Burada konuşan bir başka TED konuşmacısından öğrendiğimiz bir fikir bu, kasıtlı bir tutum alma ile ilgili konuşmuştu. | TED | هذه فكرة حصلنا عليها من زميل هنا بتيد ، دان دينيت الذي تحدث عن اتخاذ موقف متعمد |
Şu Jack Sparrow. Siyah İnci hakkında konuşmuştu. | Open Subtitles | جاك سبارو تحدث عن اللؤلؤة السوداء |
Sonra da Mark ile seks yapmıştın ve herkes bunu konuşmuştu. | Open Subtitles | وبعد ذلك مارستِ الجنس مع (مارك) والجميع تحدث عن ذلك. |
Hiçbir şey, bayan, yalnızca onu dışarıda görmüştüm ve benimle konuşmuştu. | Open Subtitles | لاشيء،سيدتي، فقط بأني رأيته يوما ما و قد تحدث إلي. تعالي هنا ، ياصغيرة. |
Anlaşılan Nomar çoktan polis ressamımızla konuşmuştu. | Open Subtitles | وتبين أن (نومار) قد تحدث بالفعل مع رسام المباحث |
Okulda, zorbalık üzerine konuşmuştu. | Open Subtitles | لقد تحدث في المدارس بشأن السخرية من الأطفال |
şartlı tahliye heyetindekilerle bile konuşmuştu. | Open Subtitles | حتى لقد تحدث مع مجلس الادانه مع وقف العقوبه |
Bize yardım edebileceğini düşündüğü bir ejderhanın ruhuyla konuşmuştu. | Open Subtitles | لقد تكلم مع روح التنين الذي يظن بإمكانه مساعدتنا. |
-Seninle hastahanede konuşmuştu. | Open Subtitles | لقد تكلم معك فى المستشفى |
Sarfaraz yol ayrımında konuşmuştu. | Open Subtitles | سرفراز تحدث عن طريقين مختلفين . |
Ama Adèle ilgili konuşmuştu. | Open Subtitles | ولاكنه قد تحدث بأمر (أديل) |
Bir kez konuşmuştu. | Open Subtitles | ماذا؟ لقد تحدث ذات مرة يمكن أن يحصل ذلك مرة أخرى |
Senin hakkında konuşmuştu. Ben peder Peter. | Open Subtitles | لابد وانك كوين , لقد تحدث عنك |
Ölürken seninle ilgili konuşmuştu. | Open Subtitles | لقد تكلم عنك في النهاية |