Benimle süslü racalar gibi konuşmayı bırak. | Open Subtitles | توقف عن الكلام معي كما لو أنكَ أمير حاكم بالجواهر الملتصقة في أنحاء جسمك |
Ve Dünya'yı buluruz! konuşmayı bırak, harekete geç! | Open Subtitles | ثم نجد الأرض حسنا إذا، توقف عن الكلام و لنفعل ذلك |
Şunun hakında konuşmayı bırak. Bu senin için değil unutma. | Open Subtitles | توقف عن التحدث عن ذلك انهم ليس لك إنسه الامر |
- Öyle konuşmayı bırak. - Ne gibi konuşmayı bırakayım? | Open Subtitles | توقف عن الحديث بهذا الشكل – بأي شكل تقصدين ؟ |
O zaman onunla konuşmayı bırak. Benim böyle söylediğimi söyle ona. | Open Subtitles | حسناً ، توقفي عن الكلام معها و قولي لها أنّي قلت لكِ ذلك |
konuşmayı bırak! | Open Subtitles | توقّفي عن الحديث! |
Tamam konuşmayı bırak, hareket etme. | Open Subtitles | كفي عن الكلام و لا تتحركي |
konuşmayı bırak. Masaya yattıktan sonra dinleyeceğim seni. | Open Subtitles | توقف عن الكلام , سأستمع لك عندما تستلقي على الطاوله |
Hiç bir şeyi değiştirmez.O yüzden konuşmayı bırak ve yapman gerekeni yap. | Open Subtitles | لن يغير شيء لذا توقف عن الكلام حالا و افعل ما عليك فعله |
konuşmayı bırak ve buraya geliş amacını gerçekleştir. | Open Subtitles | لذا توقف عن الكلام وراقب ما جئت من أجله |
Son derece basit. Hayvanlarla konuşmayı bırak John. | Open Subtitles | حسناً، ذلك بسيط جداً توقف عن التحدث للحيوانات |
O zaman konuşmayı bırak ve izolasyona başla. | Open Subtitles | حسناً توقف عن التحدث وإبدء فى تحديد السبب |
O çirkin suratlıyla konuşmayı bırak da buraya gel. | Open Subtitles | توقف عن التحدث مع هذا الوجهه الغبـي وتعـال الى هنـا . |
Karın ağrısı hakkında konuşmayı bırak. Anneni geri getirmeyecek. | Open Subtitles | .توقف عن الحديث عن المرض الذي أصاب والدتك .فهذا لن يعيدها للحياة |
Sıkıcı hayatın ve aptal çocuklarından konuşmayı bırak. | Open Subtitles | توقف عن الحديث عن حياتك المملة وعن أطفالك الاغبياء |
Benimle sevgilinmişim gibi konuşmayı bırak artık. | Open Subtitles | توقفي عن الكلام معي كما لو كنت رفيقك |
konuşmayı bırak! | Open Subtitles | توقّفي عن الحديث! |
konuşmayı bırak da, üzerine bandaj yap. | Open Subtitles | توقفى عن الكلام وضعى ضمادة على الجرح |
Dünyamın dönmesini engelliyor. Onun hakkında konuşmayı bırak. | Open Subtitles | وهو يجعل عالمي يتوقف لذلك توقفي عن التحدث بشأنه |
Tapınaktayız diye keşiş gibi konuşmayı bırak da dövüş! | Open Subtitles | توقّفْ عن المُنَاقَشَة مثل الراهب! فقط معركة! |
Lütfen, Ryuzaki gibi konuşmayı bırak Light. | Open Subtitles | أرجو أن تتوقف عن الظهور كـ ريوزاكي يا لايت-كون |
Artık şu kahrolası silah hakkında konuşmayı bırak, olur mu! ? | Open Subtitles | كف عن التحدث بشأن البندقية اللعينة، حسناً؟ |
Ivy, erkek arkadaşınla konuşmayı bırak ve çalışmaya başla. | Open Subtitles | آيفي)، كفي عن الحديث) إلى صديقك الحميم وابدأي بالعمل |
Al işte, konuşmayı bırak. | Open Subtitles | توقفي عن الحديث. انت قومي بانهائها. |
Wilson, semptomlar hakkında konuşmayı bırak | Open Subtitles | يا (ويلسون) ، توقّفي عن التحدّث عن الأعراض |
Anlamsızca konuşmayı bırak. | Open Subtitles | توقف عن التكلم بالهراء . |