Machine Learning ve katkıda bulunduğumuz zekâ için açık kaynak araçlarına sahibiz. | TED | لدينا ادوات مفتوحة المصدر للتعلم الآلي و الذكاء التي يمكننا المساهمة فيها. |
Seçim kampanyasına da katkıda bulunamıyorlar birkaç aptal balina kimin umurunda, değil mi? | Open Subtitles | ولا يمكنها المساهمة في الحملات الانتخابية لذا من يأبه لأمر بضعة حيتان سخيفة |
Sosyal medya da bu aldatıcı dostluk duyusuna katkıda bulunuyor. | TED | مواقع التواصل الاجتماعي تساهم أيضًا في هذا الإحساس الخادع بالتواصل. |
İkinci durum, tasarımın sürdürülebilirliğe nasıl katkıda bulunabileceği ile ilgili. | TED | أما الحالة الثانية فهي حول مساهمة التخطيط في الاستدامة. |
Belki de dünyanın güzelliğine ve insanoğlunun ruhuna bir katkıda bulunmayacaklar. | Open Subtitles | ربما أنه لن يضيف إلى جمال العالم أو لحياة الإنسان |
Sonra, dünyanın her yerindeki katkıda bulunanlar proje ziyaretleri sırasında, yeni makineler göstermeye, prototiplemeye başladı. | TED | المساهمة من جميع أنحاء العالم بدأت تظهر، ونماذج للات جديدة خلال زيارات مخصصة للمشروع. |
Bu fikre göre dünyadaki herkes bilime bir katkıda bulunabilir. | TED | وهذه الفكرة قائمة على أن الجميع في العالم قادرون على المساهمة في العلم. |
Bu, içimdeki kimlikle ve her insanın topluma ve farklı bakışlara katkıda bulunma kapasitesiyle bir bağlantı kurdu. | TED | ولامست في داخلي شيئاً عن الهوية ، عن قدرة كل شخص في المساهمة في المجتمع ، بطريقةٍ تبعث بالأمل. |
Çünkü bu ortak alana herkesin katkıda bulunabileceğini | TED | لأننا نقول أن كل شخص يمكنه المساهمة بأشياء |
söylüyoruz. Herkes herhangi bir katkıda bulunabilir, | TED | لهذا التقاسم. يمكن لأي شخص المساهمة بأي شئ، |
Astronom olmamama rağmen mevcut projeye nasıl katkıda bulunduğumu size göstermek istiyorum. | TED | وبالرغم من أنني لست عالمة فلك، أود أن أعرض لكم اليوم كيف تمكنت من المساهمة في هذا المشروع المثير. |
Puck, saygıyla söylüyorum, katkıda bulunmadığın zaman daha yararlı oluyor. | Open Subtitles | باك , مع احترامي انت اكثر فائده عندما لا تساهم |
Ve bunu yapmak için katkıda bulunmalı, uygulamalı ve sonuçlandırmalısın. | Open Subtitles | و لا بد أن تساهم بالأمر أتدرك ذلك؟ في النهاية |
Sosyal yardım planımıza nasıl katkıda bulunabileceğinizi internet sitemizde okuyun. | Open Subtitles | اقرأ وتعرف كيف تساهم في بناء نظام الرفاة الاجتماعي معنا |
Kontrol şöyle olmalı: "Bilime rastgele bir katkıda bulunan bilim insanı nasıl görünür?" | TED | لذا التحكم سيكون كيف سيبدو العالم الذي يقدم مساهمة عشوائية في العلم؟ |
Belki de, bir şekilde kendi bakımına katkıda bulunmaya başlamalı. | Open Subtitles | ربما يجدر به أن يبدأ بالمساهمة لإعالة نفسه بطريقة ما |
LT: Hatta, insanların koda katılmasıyla başlamadı, daha çok insanlar fikirlerle katkıda bulundu. | TED | لينوس تورفالدس: لم تبدأ بالفعل بمساهمة الناس في البرجمة ، لقد كانت أكثر بمساهمة الناس في الأفكار . |
Ölümcül yeteneklerimle katkıda bulunmakla çok büyük onur duyarım. | Open Subtitles | و سيكون ذلك شرف لي في مساهمتي ببعض من مهاراتي الحديثة |
Başka birisinin huzur bulması için katkıda bulunduğum için. | Open Subtitles | بأنّني ساعدتُ شخص ما لايجاد خلاصة |
Ben garip bir öğrenci olabilirim, sıradışı ilgi alanlarım olabilir. Ama hikayemi sizlerle paylaşarak, bir katkıda bulunduğumu umuyorum. | TED | ربما يعتبرني البعض طالباً غريباً باهتمامات غير تقليدية، ولكني أأمل أنني أساهم بتقاسم قصتي معكم جميعا. |
Ve din, buna katkıda bulunmak yerine, sorunun bir parçasıymış gibi görünüyor. | TED | و كل الديانات، يجب أن تسهم في ذلك بدلاً عن رؤيتها كجزء من المشكلة. |
Yüz çekiciliğine katkıda bulunan üçüncü etmen ise hormonal etkilerdir. | TED | والعامل الثالث الذي يساهم في جاذبية الوجه هو تأثير الهرمونات. |
Şu sıralar oyunu şöyle uyarlıyoruz, yeni bir oyuncu bir ev tasarladığında otomatik olarak ihtiyacı olan birinin evine katkıda bulunuyor. | TED | نحن حالياً نلائم لعبتنا بحيث عندما يقوم اللاعبون ببناء منزل، فإنهم يساهمون في بناء منزل لشخص محتاج. |
Gerçekte kim olduğumu saklayıp kimseye söylememe kararım kazara aynı bu ortama ve ayrımcılığa katkıda bulunmuş olabilir. | TED | إن اختياري لاخفاء وعدم مشاركة حقيقة شخصيتي ربما قد ساهم بدون قصد في إنشاء هذه البيئة المتشابهة وهذا الجو من التمييز. |
katkıda bulunan herkesin burada listelendiğini görüyorsunuz ve bu, insanların gerçek isimleri ile sistemdeki isimlerinin garip bir karışımından oluşuyor. | TED | سترون أنه قد تم ذكر جميع من ساهموا بالأسفل، وهو مزيج غريب من أسماء الناس الحقيقية وأسماء تسجيل الدخول لهم. |
Kimi vekiller katkıda bulunuyor ve geri dönüp soruyu aktarıyor. | TED | فهنالك بعض الأعضاء الذين شاركوا في ذلك ليرجعوا ويسالوا. |