İhtiyaçları olduğunda Komşularını yüzüstü bırakacaksan, sen bilirsin. | Open Subtitles | ان كنت تريد التخلى عن جيرانك عندما يكونون بحاجة اليك فافعل ذلك بمفردك |
İhtiyaçları olduğunda Komşularını yüzüstü bırakacaksan, sen bilirsin. | Open Subtitles | ان كنت تريد التخلى عن جيرانك عندما يكونون بحاجة اليك فافعل ذلك بمفردك |
O biraz şüpheci, Komşularını ilginç bir şeyler... yapmayı planladıklarına inanmıyor. | Open Subtitles | وهو المشكك، إنه واقعي جداً لا يريد تصديق أن جيرانه يقومون بعمل مريب |
Lord'un, Komşularını ağırlamaktan mutlu olduğu son gündü, eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | فهو كان آخر مره كان فيها اللورد كان سعيداً بإستضافة جيرانه كالسابق |
New York'ta yaşayan insanların Komşularını tanımak için zaman harcamadıklarını duymuştum. | Open Subtitles | ولقد سمعت دائماً أنا الناس في نيويورك لا يتعرفوا على جيرانهم. |
Feder amma da gürültü yaptı. Hiç Komşularını düşünmez mi? | Open Subtitles | فيدر رفع صوت الموسيقى كثيرا ألا يعلم أن هناك جيران |
Neden tüm yeni Komşularını toplayıp onlarla deli içeceği partisi vermiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تقوم بجمع كل جيرانك الجدد مع بعض و بذلك يكون باستطاعتك عمل حفلة عصير المحللون ؟ |
Ve Komşularını uyandırmak hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | وأنا أودّ أن لست لإيقاظ جيرانك. |
Sanırım Komşularını tanımak her zaman iyidir. | Open Subtitles | إنه لأمر حسن التعرف على جيرانك. |
Bence insanın Komşularını tanıması önemlidir. | Open Subtitles | أعتقد أنه أمر هام أن تتعرف على جيرانك |
Burası Komşularını tanıdığın türden bir yerdir. | Open Subtitles | أعني انه المكان الذي تعرف فيه جيرانك |
Komşularını, gülümseyerek selamlar... | Open Subtitles | كان يلقي التحيّة على جيرانه ..كلّ يومبمحياحسن. |
Birçoğumuz ailelerini arkadaşlarını, Komşularını kaybetti. | Open Subtitles | كثيرٌ منا خسر عائلته أو أصدقائه أو جيرانه |
Seni şu filmde gördüm hani şu bütün Komşularını katleden adamı canlandırıyordun. | Open Subtitles | - لقد رأيتك في هذا الفيلم عن الرجل الذي ذبح كل جيرانه |
Size sadece gotrasını söylemez, Komşularını da söyler. | Open Subtitles | ولن يخبرك طائفته الفرعية و حسب بل عن طوائف جيرانه الفرعية أيضاً |
Dünyanın en gürültülü şehrinin en gürültülü bölgesi, ama yine de Mr. Zheng Komşularını sinirlendirmeyi başarmış | Open Subtitles | أكثر جزء مزعج لأكثر مدينة مزعجة في العالم بينما نجح السيد في أن يغيظ جيرانه |
Ücretsiz İngilizce kursları Komşularını daha iyi tanımalarına ve satış yapmalarına izin vererek insanların Uganda topluluğuyla kaynaşmalarını sağladı. | TED | و دروس اللغة الإنجليزية المجانية ساعدت الناس على الإنخراط في المجتمع الأوغندي. وسمحت لهم بالتعرف على جيرانهم وبيع بضائعهم. |
Ve keşke sizin gibi daha çok insan olsa, çünkü bu odada aynı durumda olan ve Komşularını tanımayan daha çok kişi olduğuna bahse girerim. | TED | وأتمنى أن يكون هناك الكثير من الناس مثلك، لأني أراهن أن كثير من الناس في الغرفة يعيشون في موقف مشابه ولا يعرفون على الأغلب جيرانهم. |
Feder amma da gürültü yaptı. Hiç Komşularını düşünmez mi? | Open Subtitles | فيدر رفع صوت الموسيقى كثيرا ألا يعلم أن هناك جيران |
Bir bıçak bildirmiş, fakat Cannady'nin Komşularını sorgulamamızı engelleyemedi. | Open Subtitles | لقد قامت بتعميم بلاغ ولكنها لم تستطع ايقافنا من استجواب جيران كانادى |
Komşularını seviyor | Open Subtitles | انها صديقه لكل شخص تقابله |
geçen sene bir hemşire Komşularını toplum sağlık çalışanları olmaları için eğitene kadar. | TED | حتى السنة الماضية حين دربت ممرضة جيرانها لأن يصبحوا عمال صحة في المجتمع. |
Onların Afrika imajları, buradakilerin kendilerini ve Komşularını nasıl gördüklerinden çok uzak. | TED | إن هذه الصور بعيدة جدًّا عن تصور العديد من سكان أفريقيا لأنفسهم وجيرانهم. |