Bu ses kutusu dışında kimsenin benim adıma konuşmasına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أريد أن يتحدث أحداً نيابة عني، باستثناء هذا الصندوق الناطق |
Emrinde olanların senin için konuşmasına izin vermek güçlü görünmeni sağlar. | Open Subtitles | سوف يجعلكِ تبدين أكثر قوة لو أنكِ تركتِ تابعكِ يتحدث عنكِ |
İspanyol aksanlı biriyle bir telefon konuşmasına kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | سمعت مكالمة هاتفية بينه و بين شخص يتكلم بلكنة اسبانية |
Donnie, onun benimle, senin nişanlınla, böyle konuşmasına nasıl izin verebilirsin? | Open Subtitles | دوني. ، كيف تركته يتكلم معي هذا؟ انت خطيبي؟ |
Kadının konuşmasına izin vermemekle hata yaptığınızı düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | حسناً , أعتقد أيها الطبيب أنك ترتكب خطأ بعدم السماح للمرأة بالتحدث |
Dostum, sakın baban hakkında bu şekilde konuşmasına izin verme. | Open Subtitles | ,يا رجل، لا تتركه يتحدّث عن أبّيك بهذه الطريقة. |
Bu yüzden de rektör yardımcısı, dostum Scully'nin yerime konuşmasına izin vereceğim. | Open Subtitles | لهذا السبب سأتيح لصديقي العميد، سكالي مهمة إعداد خطاب لهذه الليلة |
Senin yaşındayken, büyükleri konuşmadan çocuğun konuşmasına izin verilmezdi. | Open Subtitles | عندما كنت بعمرك, لم يكن مسموحاً للأطفال بالحديث حتى يتحدث الكبار اليهم |
Nörolojik sorunlar insanların olmayan dillerde konuşmasına sebep olabilir, aksanlı konuşma- | Open Subtitles | المشاكل العصبية قد تجعل شخصا يتحدث لغات غير مفهومة يتحدث بلهجات |
Jerry sana birşey söylemek istiyorum. Normalde hiçkimsenin Rita hakkında bu şekilde konuşmasına izin vermem. | Open Subtitles | أنا لا أسمح عادةً لأى شخص أن يتحدث هكذا إلى ريتا |
bir yabancının onun lehine konuşmasına, köpürebilirler. | Open Subtitles | لو سمحت لشخص غريب أن يتحدث بالنيابة عنها، ربما يثورون |
İşim, bana birinin bildiklerini öğrenmenin yolunun, konuşmasına izin vermek olduğunu göstermişti | Open Subtitles | علمتني وظيفتي أن أفضل طريقة للتحقق مما يعرفه الشخص هي أن تدعه يتحدث |
Bu çük herifin böyle konuşmasına izin verecek misin? | Open Subtitles | أستدع هذا المغفل يتحدث معي بهذه الطريقة؟ |
Sonra, bedenimin konuşmasına izin verdim iyi bildiğim tek lisan çünkü ancak o zaman tehdit edilmiş hissetmiyorsun. | Open Subtitles | لذا فقد تركت جسمي يتكلم اللغة الوحيدة التي أعرفها لأنك بتلك الطريقة فقط لا تشعر بالتهديد |
Evet, insan ırkının evrensel dili, tabii Tanrı... insanların birden fazla dil konuşmasına karar vermeden önce. | Open Subtitles | لغة البشر العالمية قبل أن يقرر الله أن يتكلم البشر بألسنة مختلفة |
JJ, kanıtımız yok, avukatı konuşmasına izin vermeyecek, bu yüzden itiraf ettiremeyeceğiz. | Open Subtitles | جي جي ليس لدينا دليل محامي تابس لن يدعه يتكلم |
Drake ailesine yakın.Muhtemelen polislerle konuşmasına izin de vermişlerdir. | Open Subtitles | إن قريب من عائلة دريك على الأرجح أنهم سمحوا له بالتحدث للشرطة |
Dostum, sakın baban hakkında bu şekilde konuşmasına izin verme. | Open Subtitles | ,يا رجل، لا تتركه يتحدّث عن أبّيك بهذه الطريقة. |
Şimdi devam eden başkanın konuşmasına geri dönüyoruz. | Open Subtitles | والآن نعود بكم إلى خطاب السيد الرئيس |
Bu yüzden Dr. Zuwanie'nin konuşmasına izin verilmeli. | Open Subtitles | هذا بالضبط هو سبب أننا يجب أن نسمح للدكتور زوانى بالحديث |
David'in konuşmasına bazı notlar ekledim. | Open Subtitles | لين ، لقد وضعت بعض الملاحظات لخطاب ديفيد |
konuşmasına bakarsak bir ekoterörist olabilir. | Open Subtitles | حسناً، لو أخذنا خطابه إلى القيمة الاسمية، هو الإرهابي البيئي. |
Enflasyon hakkındaki son haberler, hisse senetleri bugün,başkanın... konuşmasına tepki olarak harekete geçti. | Open Subtitles | وبسبب التضخم الحالى، قامت عدة مظاهرات اليوم ردا على خطبة الرئيس |
Giles, birinin seninle konuşmasına, izin verdiğimi duyarsa beni öldürür. | Open Subtitles | اذا علم جايلس انني سمحت لاحدا ان يكلمك سوف يقتلني |
Seninle bu şekilde konuşmasına göz yumacak mısın? | Open Subtitles | هل تسمح له ان يخاطبك بهذه الطريقة ؟ |
O serserinin annen hakkında konuşmasına izin mi vereceksin ? | Open Subtitles | انه يصفك و والدتك بالمتخلفين |