İsmi Arturro Marquez imiş, Arjantinli küçük çapta bir kaçakçı. | Open Subtitles | اسمه ارتوروا مارتييز مهرب بضائع صغير من الارجنتين |
İki Amerikalı kızın hayatı, adi bir kaçakçı ve açgözlü bir polis tarafından mahvediliyor. | Open Subtitles | فتاتان أمريكيتان، دمرت حياتهم من قبل مهرب مخدرات رخيص و شرطي فاسد جشع ... يضعه في جيبه |
Görebileceğin en kötü türden kaçakçı. Ama, endişelenme tamam mı? | Open Subtitles | الآن، إنه مهرّب من أسوأ نوع لكن لا تقلق، إتفقنا؟ |
Kamytondakiler dedi ki; birkaç kaçakçı mayın patlamasında ölmüş | Open Subtitles | قالوا لي في الشاحنة أن عدداً من المهربين قد لقوا حتفهم بسبب الألغام |
Ya ben kazanırsam, ve bir kaçakçı olmak istemezsem. | Open Subtitles | ماذا يحدث إذا فزت , ولم أكن أريد أن أصبح مُهرب |
kaçakçı çetemiz için bayrak yapıyor. | Open Subtitles | لقد صنعت عَلماً خاص لعصابة التهريب خاصتها |
Bana kimin kaçakçı kimin kaçakçı olmadığını mı öğreteceksin? | Open Subtitles | هل ستخبرني من يكون المهرب ومن لا يكون المهرب؟ |
kaçakçı olarak babasıyla Meksika sınırında çalışmış. | Open Subtitles | عمل مع والده في تهريب المخدرات عبرَ المكسيك |
"Eski paralı asker ve kaçakçı Daniel Archer'ın Sierra Leone'de tutuklanması" | Open Subtitles | اعتقل مهرب الماس على الحدود الليبريه |
O bir kaçakçı değil ben yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | انه ليس مهرب وانا لم افعل شيئاً خاطئاً |
Afganlı bir kaçakçı, yıllardır... | Open Subtitles | وقد مهرب المخدرات في أفغانستان.. |
Güvenlik güçleri kaçakçı olduğuna kanaat getirmişler. Bu yüzden her gün aramışlar. | Open Subtitles | ،وكان الحراس يعرفون أنه مهرّب ويفتشونه كل يوم |
Sizi Dallas'a götürecek bir kaçakçı bul. | Open Subtitles | إبحثي عن مهرّب يأخذكِ إلى دالاس، تكساس. |
Profesyonel bir kaçakçı | Open Subtitles | هو مهرّب محترف. |
Kaçıracak bir sürü malım var. Bunu yapabilecek bir sürü de kaçakçı var. | Open Subtitles | لدي الكثير لتحريكه، يوجد الكثير من المهربين يستطيعون عمل ذلك |
Çünkü bir çok kaçakçı ve hırsız, sınırdan geçmek istiyor. | Open Subtitles | لأن هناك الكثير من اللصوص و المهربين يحاولون الهرب عبر هذه الحدود |
kaçakçı olmayan biri, kaçakçı olduğunu bilmeyen birinden daha az dikkat çekecek. | Open Subtitles | فما من مُهرب قادر على إخفاء تهريبه بقدر المُهرب الذي لا يعرف أنه يُهرب |
kaçakçı olduğu bilgisini onlara biz vermedik fakat bir şekilde bundan haberleri var. | Open Subtitles | لم نطلعهم على التهريب ومع ذلك فهم يعلمون |
Bana bahsettiğin şu adamla görüşmeliyim, kaçakçı olan, adı Schmidt'ti. | Open Subtitles | أريدك أن تتواصل مع ذلك الرجل الذي أخبرتني عنه المهرب كان اسمه شميدت |
İsyankâr bir kaçakçı grubun üzerine mermi yağdırdım eski bir Sovyet uçağındalardı. | Open Subtitles | كنت أوقف تهريب ذخيرة لجماعة مرتدة أقود طائرة دعامة سوفيتية قديمة |
Bir kaçakçı neden... büyük, silahlı, neredeyse saptanamayan bir nakil aracı istesin ki? | Open Subtitles | لماذا المهرّب بحاجة إلى... ؟ تسليح كبير عربة نقل غير قابلة للكشف عمليا؟ |
- Evet söyledim. Duvara çıkan kestirme yolu bilen bir kaçakçı tanıyorum demek istemiştim. | Open Subtitles | أنا كذلك، ما عنيته أنّي أعرف مُهرّب يعرف طريقًا مُختصر عبر السور |
kaçakçı ve ajan olmak rolün gibi görünmeyerek rolün gibi görünmektir. | Open Subtitles | كون المرء مهرباً وجاسوساً يعتمد على إتقان الدور من دون الظهور به. |
Daha büyük olasılıkla bir kaçakçı tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | -من المرجّح أكثر أنّها قتلت على يد أحد المهرّبين |
Ünlü bir kaçakçı olursan, işini yanlış yapıyorsun demektir. | Open Subtitles | حسنٌ، إذا كنتِ مهربة مشهورة فلن تقومي بعملك جيداً |
Buralarda kaçakçı var mı? | Open Subtitles | هل هناك مهربين قريبين من هنا ؟ |
Ben bir müzayedeciyim, kaçakçı değil. | Open Subtitles | فأنا بائعةُ مزادٍ، لستُ مهرّبة. |
Medellin'deki her kaçakçı ona haraç ödemeliydi. | Open Subtitles | في اعتقاده ، على كل تاجر مخدرات في ميدلين أن يدفع له الجزية |