ويكيبيديا

    "kalmaz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يبقى
        
    • يتبقى
        
    • فليس
        
    • وستكون
        
    • فلن يكون
        
    • لن يكون هناك
        
    • لا تبقى
        
    • يبق
        
    • يكون لدينا
        
    • يكون لديه
        
    • في أقل
        
    • ولن يكون
        
    • يُترك
        
    • يتبقي
        
    • فلا يوجد
        
    Benim eğitildiğim gibi bir sistemi alın, ve hata yapması muhtemel sağlık personelini onun dışına atın, geriye hiç kimse kalmaz. TED لذلك لو اخذت النظام, بالطريقة التي دُرّستُ بها, و تخلصت من كل من يقوم باخطاء طبية, حينها لن يبقى اي شخص.
    Bu bazen oluşan şefkat, hakkında konuşmadığımızdır. Asla "bazen" olarak kalmaz. TED اذن فهذا التراحم العرضي, نحن لسنا بصدده. لن يبقى أبداً عرضيا.
    Hafta sonları burada hiç kimse kalmaz. - Gelir misin? Open Subtitles لا يوجد أحد أبداً هنا يبقى في عطلة نهاية الأسبوع
    ancak bu iki temeli kaldırırsanız bana kalırsa geriye pek bir şey kalmaz. TED لكن إن أزلتم هاتين الركيزتين، لن يتبقى الكثير على ما أعتقد.
    Ve eğer başarılı olursa, üvey kızını canlı tutmak için bir sebebi de kalmaz. Open Subtitles و إذا نجح، فليس لديه سبب ليدعك على قيد الحياه
    Bir kaç gün yatak istirahati sonrası bir şeyi kalmaz. Open Subtitles جزء بسيط ترتاح على السرير لعدة أيام وستكون على مايرام
    Pekâlâ, ama seni uyarayım Depo'da geçmiş her zaman geçmişte kalmaz. Open Subtitles حسنا، كلمة تحذير في المستودع الماضي لا يبقى دائماً في الماضي
    Kimse sonsuza dek biriyle kalmaz, o halde niye yalan söylüyoruz ki? Open Subtitles لا أحد يبقى مع شخص آخر للأبد إذا لماذا نستمر بالكذب ؟
    O zaman ölü olarak kalmaz ve Flütçü olarak yükselir. Open Subtitles إذاً لن يبقى ميتاً لكنه يعود على صفة عازف المزمار
    Eğer herkes kütüphaneden kitap çalarsa başkaları için hiç bir şey kalmaz! Open Subtitles أذا سرق الكل الكتب من المكتبة لن يبقى شيء لأي شخص آخر
    Bir dövme belki sonsuza kadar kalmaz, ama dövmeler varolan tüm kültürlerden daha uzun süredir var. TED إذاً ، فالوشم قد لا يبقى بشكل كامل للأبد لكن الوشوم موجودة من قبل كل الحضارات الموجودة.
    Muhtemelen bir taksiyi bekletiyordur. Asla uzun kalmaz. Open Subtitles من المحتمل ان يوجد تاكسى فى انتظاره انه لا يبقى طويلا ابدا
    Üçüncü kişi oturduktan sonra ise, sonuncu kişiye dördüncü sandalyeye oturmaktan başka seçenek kalmaz. TED وبعد جلوس الشخص الثالث، لا يتبقى للشخص الرابع أي خيار سوى الجلوس في المقعد الرابع.
    Ama aşırı heves, korumayı umduğumuz şeyleri tahrip edebilir ve elimizde hiçbir şey kalmaz. Open Subtitles و لكن من الممكن أن تتفانى فى الحماس لكى تدمر من تتمنى أن تنقذ فلا يتبقى شئ سوى العدم
    Bu parayı bulursak vergi ödemeye gerek kalmaz çünkü parayı bulmuş olacağız. Open Subtitles إذا وجدنا النقود، فربما لن يتبقى ضرائب لندفعها لأننا وجدناها
    Sistemin bütünlüğünü koruyamazsan, geriye sistem de kalmaz. Tamam. Open Subtitles إن لم يمكنك حماية نزاهة النظام فليس هناك نظام
    Annem kurabiyeleri eleştirmekle çok meşgul olacağından... beni eleştirecek zamanı kalmaz. Open Subtitles وستكون أمي مشغولة للغاية في انتقاد الكعك فلن تجدا وقتا لإنتقادي
    dedim. Sınırlarınızdaki diğer emisyonları azaltmaya devam ederseniz, hiçbir sorumuz kalmaz, dedim. TED إذا كان بإمكانكم الاحتفاظ ببقية انبعاثاتكم داخل حدودكم، فلن يكون هناك إشكال.
    Birkaç nesil sonra dişi birey kalmaz ve bu şekilde sazanlar yok olur. TED بعد بضعة أجيال، لن يكون هناك أثر للإناث، لا مزيد من سمك الشبوط.
    İyi olan birşey bu camşada rafta fazla kalmaz, Alice. Open Subtitles المرأة الجيدة لا تبقى عازبة لمدة طويلة في هذا المجتمع
    Asla bir yerde kalmaz. Asla minnet beklemez. Open Subtitles وهو لا يتوقف أبداً ولا يبق ولا يطلب شكراً أبداً
    Eğer onu yakalatırsak da, ikinci adamı yakalama şansımız kalmaz. Open Subtitles إذا إعتقلناه لن يكون لدينا فرصة في الإمساك بالرجل الثاني
    Eğer seni bırakırsam, bunu yapması için bir sebep kalmaz. Open Subtitles لو تركتك تذهب فلن يكون لديه سبب لجعله يفعل هذا
    - Baba, yapma! Bana telefon gelirse, bir saate kalmaz banyodan çıkarım. Open Subtitles قم بالرد على الهاتف، وإذا كانت المكالمة لي فأنا سأخرج من الحمام في أقل من ساعة بالطبع
    Rüzgâr şiddetlenirse, ev uçar ve bunu dert etmene gerek kalmaz. Open Subtitles أذا الرياح هبت،سوف تقتلع المنزل ولن يكون هناك شيء تقلق حوله
    Ayrıca yine bu sayede hedefini kişiselleştirir ve hiçbir şey şansa kalmaz. Open Subtitles وأيضاً التى يخصص بها الهدف لذا لا شىء يُترك للصدفة
    Dağılacak olursak hiçbir şeyimiz kalmaz. Open Subtitles و اذا افترقنا فلن يتبقي لنا شيئٍ
    Ve eğer bu nakit sorununu halledemezsem burayı size kiralamanın bir cazibesi kalmaz. Open Subtitles و إن لم أستطع التعامل معا هذا المال فلا يوجد دافع لأن أأجر لكِ المكان

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد