| Müvekkilimizin kelepçelerini çıkarıp odayı boşaltırsanız seviniriz. | Open Subtitles | انزعوا الأصفاد عن موكلتنا واتركونا وحدنا رجاءًا |
| Bir memuru çağırıp kelepçelerini çıkarttıracağım. | Open Subtitles | انظر, سأذهب لأجد ضابطاً .وأجعله ينزع هذه الأصفاد |
| Ve kanun karşısında bir adam. Şimdi kelepçelerini at. | Open Subtitles | وبكونك رجل من حماة القانون، ارمي لي أصفادك. |
| Ama bence Amerika'daki siyah insanlar zihinsel sömürgeciliğin kelepçelerini, ...atmaya çalışınca bu kültürel sömürgeciliğin kelepçelerini de atma isteğini uyandıracaktır. | Open Subtitles | .. أعتقد أنه كما كافح السود بأمريكا .. لكى يتخلصوا من قيود الإستعمار العقلي .. فهم أيضا ً يعكسون رغبتهم |
| Dedektif, şunun kelepçelerini çözer misiniz lütfen? | Open Subtitles | أيّها المحقق ، هل يمكنك أن تفكّ قيوده الآن من فضلك؟ |
| Bill, kelepçelerini çıkarıp ayağa kaldırıp, cama doğru döndürür müsün onu? | Open Subtitles | بيل ، هلا قمت بإزالة القيود اجعله يقف و اجعله ينظر الى الزجاج؟ |
| Dedektif Bosch'a, Waits'in kelepçelerini gevşetmesini emrettiğini gösterdiği kesin. | Open Subtitles | حسناً ، إنه بالتأكيد يُظهر أنك أمرت المُحقق بوش بتحرير ويتس من أصفاده |
| kelepçelerini çıkar. | Open Subtitles | رافق قيودك للخارج |
| Heggs tuvalete gitmek için polis memurundan kelepçelerini açmasını istedi. | Open Subtitles | عندما أقنعَ الضخم النائب لإزالة أحد الأصفاد لكي هو يَستعملَ المرحاضَ... |
| kelepçelerini çıkardı. Ve dedi ki "Al bakalım, çaylak." | Open Subtitles | ومن ثم أعطاني الأصفاد وقال لي "خذي أيتها الشرطية" |
| Ulu Tanrım, şu dostumun kelepçelerini çıkarır mısınız? | Open Subtitles | يا إلهي هلا أزلتم الأصفاد عن صديقي هنا |
| kelepçelerini çıkarıp kendini arkadan kelepçele. | Open Subtitles | الآن أخرج أصفادك وضع أيدك وراء ظهرك |
| kelepçelerini ödünç alabilir miyim? | Open Subtitles | إيمكنني إستعارة أصفادك لِثانية؟ |
| Ama bence Amerika'daki siyah insanlar zihinsel sömürgeciliğin kelepçelerini atmaya çalışınca bu kültürel sömürgeciliğin kelepçelerini de atma isteğini uyandıracaktır. | Open Subtitles | .. لكى يتخلصوا من قيود الإستعمار العقلي .. فهم أيضا ً يعكسون رغبتهم فى التخلص من قيود الإستعمار الثقافي |
| İki büklüm oluyor. Ve kelepçelerini öne geçiriyor. | Open Subtitles | انحنى إلى الأمام ووضع قيوده أمامه |
| Ama sana benzodiazepin enjekte edeceğim sırada sedyeye bağlı kelepçelerini kırıp parmağımı çiğnedin. | Open Subtitles | ولكن عندما ذهبت للادارة والمخدر انتهي كسرتي القيود بالنقالة ومضغتي صبعي |
| Olay şu ki, Williams o kadar gaza gelmiş ki kelepçelerini çektiğini sanarken silahını çektiğini fark etmemiş. | Open Subtitles | الأمر هو أن ويليامز كان مُتحمساً للغاية لقد ظن أنه يسحب أصفاده لا سلاحه |
| kelepçelerini alabilir miyim? | Open Subtitles | ممكن استعير قيودك ؟ |
| Vilâyet hudutları dışına çıktı mı kelepçelerini çıkartabilir. | Open Subtitles | أخبره بأن يمكنه فك أصفاد (بوب) حالما يخرج من البلدة |
| Kendi kelepçelerini açmadan önce arabamız gidene kadar bekle. | Open Subtitles | خذ، انتظر حتى ترحل الشاحنة ثم فك قيدك |
| kelepçelerini çıkartın lütfen. | Open Subtitles | فك قيدها من فضلك |
| - kelepçelerini çıkar. | Open Subtitles | هيا، وقم بتقيض نفسك. |
| kelepçelerini kopartıp aradaki bariyeri tekmelemiş. Polisler hastanelik olmuş. | Open Subtitles | سحب اغلاله بعيداً وقام بالركل وتسبب في وضع اثنين من الضباط في العناية المركزة |
| Hayatın kelepçelerini kırabileceklerini düşünürler. | Open Subtitles | يعتقدون بأنّه يمكنهم التحرّر من أغلال الحياة |
| Kendi kelepçelerini kullanmalıyız. | Open Subtitles | إستخدام أغلاله. |