| Boş ver ve kabul et, bazen işler istediğin gibi gitmiyor. | Open Subtitles | استسلم فقط و اعترف أنّ الأمورَ أحياناً لا تسيرُ كما تريد. |
| Bir kerelik bir iş. 25 istiyorum. kabul et ya da vazgeç. | Open Subtitles | . صفقة واحدة فقط ، أريد 25 ألف اقبل العرض أو اتركه |
| Dostum bir iltifatı da kabul et. Buyur, dene. Biraz dene. | Open Subtitles | يا صاح ، تقبل المجاملة فقط هيا ، جرب البعض |
| İstediğin kadar şikayet et ama, kabul et ki hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | تذمري كما تريدين, لكني اعتقد انك تقضين وقتاً ممتعاً اعترفي بذلك |
| Şuan bu odada, senin yapmadığın güzel bir şeyi kabul et. | Open Subtitles | إعترف أن أمراً جيداً قد حدث وأنك لم تكن متوقعاً له |
| kabul et, iz sürme yeteneklerin Ruhlar Dünyası'nda işe yaramaz. | Open Subtitles | واجه الأمر , مهاراتك للتعقب لن تنجح في عالم الأرواح |
| Ya kabul et ya da git bağlaması. İşi kabul edip etmemen fark etmez. Ben nasıl olsa paramı aldım. | Open Subtitles | خدعة إقبل بها كما هي أو إتركها يارجل أن لا يهمني إذا إشتريتها أم لا أنا أستطيع الدفع بغض النظر |
| Her şeyi mahvettiğini ve hayatlarımızı cehenneme çevirdiğini kabul et artık. | Open Subtitles | ياصاح, اعترف فحسب بأنك خرّبت الأمر بأكمله وحولت حياتنا لجحيمٍ مشتعلة |
| Evet, ben evde yokken posta kutumu da karıştırmışsındır. kabul et. | Open Subtitles | نعم، أنت تتفقد صندوق بريد شقتي عندما أكون غائبة، اعترف |
| Ama en azından kadınla olan ilişkini beceriksizce yürüttüğünü kabul et. - Ben bana söyleneni yaptım. | Open Subtitles | لكن اعترف انك عالجت علاقتك مع المرأة بشكل سيئ |
| Bak Terry. Şu işi kabul et, soru falan da sorma. kabul et! | Open Subtitles | اسمع يا تيرى اقبل الوظيفه دون ان تطرح اسئله اقبلها |
| Fakat o gün gelene kadar, kızımın düğünü dolayısıyla bunu hediye olarak kabul et. | Open Subtitles | و حتى هذا اليوم اقبل منى هذة العدالة كهدية يوم زفاف ابنتى |
| "Saygımın ifadesi olan Dizbağı Nişanı'nı kabul et, kuzen." diyecek. | Open Subtitles | الرجاء تقبل رباط الجورب كعلامة إحترامى يا إبن عم |
| Yüce Tanrı, Kulun Helen için dualarımızı kabul et. | Open Subtitles | أله القدسية والقوّة , تقبل صلاواتنا من أجل هيلين. |
| kabul et özgürlüğü kiraladığımız yılda bile bütünüyle sahip olamadık. | TED | اعترفي بأنه في العام الذي استأجرنا فيه حريتنا لم نمتلكها بالتمام. |
| Şuan bu odada, senin yapmadığın güzel bir şeyi kabul et. | Open Subtitles | إعترف أن أمراً جيداً قد حدث وأنك لم تكن متوقعاً له |
| kabul et Jack, işi berbat ettin. | Open Subtitles | واجه الامر ، لقد افسدت كل شيء كان من المفروض ان يتم انقاذنا |
| - Kalk ve sana bahşedilen mucizeyi kabul et. - Amin. Tanrı'ya şükür. | Open Subtitles | إنمو و إقبل المعجزة التى منحك إياها آمين ، سبحان الله |
| Ve pazarlık yapma. Ne teklif ederse kabul et. | Open Subtitles | و إياك و المساومة, اقبلي بما يعرضه و كفى |
| kabul et, yaşlılar teknolojide berbatlar. | Open Subtitles | إعترفي أن الكبار لا يفهمون التقنيات الحديثه |
| Birlikteki bir çok kişi bile teklifi kabul et içeri dön diyorlar. | Open Subtitles | الكثير من الناس في النقابة حتى، يقولون أقبل العرض وتراجع. |
| Anthony seni çok kızdırmış olmalı. kabul et. Seni buraya tıktı diye boynunu kırmak istiyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي يبدو أن أنثوني أغضبك كثيرا أعترفي بأنكي ترغبين بتدميره لوضعكي هنا |
| kabul et ki, biraz huzur bulup yoluna devam edebilesin. | Open Subtitles | تقبلي ذلك وربما تستطيعين ان تجدي بعض السلام وتواصلي السير |
| Fazla bir şey istemeye hakkım yok... ama sen de kabul et, uzun zamandır bana hiç şans vermedin. | Open Subtitles | أعلم انه ليس من حقى أن اطلب الكثير لكن رغم ذلك , عليك أن تعترف انك لم تحسن إلى منذ وقت طويل |
| Bir yetişkin gibi kabul et. Aşkına sahip çık. | Open Subtitles | واجهي ذلك كالبالغين ستحصلين على ذلك بنفسك |
| Babanın düğününe sakince git. Tanrı'nın dileği olarak kabul et. | Open Subtitles | -اذهب الى زفافه بسلام اقبله كما لو كانت اراة الالهة |