Bir kaç silahsız kargo gemisi, ama onlar da diğer görevlerdeler. | Open Subtitles | عدد من سفن الشحن غير المسلحة لكن هم في مهمات أخرى |
Dışarıdaki kargo gemine karşılık bu masada gördüğün her şey ile bahse girerim. | Open Subtitles | سأراهنك بكل شيء أملكه على هذه الطاولة مقابل, سفينة الشحن التابعة لك بالخارج |
Günde 400 uçuş yapmıyoruz. Yüzlerce ton kargo, ilaç ve silah da taşımıyoruz. | Open Subtitles | ونحن حقا لا نقوم ب 400 رحلة أو ننقل 100 طن من البضائع |
Ve sonra kanallar inşa edildi aynı binici ve aynı atla 10 defa taşıma yapabilirdiniz, tıpkı kargo kadar. | TED | وبعدها بنيت القنوات، كان بامكانك باستخدام نفس السائس والحصان، نقل مايقارب عشرة أضعاف كمية الحمولة. |
Ya da daha demin bir kargo yolladim, ve simdilik sadece purom var. | Open Subtitles | أو انني أرسلت الشحنة للخارج للتو وفي هذه اللحظة لا أمتلك إلا السيجار |
Benim gizli kusurlarım sebebiyle sigortalanamayacak değerli bir kargo olduğumu söylediler. | Open Subtitles | أخبرونني بأني كنت حمولة ثمينة غير مأمن عليها بسبب الخطيئة المتأصلة. |
- Bir kargo. Ay sonuna doğru gelecek, yani önümüzdeki cuma. | Open Subtitles | انها شحنة سوف تصل في اخر جمعة من نهاية هذا الشهر |
kargo ücretiyle birlikte, kilosu neredeyse 8 dolardan aza maloldu. | Open Subtitles | حتى مع الشحن سندفع أقل من 4 دولارات لكل باوند |
Yani artık Hank Gerrard'ın cesedinin niçin kargo bölmesine tıkıldığını biliyoruz. | Open Subtitles | لذا نحن نعرف لماذا جثة هانك جيرارد وضعت في عنبر الشحن |
İstedikleri her şeyi benim kargo konteynırlarımla nakletmelerine izin verirdim. | Open Subtitles | وسمحت لهم باستخدام حاويات الشحن خاصتي لنقل ما يريدون نقله |
Birkaç saat sonra, kargo ve teslimat dahil 23.6 milyon dolar olurdu. | TED | فقد ارتفع سعر النسخة بعد عدة ساعات الى 23.6 مليون دولار بالاضافة الى رسوم الشحن والايصال |
Teknoloji ilerliyor ve dijital sistemle çalışan bu kargo tarama röntgen cihazları giderek iyileşiyor. | TED | التكنولوجيا تتقدم للأمام وهذه ماسحات الشحن الكبيرة التي تعمل بالأنظمة الرقمية تتحسن أكثر وأكثر. |
Bakımı ve beslenmesiyle ilgili bilgiler kargo faturasıyla birlikte burada. | Open Subtitles | تعليمات العناية به وإطعامه موجودة بفاتورة الشحن |
Her yıl milyonlarca ton kargo gemisi bu nehir boyunca gider gelir. | Open Subtitles | كل سنة ، يتعرض ملايين طن من البضائع السفر صعودا ونزولا النهر |
Çoğunlukla rutin şeyler. Gemicilik numarası karşılaştırmaları ve gümrük beyannamesindeki kargo ağırlıkları. | Open Subtitles | معظمها اشياء روتينية كمقارنة ارقام شحنات البضائع واوزانها مع الوثائق الرسمية للجمارك |
Gene, harika bir fikrim var: kargo dışarı, insanlar içeri. | Open Subtitles | عندي فكرة مجنونة الحمولة الى الخارج الناس الى الداخل |
- Biletimle uçağa binip bir koltukta oturacağım, kargo bölümünde gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا أصعد إلى الطائرة مع تذكرتي وأجلس على كرسيّ ، وليس مكان الحمولة |
Tutulmakta olduğu kargo bölümüne girdiklerinde, o çoktan gitmişti. | Open Subtitles | حين اقتحموا الشحنة بالمكان به اختبأنا, كان قد ذهب. |
Canlı kargo, federal kanunlar. İşte. | Open Subtitles | حمولة حية تخضع للأنظمة الفدرالية شكراً لك |
Aslında, bir kargo aldım ve onunla bunu yapmak çok kolay oldu. | Open Subtitles | فى الواقع لقد جائني شحنة من اسلاك عيار 12 يجعل التثبيت سهلاً |
Bu kısa sürede yüksek masraflı bir kargo işi olacak gerçekçi olmayan bir mühendislik girişimi olurdu. | TED | وهذا مشروع تصميمي غير واقعي سيتحول سريعاً إلى عملية نقل بضائع مكلفة جدا. |
Benim kargo işlerimi yönetiyor, faturaları ödüyor yakın akrabalara haber veriyor. Evet Hermes, neyin var? | Open Subtitles | يتولى طلبيات التوصيل وتسديد الفواتير وإخطار أقرب الأقرباء، وما إلى ذلك. |
İnsanlardan uzak iki haftanın ardından, Tori, ÇYF telsizi sayesinde yerel bir kargo gemisiyle irtibat kurdu. | TED | بعد أسبوعين من انقطاع الاتصال، استطاعت توري أن تتصل بسفينة محلية للشحن باستخدام الأمواج عالية التردد. |
Şimdi, hatırladığım kadarıyla siz gençlerin götürmeniz gereken bir kargo var. | Open Subtitles | الآن، حسبما أذكر، عليكم توصيل طرد أيها الصغار. |
Tüm Yıldız Filosu personelini kargo ambarına naklet. | Open Subtitles | افصل طاقم أسطول النجم واحتجزهم في نطاق الشحنات في مؤخرة السفينة. |
Biliyorum. Bugüne kadar duyduğum en sahte sesli kargo görevlisi. | Open Subtitles | ذلك أكثر صوت رجل توصيل مزيّف سمعته أبداً. |
kargo yoktu sadece o genç hanım ve birkaç mürettebat vardı. | Open Subtitles | لا بضاعة ، فقط تلك الفتاة الشابة وطاقم صغير |
STS- 200'ün aslında Uluslararası Uzay İstasyonu'na kargo götürmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | وضع مشروع الاصلاح اس-تي-اس200 في الاصل لايصال حمولات الصيانة الى محطة الفضاء الدولية |
kargo kutularının üstündeki paketleme dökümünü biliyorsunuz değil mi? | TED | هل تعرف العلامات التي تجدها على صناديق فيديكس الخاصة بك؟ |