Clarke. Bu şu anda konuşmak istediği bişey değil. | Open Subtitles | كلارك , هو لا يريد ان يتحدث عن هذا الان |
Tüm konuşmak istediği o. | Open Subtitles | هذا كل ما يريد ان يتحدث عنه |
Sizinle konuşmak istediği çok şey var. | Open Subtitles | يريد أن يتكلم عن أمور عديدة معكم |
Sizinle konuşmak istediği çok şey var. | Open Subtitles | يريد أن يتكلم عن أمور عديدة معكم |
- Tanıktan fazlası olduğumu düşünüyorum ama tek konuşmak istediği dava. | Open Subtitles | -أظن أني أكثر من مجرد شاهد لكن كل ما يريد التحدث عنه هو القضية |
Onun konuşmak istediği diyabet olup daha uzun yaşayan insanlar fakat diyabetin ortadan kaldırılması ya da önlenmesinden söz açtığımda çizgiyi aşmış oluyorum. | Open Subtitles | ما كان يريد التحدث عنه هو أناسٌ يتعايشون طويلا مع السكري لكن ما أن ذُكِرَ إزالة السكري أو الوقاية، آه، مهلاً، إنك تتخطى الحدود الآن. |
- konuşmak istediği konu da o zaten. | Open Subtitles | -هذا ما يريد التحدث عنه |