Gazetede yazan her şeyi okudum, hatta beni organizasyona çeken şey Kesinlikle buydu. | TED | قرأتُ كل ما كُتب في الصحف، وكان ذلك ما جذبني بالضبط إلى المنظمة. |
Kesinlikle. Zamanda ileri gidip başka neler oluyor diye baktım. | Open Subtitles | بالضبط.لقد ذهبت إلى الأمام بالزمن كى أرى ماذا سيحدث أيضا. |
Yeryüzünün yüzeyin Kesinlikle delik deşik edilmiş, ve buradayız, tam ortada. | TED | سطح الأرض بالطبع ملئ بالحفر، ونحن ها هنا، تماماً في المنتصف. |
Kesinlikle yok. Fakat birisinin sizin adınıza ayarlamasına ihtiyacınız var. | Open Subtitles | أنت بالطبع لا تحتاجنى لكنك تحتاج من يضبط الحل لك |
Kesinlikle, iki hafta önce bir köpek üzerine başarılı bir operasyon yaptım. | Open Subtitles | قطعاً. لقد أجريت بنجاح عملية تحويلة إلى كلب منذ أسبوعين مضى فحسب. |
Kesinlikle doğru. Ve biz hiç kimseye onların nereye gittiklerini söylemeyeceğiz. | Open Subtitles | بالضبط ، و نحن بدورنا لن نخبر أحداً إلى أين ذهبا |
Kesinlikle. Neden sadece seks yapıp bize birer kokteyl hazırlamıyor? | Open Subtitles | بالضبط, لماذا لا تمارس الجنس وتتناول كوكتيل لطيف مثلما نفعل؟ |
Evet! Kesinlikle! Hayır, hayır demek istediğim tüm olay bulanık. | Open Subtitles | أجل ، بالضبط لا ، أعني أن الحادث كله ضبابي |
Kesinlikle, Gus. Ve neden sarayı bu kadar karanlıkta bırakıyorlar | Open Subtitles | بالضبط جاز ولما يجب عليهم أن يبقوا القصر في الظلام |
Kesinlikle ve 30 yıl boyunca yakalanmadan öldürmeye devam etti. | Open Subtitles | بالضبط, وقام بالقتل لمدة 30 عاما بدون ان يقبض عليه |
Bu, ben Kesinlikle birilerini aramalıyım çünkü bu çok saçma. | Open Subtitles | أخبرني عنه إني بالطبع سأتصل بأحد ما لأنه سخيف بالتمام |
Sana söyleyeyim, o Kesinlikle bu okuldaki en ateşli kız. | Open Subtitles | دعوني أخبركم إنّها أكثر الفتيات إثارة في هذه المدرسة بالطبع |
- Şey, bakıyorum David'le tanışmışsın. - Evet, Kesinlikle öyle. | Open Subtitles | ــ أرى بأنك ِ قابلتِ ديفيد ــ نعم ، بالطبع |
Ama tedavi için, eğer ilaçlar sorun çıkarıyorsa Kesinlikle denerdim. | Open Subtitles | لكن طبياً، إن كانت الأدوية تخلق مشاكل، فكنتُ لأجربه قطعاً. |
Kesinlikle hayır! Bana tek hörgüçlü deve doğursan bile umursamazdım. | Open Subtitles | بالتاكيد لا من الممكن ان تلدى جملا وما كنت امانع |
Kesin bir şey istiyorsanız iltica talebinde bulunmak Kesinlikle yasaldır. | TED | وإذا كنتم تريدون شيئاً قطعي، فطلب اللجوء أمرٌ قانوني حتماً. |
Böyle giyinmeye devam edersen Kesinlikle bir kişisellik problemimiz olacak. | Open Subtitles | سأواجه مشكلة شهوة معكِ بالفعل إن ظللتي ترتدين هذا الزي |
En azından bana göre bu sorunun cevabı Kesinlikle evet. | TED | والجواب على هذا السؤال، بالنسبة لي، من الواضح سيكون نعم. |
Şimdi bu yöntem düşük maliyetli bir çözümken, çevresel açıdan veya insan sağlığı ve güvenliği açısından Kesinlikle uygun bir çözüm değildir. | TED | في حين قد يكون هذا حلاً ذا تكلفة إقتصادية منخفضة فهو بالتأكيد ليس منخفض التكلفة بيئياً أو على مستوى صحة وسلامة الإنسان |
Belki ben bu durumda tekimdir, ama yalnız değilim, Kesinlikle yalnız değilim. | TED | ربما أكون فريدًة في ذلك، ولكني لست وحيدًة، لست وحيدًة على الإطلاق. |
Bazı aktivistler Doritos'u da sever ama Kesinlikle parayı isterler. | TED | قد يحب بعض النشطاء الدوريتوس أيضًا، لكنهم قطعًا يحبون المال. |
Sadece yuruyerek MuhabirL Evet, su anda Kesinlikle hareket ediyor. | TED | فقط عن طريق المشي. الصحفي: حسنا، من المؤكد أنه يتحرك. |
Yeni bir böbreğe ihtiyacı olabilir, ama Kesinlikle yeni bir kalbe ihtiyacı yok. | Open Subtitles | ربما يحتاج لكلية جديدة ، لكنه متأكد كالجحيم بأنه لا يحتاج لقلب جديد |
Kesinlikle. Her şeyi unutup, kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. | Open Subtitles | بالتأكيد , أنا أخطط لنسيانه كلياً ونبدأ من حيث أنتهينا |
Kesinlikle. Ama, işçinin muhtemelen içine tükürdüğü bir şey için fahiş süper market fiyatı ödemek zorunda kalmaz mıyız? | Open Subtitles | طبعاً ، لكن أليس علينا دفع الأسعار المرتفعة لمتاجر البقالة ، مقابل شيء قد يرميه الفلاح؟ |
Hayır, hayır. Kesinlikle hayır. Burada uçuşan çocuklar istemiyorum! | Open Subtitles | بالقطع لا، سيجعل منكم أطفالا تطوفون بسماء المكان |