Baban kalçasını kırdığı zaman ona bakan kadına ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن السيده الذي تولت رعاية ولدك عندما كسر وركه؟ |
Özür diledi ama sanki kahve bardağımı kırdığı için özür diliyormuş gibiydi. | Open Subtitles | قالت أنّها آسفة،لكن الأمر بدا وكأنّها كانت تعتذر علي كسر كوب قهوتي |
Kasenizi kırdığı için, sizin ona süt vermeyeceğinizi düşündü ve bu yüzden kendi çanağını getirdi. | Open Subtitles | منذ أن كسر الآنية، اعتقد أنك لن تعطيه أي حليب فقد جلب صحنه معه |
Birisinin önceden kırdığı o büyük burun, kaşlarının üstündeki yara izleri tamamıyla onu önceden güçlendirdiğini gösterir, bu onu diğerlerinden üstün yapar. | Open Subtitles | ذلك الأنف الكبير الذي كسره أحدهم في وقت ما، وندبات فوق الحواجب كل هذا يظهر انه فرض أو حاول فرض، إرادته على الآخرين |
Kalplerini kırmış olabilir ama satış rekoru kırdığı da kesin. | Open Subtitles | ربما حطم بعض القلوب لكنه بالتأكيد حطم الرقم القياسي للمبيعات |
Sonra sana ihanet etti... aynen kalbini kırdığı ejderhaya ihanet ettiği gibi. | Open Subtitles | ثم قام بخيانتك مثلما خان التنين الذى كسر قلبه |
Sonra sana ihanet etti... aynen kalbini kırdığı ejderhaya ihanet ettiği gibi. | Open Subtitles | ثم قام بخيانتك مثلما خان التنين الذى كسر قلبه |
Maxence, cam kırdığı için onu cezalandırmıştı. | Open Subtitles | لقد عاقبه ماكسان لأنه كسر بعض زجاج النوافذ |
Burada kolunu kırdığı için hapse girdiği ve senin için geçici yaklaşma yasağı çıkarttığı yazıyor. | Open Subtitles | يقول هنا بأنه دخل السجن جراء كسر ذراعك وقد أصدر أمر منع ضدك |
Ve eski kız arkadaşı, kaburgalarını kırdığı için Richie hakkında sınırlama emri çıkarmış. | Open Subtitles | وبصفة خاصة,إحدى صديقاته السابقات حصلت على قرار ضده بعدما تسبب لها في كسر 4 من ضلوعها |
Gölde çekilmişti, babanın o aptal motoru yüzünden kolunu kırdığı zamandı. | Open Subtitles | لقد تم تصويرها عند البحيرة عندما كسر والدك ذراعه، هذا بسبب دراجته الغبية |
Graham kırdığı için yeni bir bulaşık makinesi lazım. | Open Subtitles | نحتاج غاسلة أطباق جديدة لأن غراهام كسر الحالية |
Hem bu yüzden, hem de birisi kafamda bira şişesi kırdığı için. | Open Subtitles | هذا و لأن أحداً كسر زجاجة بيرة على رأسي. |
Sonuç olarak en önemli ayrılık kuralı: kalbinizi kimin kırdığı ya da iyileşmesinin ne kadar süreceği önemli değildir bu zamanları asla arkadaşlarınız olmadan atlatamazsınız. | Open Subtitles | -وأخيرا , أهم قاعده للانفصال هي : -لا يهم من كسر قلبك وكم المده التي تستغرق .. -مستحيل أن تخطيها , بدون صديقاتك |
Martinez'in kilidini kırdığı ön kapının ayrıntıları burada. | Open Subtitles | هذه العلامة توضح كسر في الباب الأمامي |
Takımdaki arkadaşları bacağını kırdığı konusunda yalan söylemiş. | Open Subtitles | كذب زملاؤه حول وجود كسر في ساقه |
Tıpkı Andrew Spagnola'nın onun kalbini parlayan balo starı için kırdığı kadarki kötü. Sana söyleyeceğim şey için Jane'e asla söylemeyeceğine dair bana yemin etmek zorundasın. | Open Subtitles | حين " أندرو سبانجولا " كسر قلبها في حفلة النجمة الساطعة عليك أن تقسمي ألا تذكري لها |
Bilirsin işte, kırdığı, ısırdığı ya da çişini yaptığı her şeyin yerine yenisini koyabilirsin. | Open Subtitles | كما تعرف,يمكنك تغيير اي شئ كسره او مضغه او تبول عليه |
ve bana Earl'ün bugün ona gidip, 15 yıl önce... kırdığı camın parasını ödediğini söyledi. Gerçekten mi? | Open Subtitles | لقد قال لي بأن إيرل دفع حق الزجاج الذي كسره من 15 عام مضى |
Davetsiz bir misafirin Wisteria Lane'in güvenliğini kırdığı haberi hızla yayıldı. | Open Subtitles | انتشرت الأخبار كالنار في الهشيم أن هناك دخيل حطم الأمن في حي (ويستيريا) |
Pierre'in, kek dükkanınızda kırdığı tek yeri kalçası değildi. | Open Subtitles | (بيير) حطم ما هو أكثر من وركه في متجركم. |