Aslında, Jerry, uzun zamandır o kadar büyük bir salonda çalışmadın. | Open Subtitles | لعلمك يا جيري، لم تعمل في قاعة بهذا الحجم منذ مدة. |
O kadar büyük bir köpekbalığı, bir tondan ağır gelebilir ve 90 kiloluk bir deniz aslanını bir öğün olarak yiyebilir. | Open Subtitles | قرش بذلك الحجم قد يزن أكثر من طن و يمكنه بسهولة إلتهام وجبة واحدة عبارة عن أسد بحر يزن 200 رطل |
Hayır Daniel, haklısın, aslında onu göremezsin, tekliğin kendisini... değil, o kadar büyük bir kütle ki ışığın kendisi bile kaçamaz. | Open Subtitles | لا دانيال انت محق لا يمكن رؤية الثقب نفسه انه كبير جدا لدرجه ان الضوء يهرب منه |
Önceden sahip olduğumuz kadar büyük bir şeyi kovalamalıyız derim. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو انه ينبغي علينا أن نسعى خلف شيء كبير كما كنا نملكه |
Birinin bu kadar büyük bir sırrı varsa söylediği her şey yalandır. | Open Subtitles | عندما يكون لشخص سر كبير كهذا كل شيء بالنسبة له يصبح كذبا |
Onun katlandığı acıları silmeye yetecek kadar büyük bir ev yok. | TED | لا يوجد منزل كبير بما فيه الكفاية لمحو الألم الذي كان على جدتي الكبيرة تحمله. |
O şişko benzin deposunu taşıyabilecek kadar büyük bir araç. | Open Subtitles | العربة كبيرة بما يكفي لسحب تلك الدبابة السمينة من الغاز |
Bazen bu kadar büyük bir sahnemiz olmasını istiyoruz. | Open Subtitles | أحياناً نتمني لو كان لدينا خشبة مسرح كبيرة كهذه |
Beni uyandıracak kadar büyük bir güçtü. | Open Subtitles | الطاقه كانت بشكل كافي لكي توقظني |
Haklı. Çitten elektrik geçmezse o kadar büyük bir yaratığa fazla direnemez. | Open Subtitles | انها محقة بدون سياج يحميهم لن نصمد طويلا امام شيء بهذا الحجم |
Birisi ona bu kadar büyük bir popodan koşarak kurtulamayacağını söylemeli. | Open Subtitles | على أحد أن يخبره أنه لا يستطيع الركض بمؤخرة بهذا الحجم. |
Evet ama o kadar büyük bir şey için kimya mühendisi gerek. | Open Subtitles | نعم لكن لصنع شيء بذلك الحجم انت تحتاج الى مهندس كيميائي |
Ama o kadar büyük bir yüzük istiyorum ki sırtımı ağrıtsın. | Open Subtitles | لكني أريد خاتم كبير جدا والذي يعيد المشاكل إلي |
Beklediğim kadar büyük bir onur değil ama yinede idare eder. | Open Subtitles | أظنه ليس شرفاً كبير كما توقعت. |
Ben aşağılanmaya alışkınım. Ama bu kadar büyük bir kalabalığın önünde değil. | Open Subtitles | أنا معتادة على المذّلة ولكن ليس أمام جمع كبير كهذا. |
Burası herkesin kendi özel evrenine sahip olacağı kadar büyük bir yer. | Open Subtitles | المكان هنا كبير بما فيه الكفاية ليجد كل واحد عالمه الخاص |
Korktuğumu kabul edecek kadar büyük bir kızım. | Open Subtitles | أنا فتاة كبيرة بما يكفي للاعتراف أنا خائفة قليلاً |
İyi iş, akıllı kız. 10 yıllık polisim, bu kadar büyük bir dava çözemedim. | Open Subtitles | انا اعمل بالشرطة منذ 10 سنوات ولم احصل على قضية كبيرة كهذه |
Beni uyandıracak kadar büyük bir güçtü. | Open Subtitles | الطاقه كانت بشكل كافي لكي توقظني |
Bizim için ne kadar büyük bir fırsat olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | هل تدرك مدى حجم هذه الاستراحة بالنسبة لنا؟ |
Bu ne kadar büyük bir patlama yapmak istediğinle ya da kaç kişiyi öldürmek istediğinle alakalı. | Open Subtitles | انها مسألة ما هو حجم القنبلة الذي تريده و كم عدد الناس الذي تريد قتلهم |
Çünkü ben hokeyi Teksas kadar büyük bir Amerikan eti yapacağım. | Open Subtitles | لانني ساقيم الهوكي كما في تكساس كبير, مثل الستيك الامريكي السمين |
Bazı bilim adamları, bir tanesini yakalayıp bir insanın hatta bir uzay gemisinin bile girebileceği kadar büyük bir tane yapıp, onu milyonlarca kez büyütebileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | بعض العلماء يعتقدون أنه قد يكون .. من الممكن التقاط أحدها وتكبيره عدة تريليونات من المرات لجعله كبيراً بما يكفي للإنسان أو حتى لمركبة فضائية للدخول |
Belki de o kadar büyük bir kutu almamalıydın böylece dolapta o kadar yer kaplamazdı. | Open Subtitles | حَسناً، رُبَّمَا يَجِبُ أَنْ لا تشترِي مثل هذا الكارتونِ الكبير حتى لا يأخذ مجالاً كبيراً في الثلاجةِ. |
Harika bir mekanin var. Daha önce bu kadar büyük bir evde oldugumu sanmiyorum. | Open Subtitles | لديك منزل جميل هنا لم أزر منزلاً بهذا الحجم من قبل |