İstediğin kadar zamanın var. Seni uzun zamandır bekliyorum. | Open Subtitles | سيكون لديك كل الوقت لهذا لقد انتظرتك طويلا |
Yani iyi ki onu tanımak için bu kadar zamanın olmuş. | Open Subtitles | أعني، من حسن الحظ كان لديك كل الوقت للتعرف إليه |
İstediğin kadar zamanın var ama sanırım ben biliyorum. | Open Subtitles | لك كل الوقت الذي تريده، لكن أعتقد أنّني أعرف. |
Karar vermek için hafta sonuna kadar zamanın var. | Open Subtitles | لديك وقت حتى نهاية الأسبوع لتقرر |
Saat 04:00'a kadar zamanın var. | Open Subtitles | لديك وقت حتى الـ 04: 00 |
Bir kere sana bulaştı mı, ne kadar zamanın olduğunu bilemezsin. | Open Subtitles | بمجرّد أن تُصب بالمرض، لا توجد وسيلة لمعرفة كم لديك من الوقت |
Pazartesi gününe kadar zamanın var. | Open Subtitles | سأمهلك حتى الاثنين |
Yani iyi ki onu tanımak için bu kadar zamanın olmuş. | Open Subtitles | أعني، من حسن الحظ كان لديك كل الوقت للتعرف إليه |
İstediğin kadar zamanın var. | Open Subtitles | بإمكانِكِ الحصول على كل الوقت الذي تريدينه. |
İstediğin kadar zamanın olacak. | Open Subtitles | سيكون لديك كل الوقت الذي تريده |
Ölmek için istediğin kadar zamanın var! | Open Subtitles | خذ كل الوقت اللازم لتموت |
İstediğin kadar zamanın var. | Open Subtitles | خذي كل الوقت الذي تحتاجيه |
İstediğin kadar zamanın var. | Open Subtitles | خذي كل الوقت الذي تحتاجينه |
İstediğin kadar zamanın var. Ben hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | خذي كل الوقت الذي تحتاجينه |
Yarına kadar zamanın var. | Open Subtitles | لديك وقت حتى الغد |
Ne kadar zamanın var? | Open Subtitles | كيف عرفت بأنّني أعزب؟ كم لديك من الوقت ؟ |
Ne kadar zamanın olduğuna bağlı. | Open Subtitles | الأمر يعتمد على كم لديك من الوقت |
Çayımı bitirene kadar zamanın var. | Open Subtitles | سأمهلك حتى انتهى من الكاس |