Bir FBI ajanına bir kaçakla bağlantıya geçtiğimi itiraf edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أعترف لعميل فيدرالي بأني أشتركت مع هارب. |
Aksi bir kaçakla deniz aşırı bir uçakta kısılı kaldım. | Open Subtitles | أنا عالق في رحلة جوية عبر المحيط الأطلسي مع مشاكس هارب .. |
Bugün, suçlu bir kaçakla buluşmak üzere konuştunuz. | Open Subtitles | أنتِ تكلّمت عن مجرم هارب بشأن مقابلته اليوم |
- Hayır, hayır dinle, burda tehlikeli bir kaçakla uğraşıyorum siz anlarsınız, değil mi? | Open Subtitles | أتعامل مع هارب خطر هنا تتفهّم هذا ، أليس كذلك ؟ |
Bir kaçakla yolculuk ettiğimi sanıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون كنت مسافرا مع فارا من وجه العدالة. |
Tabi, güzel bir plan. Bir kaçakla beraber kaçacak. | Open Subtitles | صحيح, خطة جيدة , تريدها الذهاب مع هارب |
Hayatının geri kalanını uluslararası bir kaçakla saklanarak geçirmek mi? | Open Subtitles | عيش حياتك طريدةً مع هارب دولي؟ |
Cinayet ya da kaçakla ilgili tek kelime duymamış. | Open Subtitles | ولم يسمع شيء عن قتل أو هارب أو طريد. |
Yanında bir kaçakla birlikte. | Open Subtitles | إنّه يُسافر مع هارب. |
Bence erkek arkadaşın tehlikeli bir kaçakla bir dolap çeviriyor. | Open Subtitles | -أعتقد أنّ خليلكِ يتآمر مع هارب خطير . |
Tess kendininkini geri aldı ama ben hâlâ bir kaçakla yattığım için-- | Open Subtitles | حسنٌ، (تيز) استعادت شارتها لكن ما دمت أنام مع رجل هارب... |
Arkada bir kaçakla geçmedin, Jenny. | Open Subtitles | (لكن ليس برفقتك هارب يا (جيني |
Bir kaçakla yolculuk ettiğimi düşünüyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون كنت مسافرا مع فارا من وجه العدالة. |