها داعش |
İlk başta, toprak kuraklaştıkça, köylerin hala her birkaç yılda bir başka yere taşınması gerekiyordu. | TED | في البدايات ، كان على القرى أن تغير مكانها كل بضع سنين بسبب نضوب التربة . |
Bu heyecan veren zaferler ve eşit ganimet paylaşımı sayesinde Spartaküs daha fazla kişiyi kendine çekti ve silah üretimi yapılabilecek bazı köylerin kontrolünü ele geçirdi. | TED | بفضل انتصاراته الملهمة وسياسة توزيع الغنائم بالتساوي، واصل سبارتاكوس جذب المزيد من الأتباع، واكتسب السيطرة على القرى بحيث يمكن تشكيل أسلحة جديدة. |
Bu da şu ki veriler ve teknoloji üzerine olan bütün bu yaklaşımımız sayesinde Hindistan'da köylerin yüzde beşinin okula gitmeyen kızların yüzde 40'ını içerdiğini biliyorum. | TED | وهي بسبب نهجنا، بالبيانات والتكنولوجيا، أن 5% من القرى في الهند تضم 40% من الفتيات غير الملتحقات بالتعليم. |
Murali Krishna bu köylerin birinden geldi. | TED | "مورالي كريشنا" جاء من واحدة من تلك القرى. |
Ama önce... burada isimleri yazılı olan köylerin yok edilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | و لكن أولاً يجب تدمير القرى التالية |
Başka köylerin de dağları, sahte patikaları ve zeki liderleri vardı... ancak bunlar o köyleri kurtaramadı. | Open Subtitles | القرى الأخرى لديها الجبال ومسارات خاطئة وقادة أذكياء... ولكن هذا لا ينقذهم. |
Artık köylerin gözü ve kulağısınız. | Open Subtitles | . أنتم عيوننا و آذاننا في القرى |
2005 yılında bir ziraat mühendisi olan Anthony Fitzherbert Helmand boyunca seyahat edebilir, Nad Ali, Sangin ve Göreş'te kalabilirdi, ki bu yerler şimdi çatışmanın yaşandığı köylerin isimleri. | TED | في عام 2005 آنتوني فيتزيربيرت " وهو مهندس زراعي سافر عبر هلمندآباد واستقر في " ناد علي و سانجين و جهوريش " وهي تلك القرى التي يستعر بها القتال اليوم |
Bunun ardından ise, bu köylerin tamamında ortalama yüzde 82 oranında -- 1.200 köy bunu tamamladı -- sudan kaynaklı hastalıkların yüzde 82 oranında azaldığına dair görgül kanıtımız var. | TED | ولكن فيما بعد أثبتنا عملياً أن 82% من متوسط القرى الـ 1200 التي أتمت المشروع -- نجحنا بتقليص نسبة أمراض المياه إلى 82%. |
Tarihte ilk kez, insanlar yiyeceği aramak yerine yetiştiriyordu ve bu da tarihteki ilk yarı-kalıcı köylerin gelişmesine yol açtı. | TED | لأول مرة كان بإمكان الناس أن يزرعوا الغذاء بدلاً من البحث عنه وهذا أدى إلى نشوء القرى شبه الدائمة لأول مرة في التاريخ . |
Bütün köylerin, köy danışmanlarına ihtiyacı var. | TED | كل القرى تحتاج مجلس للقرية |
Yakındaki köylerin acil tahliyesine başlanmış. | Open Subtitles | يتم الآن إخلاء طارىء للسكُان في القُرى القريبة، |