ويكيبيديا

    "kafede" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المقهى
        
    • مقهى
        
    • بمقهى
        
    • بالمقهى
        
    • المقاهي
        
    • في المطعم
        
    • الكافتيريا
        
    • القهوه
        
    • كافيه
        
    • لمقهي
        
    • للمقهى
        
    • في محل القهوة
        
    • كافييه
        
    • المقهي
        
    • مقهىً
        
    Dinle, Lex'teki senin şu sevdiğin kafede buluşalım. Pizza dükkânının karşısındaki, hatırladın mı? Open Subtitles اسمعي قابليني في المقهى الذي تحبينه في ليكس مقابل محل البيتزا هل تذكريه
    Bu durumda da saat 8:00'de kafede buluşacağız. Anlaştık mı? Open Subtitles في هذه الحالة سنلتقي في المقهى عند الثامنة، اتفقنا؟
    İtalyancam üzerinde çalışıyorum, genellikle de bir kafede. Open Subtitles أتدرّب عادةً على لغتي الإيطاليّة في المقهى.
    Gördünüz mü, Kuantum kafede çalışanlar kesin emirlere alışkın insanlar gibi görünmüyorlar, çünkü burada her şey şansa bağlıdır. Open Subtitles أنت ترى,هم غير معتادين على ناس يضعون طلبات مؤكدة هنا فى مقهى الكم لأنه هنا كل شىء محكوم بالصدفة
    Kazadan yaklaşık bir yıl sonra burada Hukilaha kafede tanıştık. Open Subtitles تقابلنا هنا في مقهى هوكيلاو بعد عامٍ تقريباً من الحادث
    Yani gelip seni aşağıdaki kafede bekleyebilir miyim? Open Subtitles أيمكننى الحضور والأنتظار فى المقهى بالدور السفلى ؟
    kafede neredeyse ayakta kalıyordum. Benim zamanımdan sadece iki kişi kaldık. Open Subtitles لم أعد أذهب إلى المقهى إلا نادراً, لقد رحل معظم أبناء جيلي
    kafede ilk karşılaştığınızda... Open Subtitles في المرة الأولى التي التقيتما بها في المقهى
    Otobüs istasyonuna git, eve dönüş bileti al... ve sonra beni o kafede bekle. Open Subtitles أذهب وأبتع لنفسك تذكرة ذهاب من محطة الحافلات. ثم انتظرني بذلك المقهى.
    Bazen karakolda, bazen kafede bazen onun evinde. Open Subtitles أحياناً في مركز الشرطة أحياناً في المقهى أحياناً في بيته
    Dün gece onunlaydınız, değil mi, kafede öldürüldüğü zaman? Open Subtitles أنت كنت معه، ليلة أمس في المقهى عندما قُتل
    Öğlen tatilimi sahildeki köşede, küçük bir kafede yalnız geçirdim. Open Subtitles قضيت وقت الغداء لوحدي في مقهى صغير في زاوية المعرض
    Resmi değil ama altı yıl hayran sitesi yönettim. Bir internet kafede başlattım. Open Subtitles لكني أدير الموقع لما يقرب عَن 6 أعوام بدأت مِن خلال مقهى للإنترنت.
    Monty Little'ların kredi kartının Bangkok'ta bir internet kafede kullanıldığını buldu. Open Subtitles تعقب مونتي لتوه بطاقة ائتمان لتل الى مقهى أنترنيت في بانكوك
    Köşedeki kafede harika bir gün. Gerçekten kendini ikna ettin. Open Subtitles يوم مثاليّ في مقهى ركن، إنّك حقًّا تفوّقت على نفسك.
    Arkadaşınızla bir kafede oturduğunuzu, havadan sudan konuştuğunuzu düşünün. TED فكّر في الجلوس مع صديقك في مقهى وقيامك بمجرد محادثة خفيفة.
    Onunla bu akşam 8.30'da bir kafede buluşuyorum. Open Subtitles سوف أقابلها الليلة فى الثامنة و النصف فى مقهى
    John ve Barry'nin Whole Foods kafede sarıldığını göremezsiniz. TED لن تشاهدوا أبدا جون وباري يشربون القهوة مع بعض بمقهى هول فوودز.
    Ah elbette, kafede kocasını vuran kadın. Open Subtitles أجل، تلك المرأة بالمقهى التي أطلقت النار على زوجها
    Hayır, işin tuhafı onu bir kafede fark ettim. Open Subtitles لا، العجيب في الأمر أنني رأيته في أحد المقاهي
    kafede tanıştığım çocuk. Aslında onu yemeğe davet ettim. Open Subtitles إنه شاب التقيت به في المطعم في الواقع، دعوته لتناول العشاء معنا
    Okulun karşısındaki kafede oturup onu izliyorum. Open Subtitles انا اجلس فى الكافتيريا وأشاهده وهو يدهب الى المدرسة.
    Bugün kafede rastladgm bir kz sizinle kaldgn ve... Open Subtitles فتاه قابلتها اليوم في محل القهوه اخبرتني انها تسكن معك..
    Evet onunla bir kafede buluştuğunuzu ve çok üzgün olduğunuzu söyledi. Open Subtitles أجل لقد قالت أنكِ قابلتها على كافيه وأنكِ كنتِ مستائة منها
    Deneyimleri hakkında bir makale yazacaktı ve koşarak bir kafede bitirdi. Open Subtitles كان سيكتب يومياتة حول هذة التجربة وأنتهي بة الآمر مديرا لمقهي
    Leo'nun kafede olduğu gün terzinin yalnızca bir randevusu olmuş. Open Subtitles هذا الخياط كان لديه موعدًا في يوم ذهاب (ليو) للمقهى
    Yani bir kafede oturup sohbet edebilmek. Open Subtitles اقصد مجرد القدرة على الجلوس في محل القهوة والتحدث
    Nice'de bir kafede onun oturduğunu hayal ediyor olmalısın... Open Subtitles لا بد انك كنت تتخيل انه جالس في كافييه في نيس
    Bir kafede aşçıydım ben. Köftelerimi herkes severdi. Open Subtitles لقد اعتدت علي الطبخ في ذلك المقهي لقد أحب الجميع كرات اللحم التي أعدها.
    Kredi kartı kayıtlarına göre geçen hafta merkezdeki bir kafede 5-6 kez bulunmuşlar. Open Subtitles أجل, إنَّ سجلاتَ البطاقة الإئتمانيّة تربطهما في مقهىً وسط المدينةِ كثيراً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد