Ama asillerinin yarısının, harika Makedonyalı anneler olabilecek güzel kız kardeşleri var! | Open Subtitles | لكن نصف رجالك النبلاء لديهم أخوات يصلحن لأن يكن أمهات مقدونيات |
Güçlü erkeklerin hep küçük kız kardeşleri olur. Ya da bir tane isterler. | Open Subtitles | الرجال الاقوياء دائمًا لديهم أخوات أو أحباب. |
Onun ruhu içinde sıkışıp ise , bütün kız kardeşleri yapmak zorunda ona dokunmak olduğunu, güç girmeleri. | Open Subtitles | إذا كانت روحها عالقة بالداخل كل ما على شقيقاتها أن تفعل هو لمسها للاستفادة من الطاقة |
Diğer ikisinin kız kardeşleri için acı çekişlerini görmeme gerek yok. | Open Subtitles | فلا حاجة لي لرؤية الأخوات يعانون من خسارة أختهم |
O kız kardeşleri daha önce gördün değil mi? | Open Subtitles | رأيت الأختان مسبقاً أليس كذلك؟ |
Güçlü erkeklerin hep küçük kız kardeşleri olur. Ya da bir tane isterler. | Open Subtitles | الرجال الاقوياء دائمًا لديهم أخوات أو أحباب. |
- Mel, Alman uşak Hans'ı McCallister kız kardeşleri ve cüce Peppo'yu oynayacak. | Open Subtitles | ميل سَيَلْعبُ هانز، الألماني كبير الخدم، كلتا أخوات McCallister، |
Işığın kız kardeşleri onun gibi çocukları koruyorlar. | Open Subtitles | أخوات النور يحمون الأطفال مثله |
Işığın kız kardeşleri bizler için aileden daha yakın oldular. | Open Subtitles | أخوات النور أصبحن أكثر من الأبوين لنا |
Onu evlat edindiler ve orada belki kız kardeşleri de vardır. | Open Subtitles | تبنّوها, وربما كان لديهم أخوات أيضاً |
Yani, bu o kadar o, biliyorsun, bize kız kardeşleri bir araya geldi büyüdü nasıl... beni. | Open Subtitles | أعني . هكذا عاشت إلى أن . وجدت شقيقاتها ، تعلمين نحن .. أنا |
O asla kız kardeşleri bir araya geldi Ve bu yana... Güç araya döndüm asla ve benim güçler var hiç. | Open Subtitles | و بما أنها لم تقابل ... شقيقاتها قوة الثلاث لم تعد مع بعضها و قواي لم تأتيني أبداً |
kız kardeşleri... anneleri ölmüş. | Open Subtitles | شقيقاتها الصغار دون أم |
Güzeller güzeli kız kardeşleri Margaret Mary'yi aldın. | Open Subtitles | أخذت أختهم الصغيرة الجميلة "مارجريت ماري" |
kız kardeşleri ona şu mesajı gönderdiler: | Open Subtitles | فأرسلت الأختان إليه قائلتين **: |
Anneyi öldürebilirim kız kardeşleri ve dişçiyi de. | Open Subtitles | حسناً, أستطيع قتل الأم. واخواتهم وطبيب الأسنان |
Bir mevzu değil. Kadın hamile kaldığında çocuğa kendisi, kız kardeşleri ve erkek kardeşleri tarafından bakılıyor. | TED | إنها ليست قضية. حينما تصبح المرأة حاملا, الطفل يتلقى رعايته بواسطتها, وأخواتها وأخوانها. |
birbirimizin kız kardeşleri dışında tabi. | Open Subtitles | بإستثناء أخواتنا |
Ebeveynleri, kız kardeşleri... Onların son kuruşlarına kadar harcamalarını istemeyerek. | Open Subtitles | والداها, أخواتها لاتريدهم ان يكافحوا لأجلها |
kız kardeşleri hepsinden önce çıkmak istemesini kabullenmeli. | Open Subtitles | على شقيقاته أن يتعاملن مع حقيقة أنّه أراد الخروج أوّلاً , صبي نموذجي |
Robert'ın kız kardeşleri Sandra ve Carol bu film için röportaj vermeyi reddettiler. | Open Subtitles | شقيقتا (روبرت)، (ساندرا) و (كارول)، رفضتا الظهور في هذا الفيلم. |