Küçük gruplara pusu kurup kaçıyor, ama bize saldırmaya cesaret edemez. | Open Subtitles | اوو , انه يهرب من الكمائن الصغيرة لكنه لن يجرؤ على مهاجمتنا |
Yurt dışındaki masum insanlarla tanıştıktan sonra onlara şu serbest bilmem ne hikâyesini anlattıktan sonra onları dolandırıp kaçıyor olabilir. | Open Subtitles | و يزف لهم الأمر بكونه مستقل و مهما كان ذلك و بعدها يهرب بعدما أخذ كل ما يملكون |
Erkeklerden, kaçması gerektiğini bilirmişçesine kaçıyor. Ama ne kadınları affediyor ne de çocukları. | Open Subtitles | فهو يهرب من البشر وكأنه يعرف أن عليه أن يهابهم ، لكنه لا يوفر النساء والأطفال |
Saksofoncu, bir İncil satıcısıyla kaçıyor ve bastaki kız hamile kalıyor. | Open Subtitles | عازفة الساكسفون تهرب مع الواعظ وعازفة الكمان أصبحت حبلى |
Şu an kaçıyor ama saklanabileceği çok fazla yer yok. | Open Subtitles | وهو هارب الآن، ولكن هناك أماكن محددة بوسعه الإختباء بها |
Gerçekte, korumaların hâlâ donmuş durumda biz konuşurken ekibim kaçıyor. | Open Subtitles | في الواقع, حراسك مازالوا مجمدين وفريقي هرب بينما نحن نتكلم |
Teri yüzüne değmemek için geri kaçıyor... | Open Subtitles | العرق يهرب إلى وراء ظهره لكى يبتعد عن وجهه |
Teri yüzüne değmemek için geri kaçıyor... | Open Subtitles | العرق يهرب إلى وراء ظهره لكى يبتعد عن وجهه |
Erkeklerden, kaçması gerektiğini bilirmişçesine kaçıyor. Ama ne kadınları affediyor ne de çocukları. | Open Subtitles | فهو يهرب من البشر وكأنه يعرف أن عليه أن يهابهم ، لكنه لا يوفر النساء والأطفال |
Katil kızı atının arkasına atarak kaçıyor. Polis de motosikletle peşlerinden gidiyor. | Open Subtitles | يهرب مع الفتاة على صهوة حصان والشرطة تلاحقهم على الدراجات النارية |
- Orta. Şüpheli yaya olarak kaçıyor. Afrika-Amerikalı erkek. | Open Subtitles | المشتبه به يهرب على الاقدام ذكر افريقي امريكي |
Beyni gerçeklerle yüzleşmekten kaçıyor. | Open Subtitles | مخها يهرب من الواقع و عندما لم تستطع المخدرات فعلها |
Ve Shanti ona rahat vermediği zaman kızıp hemen bir yere kaçıyor. | Open Subtitles | و إن لم تحصل [شانتي] على ما تريد, فستصاب بالجنون و تهرب. |
Sizi endişelendirmek istemem, ama sanırım Fusbol'unuz kaçıyor! | Open Subtitles | لا أريد ان اقلقك، لكن أعتقد بان كراتك تهرب |
Sizi endişelendirmek istemem, ama sanırım Fusbol'unuz kaçıyor. | Open Subtitles | لا أريد ان اقلقك، لكني أعتقد بان كراتك تهرب |
Adam kaçıyor, saklanıyor. Yüzleşmek istemiyor. | Open Subtitles | الرجل هارب ،الرجل مختفى هو لا يريد مواجهتى |
"Al sana, ağzına s...tığımın pisliği" diyor paranızı alıyor, üstünüze işiyor ve kaçıyor. | Open Subtitles | خذ هذا أابن العاهرة خذ هذا أابن العاهرة أخذ مالك وتبول عليك ثم هرب |
Evet, bu mantıkla, kredi verenleriniz onu satarak borcunuzdan kaçıyor. | Open Subtitles | نعم، ولكن بمنطقك هذا فإن دائنيكم يهربون من دينكم ببيعه |
500 yıldır kaçıyor. | Open Subtitles | بلى قصدت الهرب، لطالما كانت هاربة طوال 500 عاماً |
Sadece kabul et, bu parçan gülümsediğin zaman kaçıyor ve biz, fark edenler onu kaçarken yakalamaktan mutluyuz. | TED | ارجو قبول ان هذه القطعة منك هربت باببتسامتك, وهؤلاء من لاحظوا سعيدون بالتعبير |
Lemon kaçıyor, biliyorum, ancak bu kendi sağlığını tehlikeye atmana değer mi? | Open Subtitles | أنا أعرف بأن ليمون ستهرب لكن هل هذا يستحق المخاطرة بصحتك؟ |
- Geet kaçıyor! - Bir çok seçenek var! | Open Subtitles | جيت تحاول الهرب من المنزل هناك العديد من الخيارات |
İki çanta taşıyan bir adam gölgelik alana doğru kaçıyor... hemen ardından da bir araba oradan çıkıyor. | Open Subtitles | رجل مع حقيبتين يركض بإتجاه الظل بعد ذلك هناك سيارة تغادر |
Her biri kendi tüylü veya pullu bendenini korumak için rastgele bir şekilde saldırgandan kaçıyor. | TED | كل فرد يفر في عشوائية ليسلم بحراشفه أو بريشه. |
Öteki yerleşimciler gidiyor. Buradan kaçıyor. | Open Subtitles | سيهرب أصحاب المزارع الآخرون أظنهم سيرحلون عن هذا المكان |
Bir kişi etkisiz, bir kişi kaçıyor. Tekrar ediyorum, bir kişi kaçıyor. | Open Subtitles | هناك رجل، مطروح على الأرض و آخر في حالة فرار، أأكد هناك واحد بحالة فرار |
Araçtaki iki şüpheli trafik çevirmesinden kaçıyor. | Open Subtitles | أثنين من المشتبهين بهم داخل مركبة يفرون من حركة المرور |