Fakat bir süre önce fark ettim ki, sevgi artık karşılıklı değilmiş. | Open Subtitles | ولكنى ادركت منذ وقت مضى ان تأثيرى لم يكن متبادل بعد الآن |
bu canlılarla karşılıklı fayda sağlayan sistemler bulabiliriz. | TED | أننا يمكن أن نجد نظام منفعة متبادل بين هذه المخلوقات. |
Belki bu karşılıklı değil, bencil olmamalısın. | Open Subtitles | ربما أن هذا ليس متبادل لذا فهي أنانية منك |
Konuşmalara,karşılıklı anlaşmayı arttırmak ve fikirleri değiştirmek için ev sahipliği yapıyoruz. | TED | نحن نستضيف النقاشات التي تروّج للفهم المتبادل ونأمل بأن تغيّر العقول. |
İşbirliğimizden yüksek oranda karşılıklı kazanç... elde etmeyi bekliyorum Bay Spade. | Open Subtitles | بأمانة, انا اتوقع الأنتفاع المتبادل من معرفتنا هذه يا سيد سبايد |
Büyükler ve çocuklar arasındaki eğitim karşılıklı olmalı. | TED | فنقل الدروس بين الكبار والصغار يجب أن يكون متبادلاً |
Çoğu yorumcu Conlan'ın Creed'le karşılıklı yumruklaşmaktan kaçınacağını düşünüyordu ama kendi isteğiyle yumruklaşıyor. | Open Subtitles | كل الخبراء توقعوا أن كونلن سيتجنب تبادل الضربات مع جريد لكنه يتبادلها طواعية |
Tuhaf görünebilir ama, kendimde ve diğer kişide bir anda ve karşılıklı aşkı ateşleyen... hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | ، ولكن، وقد تستغربوا من هذا ، ثمة شيء لم يحدث من قبل وهو أن أشعل حب في نفسي ، وفي شخص آخر .على الفور وبشكل متبادل |
Ekteki tekliflerin onayınızı alacağı beklentisiyle... uzun süreli ve karşılıklı yarar sağlayacak bir ilişki umut ediyorum. | Open Subtitles | أتمنى ان تحوز المنتجات على إعجابكم أأمل في علاقه طويله و ناجحه بشكل متبادل |
karşılıklı kazanç ilkesi üzerine kurulacak uzun süreli bir işbirliği çerçevesinde ekte sunulan tekliflerin tarafınızca onay göreceğini umuyor ve şimdiden hissetmekte olduğum şükran duyguları içinde, en derin saygılarımı sunuyorum. | Open Subtitles | أتمنى ان تحوز المنتجات على إعجابكم أأمل في علاقه طويله و ناجحه بشكل متبادل أعبر لكم عن امتناني الصادق |
Zamanla olur. karşılıklı saygı olduğu sürece böyle bir şey gelişebilir. | Open Subtitles | هذا الشيئ يمكن أن ينمو مادام هناك احترام متبادل, مثل هذا الشيئ يمكن أن ينمو |
Hem aşk dediğin nedir ki? karşılıklı saygıdır. Kendini adamadır. | Open Subtitles | لكن ما هو الحب ,إنة احترام متبادل و إخلاص إنه اهتمام شخص بشخص آخر |
Hiç de öyle değil. Bu iki taraf içinde kârlı, karşılıklı bir iş anlaşması. | Open Subtitles | ليس بأى شكل من الأشكال هو بشكل متبادل ترتيب العمل المفيد |
House ve Wilson'ın ilişkisine bayılıyorum, çünkü aralarında karşılıklı saygı ve-- dürüstlük var. | Open Subtitles | أحب علاقة هاوس و ويلسون لأن هناك نوع من الاحترام المتبادل و صراحة |
Bu karşılıklı ilham işbirliğini, girişimciliği ve yaratıcılığı teşvif ediyor. | TED | إذن هذا هو الإلهام المتبادل يشجع التعاضد و التعاون المبادرة و الإبداع. |
Gerçek anlamda karşılıklı bağımlılık da söz konusu. Bireysel kuşlar, topluluğun çıkarlarının kendi çıkarlarına olduğunu bir şekilde biliyorlar. | TED | و هناك معنى حقيقي للإعتماد المتبادل, حيث تفهم بعض الطيور بطريقة ما أن مصلحتها في مصلحة الجماعة. |
Keşke karşılıklı olsaydı. Sana olan kinini benden çıkarıyor. | Open Subtitles | أتمنى لو كان هذا شعوراً متبادلاً أياً كان مايكنه لك فهو يخرجه علي |
Barışın bir simyası vardır ve bu simya, kadın ve erkek bakışaçılarının iç içe olmasını ve karşılıklı iletişimini gerektirir. | TED | السلام لدية تناغم، وهذا التناغم عبارة عن تبادل وترابط بين وجهات النظر للجنسين. |
Bu zırhlı otoburlar sıklıkla Iguanodon sürülerinin çevresinde bulunurlar muhtemelen karşılıklı korunma için. | Open Subtitles | آكل النباتات المدرع هذا غالبا ما يعيش بجانب قطعان الايجوندون غالبا للحماية المتبادلة |
Tamam, bak, burayı sevmediğini biliyoruz. Ama tahmin et, hislerimiz karşılıklı. | Open Subtitles | حسنٌ، أنظر، نعلم أنّكَ لا تحبّ المكان هنا، خمّن أمرًا، الشّعور مُتبادل. |
Sanırım, biraz da karşılıklı sohbet etsek iyi olur, ha? | Open Subtitles | . حسناً، أعتقد أننا سنتحدث لبعضنا البعض فحسب. |
G.A ile resmi, ve karşılıklı çıkara dayanan, ...bir iş yapıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعمل مع سلطة المجرة كجزء من الرسميات شراكة مفيدة للطرفين |
karşılıklı tavizlerle hallolabilir. | Open Subtitles | مع قليل من الأخذ والرد قد لا تكون من الصعبة جداً |
Bilirsin keşke karşılıklı olsaydı, çünkü kişilik bakımından düşündüğümde... | Open Subtitles | تعرفين اتمنى ان يكون طريق ذو اتجاهين ، حقا لإن الشخصية الحكيمة .. انا فقط اعتقد |
Boşver, Mr. Monk.Asla karşılıklı bir ilişkimiz olamayacak. | Open Subtitles | إنسَه، السّيد Monk. هو مَا سَيصْبَحُ a طريق ذو إتجاهين. |
Diğer yandan nükleer radyasyon ise protonların karşılıklı pozitif yükleri nedeniyle birbirlerini ittikleri atom çekirdeğinde oluşur. | TED | من ناحيةٍ أخرى، الإشعاع النووي، ينشأ في نواة الذرة، حيث البروتونات تتنافر بسبب الشحنات الموجبة المتبادلة من الطرفين. |
Salakça, bir şekilde, birçok erkeğin karşılıklı faydasını dikkate aldığı çabalarımı kibarlıkla geri çevirdin. | Open Subtitles | بحماقة، أنت رفضت جهودي لسداد طيبتك بطريقه معظم الرجال قد يعتبروها منفعه متبادله |
Bu güven ilişkilerine ve karşılıklı değiş tokuşa dayanıyor. | TED | يعتمد هذا على علاقات الثقة والتبادل المشترك |
Bana karşı hisleri olduğunu biliyordun ve o hislerin karşılıklı olması düşüncesinden korkuyordun. | Open Subtitles | كنت تعرف أنه يكنّ لي المشاعر وكنت مذعوراً من أن تكون المشاعر متبادلة |