Gerçeği söylemek gerekirse bunu bir hayli komik buldum çünkü roman karmaşıklık üzerinedir. | Open Subtitles | أجد هذا مسلياً نوعاً ما. لأكون صادقاً معك لآن الرواية تتحدث عن التعقيد |
Bu şekilde, karmaşıklık adım adım artar. | TED | و على هذا النحو يُبنى التعقيد مرحلةً على مرحلة. |
Karmaşık şeyler daha kırılgan, daha kolay zedelenir hale geliyorlar, Goldilocks koşulları daha zorlaşıyor, ve karmaşıklık yaratmak daha zor hale geliyor. | TED | الأمور المعقدة تصير أكثر هشاشةً، أكثر عرضةً للمؤثرات، وتتجه الظروف الملائمة نحو الشدّة، و تزداد صعوبة خلق التعقيد. |
Bazı yanlarımız çok sıradan olmasına rağmen aslında yüzeyin altında bir yığın karmaşıklık var. | TED | هناك أجزاء مننا تبدو بسيطة، لكن تحت السطح، إنهم حقاً على قدر كبير من التعقيد. |
Tüm bunların sadece bir sistem içinde oluşturulmasındaki karmaşıklık yine bizim algılarımızın ya da günümüz matematiğinin ötesinde. | TED | ان هذا التعقيد في بناء هذا النظام الوحيد هو مرة أخرى فوق اي عقل بشري او اي رياضيات علمية موجودة اليوم |
Sorunlarımızın nedeni aslında bilimin bize verdiği karmaşıklık. | TED | إن سبب مشاكلنا هو في الواقع التعقيد الذي أعطانا إياه العلم. |
Ama büyüleyici bir çözüm mevcut ve karmaşıklık bilimi olarak bilinen şeyden geliyor. | TED | لكن هناك حل غريب يأتي مما يًعرف بعلم التعقيد. |
Ağlarla örülü dünyamızı, karmaşıklık bakış açısından anlamayı amaçlayan, uzun dönemli ve yüksek bütçeli programların ortaya çıktığını görüyoruz | TED | نحن نرى نشوء برامج طويلة المدى ومدعومة بشكل جيد تهدف لفهم عالمنا المحاط بالشبكات من وجهة نظر التعقيد. |
Umuyorum ki bu karmaşıklık bakış açısı bizim bir ortak zemin bulmamızı sağlayacaktır. | TED | أتمنى فعلاً أن يسمح منظور التعقيد هذا بإيجاد بعض الأرضية المشتركة. |
Fakat işin aslı, tek olan bir çeşit doğmakta olan karmaşıklık. | TED | ولكن حقيقة ما يحدث هو نوع من التعقيد الناشيء |
İyi mi? Kötü mü? karmaşıklık daha mı iyi? | TED | هل هي جيدة؟ أم سيئة؟ هل التعقيد أفضل؟ أنا غير متأكد. |
600 milden fazla uzaklıktan 50 santimetrelik bir hedefe odaklı kalmak zorundasınız, saniyede yedi kilometreden daha fazla hızla hareket ederken, bu da çok müthiş bir karmaşıklık seviyesi gerektirir. | TED | عليك أن تبق التركيز على هدف 50 سنتيمتر من علو أكثر من 600 كم بينما تتحرك بسرعة أكبر من سبعة كيلومترات في الثانية، الأمر الذي يتطلب درجة رهيبة من التعقيد. |
Biz karmaşık bir çevrede yaşıyoruz: karmaşıklık ve dinamizm ve kanıtın desenleri uydu fotoğraflarıdan ve videolardan. | TED | نحن نعيش في بيئة معقدة: التعقيد والحيوية وكل الأنماط الواضحة في صور الأقمار الاصطناعية، والفيديوهات. |
3B baskıyla karmaşıklık bedavadır. | TED | مع الطباعة الثلاثية الأبعاد، التعقيد مجاني. |
karmaşıklık. Burada kaçınız jonglör? | TED | التعقيد. الان هل هنا من يلعب قذف الكرات؟ |
Bir insan asla ve asla karmaşıklık korkusuyla sessiz kalmamalıdır. | TED | ولكن بالتأكيد، لا يجب أبدًا أن يظل الشخص صامتًا خوفًا من التعقيد. |
Biyolojik bilimlerde, düzen ve karmaşıklık ve yapının kendi kendini organize ederek meydana gelmesi kavramının ne anlama geldiğini araştırdılar. | TED | في العلوم البيولوجية، فسروا تضمين فكرة الترتيب، و التعقيد و البنية التي نهضت في طريق منتظم ذاتياً. |
Odağı ayarlanabilen lensler dengeye biraz karmaşıklık katar. | TED | تضيف العدسات القابلة للضغط قليلاً من التعقيد للمعادلة. |
Ve ilginç bir şekilde, karmaşıklık yüksek derecede gelişmiştir. | TED | ما يثير الإهتمام هو أن التعقيد في وضعٍ جد متطور. |
karmaşıklık harika olabilir. Karmaşıklığa bayılırız, değil mi? | Open Subtitles | المعقد شئ رائع نحن نحب الشئ المعقد , أليس كذلك ؟ |
Ama hayır, yüzeysellik seni iter. Yani bu bir karmaşıklık, iki yüzlülük değil. | Open Subtitles | لكن لا أنت نفرت من سطحيته , لذا هذا تعقيد و ليس نفاق |