- Hafifletme. Merkezin kahvesi kıç deliğinden petrol çıkartma gibi. | Open Subtitles | هذا تلطيف، تشبه قهوة المركز سحب نفط من مؤخرة أحد. |
- Hafifletme. Merkezin kahvesi kıç deliğinden petrol çıkartma gibi. | Open Subtitles | هذا تلطيف، تشبه قهوة المركز سحب نفط من مؤخرة أحد. |
Ayılan her sarhoş Webster kahvesi içecek. | Open Subtitles | فى كل مرة عندما يستيقظ شخص ما سيشرب من قهوة ويبستر |
- Kahve içer misin demiş. - Bildiğimiz kahve mi, çakış kahvesi mi? | Open Subtitles | سألني إذا كنت أريد الخروج معه لشرب القهوة القهوة, أو مابعد القهوة ؟ |
İğrenç Amerikan kahvesi geceleri bir fareyi bile uyanık tutamaz. | Open Subtitles | القهوة الأمريكية السيئة لا يمكنها إبقاء الهمستر يقظاً ليلاً |
Hilal kahvesi. | Open Subtitles | مقهى القمر الجديد إنه يعمل فى الإعلانات التجارية |
Ayılan her sarhoş Webster kahvesi içecek. | Open Subtitles | فى كل مرة عندما يستيقظ شخص ما سيشرب من قهوة ويبستر |
Sebze bahçesi iğne oyaları, makromeler komşuyla sabah kahvesi biraz içki, biraz hap biraz psikanaliz... | Open Subtitles | سيارة العائلة و حديقة الخضراوات وأصحابك في الكنيسة و التطريز وفي الصباح , فنجان قهوة مع أحد الجيران |
Havuç suyu ya da italyan kahvesi bulabilirsin ve oradaki insanlar... | Open Subtitles | تستطيع ان تأخذ عصير جزر او قهوة ايطالية والناس هناك.. |
- Bu Fransız kahvesi demiştin! | Open Subtitles | لقد قلت أن هذه قهوة فرنسية هذا هو المكتوب على العلبة |
Tabii, annen kocama sabah kahvesi bile veremeyecek kadar korkunç olduğumu düşünsün. | Open Subtitles | بالطبع أ جعل امك تعتقد انني مريعة للغاية ولا استطيع إعطاء زوجي قهوة الصباح |
Kara'nın kahvesi için özür dilemem gerek. Bunu kavgaya dönüştürdüğüm için de. | Open Subtitles | علي الاعتذار عن قهوة كارا اشعر بالأسف عليها |
Otelin kahvesi pek iyi değildir. | Open Subtitles | كما تعلمين فإن القهوة ليست جيدة فيى النزل |
Bir fincan Etiyopya kahvesi... olabilir mi acaba? | Open Subtitles | يا حبّذا لو يكون فنجان من القهوة الأثيوبية ؟ |
Ermeni lokantasında Türk kahvesi isteme, | Open Subtitles | لا تطلبي القهوة التركية في مطعم أرميني أبداً |
Ama bu özel sabahta, bir kadının kahvesi beklemek zorundadır. | Open Subtitles | .. ولكن لامرأة واحدة، في هذا الصباح بالذات .. يجب أن ينتظر ذلك الكوب من القهوة |
Bu şahane opera ve İrlanda kahvesi için çok teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا للاوبرا الرائعة و القهوة الايرلندية الرائعة |
Söylememe gerek yok ama İspanyol kahvesi çok serttir. | Open Subtitles | يجب أن أقول لك هذه القهوة الاسبانية قوية حقا |
Las Palmas kahvesi Barranquilla Karteli'nin buluşma merkezidir. | Open Subtitles | ان مقهى لاس بالمز كان سقطة مميتة لمنظمة بارنكولا |
- kahvesi var, ama belki bir çörek istiyordur. | Open Subtitles | ، نعم، أتعرفين، لقد شرب قهوته .لكن لربّما يحتاج كعكة هل تحتاجين أيّ مساعدة؟ |
Ama kahvesi "gel de bana ilaç at" der gibi gözümün içine bakıyordu. | Open Subtitles | ولكن قهوتها كانت منتظرة ومتوسلة من اجل جرعة |
Çık oradan, Scuzz! O adamın kahvesi! | Open Subtitles | اخرج من هنا يا سكوز انها قهوه الرجل |
Birisinin kahvesi çok köpüklü olmuş galiba? | Open Subtitles | شخص ما حصل على رغوة كثيرة جدًّا في قهوتهم باللّبن ؟ |
Kasabanın en iyi kahvesi hâlâ burada mı içiliyor? | Open Subtitles | ألازلت تقدمين أفضل كوب للقهوة بالمدينة ؟ |
İrlanda kahvesi yapmaya çalışıyorum ama bu şey çalışmıyor. | Open Subtitles | أحاول أن أصنع لنفسي فهوة أيرلندية ولكن هذا الشيئ الغبي علي الثلاجة |
- Bu benim kahvem değil. - Starbucks'tan aldığım Kenya kahvesi nerede? | Open Subtitles | هذه ليست قهوتي اين مزيج القهوه الكينيه المفتخر خاصتي؟ |
Alışveriş dükkanı. Çok iyi kahvaltı yaparlar, kahvesi iyidir ve telefonları da çalışır. | Open Subtitles | سأتوجه إلى المركز التجاري لديهم فطور وقهوة رائعة |
Kafeinsiz yemen kahvesi alıp gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد بُن مُحوج بسرعة |