Polis bir adamla uzun uzun konuştu. Biriyle diğerlerinden daha uzun. | Open Subtitles | الشرطة تحدثت مع شخص واحد فقط أكثر مما تحدثوا مع الآخرين |
Siz gri hücreleri hoplattınız Bayan Leadbetter, onlar da Poirot'yla konuştu. | Open Subtitles | الذى تجعليه يقفز هو الخلايا الرمادية الصغيرة وقد تحدثت الى بوارو |
Robot sentetik bir sesle konuştu, sizi antrenör ve hastalar örnek alınarak hazırlanan bir diyaloğa dahil etmek için. | TED | و تكلم الروبوت بصوت صناعي لتضمينك في حوار التدريب على غرار المدربين و المرضى و هكذا |
Sizinle biçimsiz mi konuştu? | Open Subtitles | هل تكلم بشكل أخرق ؟ كلا, يا صاحب الجلالة. |
Çok hızlı konuştu. Bir iki pişmanlığı olan ender bir adam. | Open Subtitles | لقد كان يتحدث بسرعة رجل مميز مع قليل جداً من الندم |
Peki daha önce duymadığınız biri ile konuştu mu ya da biri onunla irtibata geçti mi? | Open Subtitles | هل تحدّث مع أحد، أو اتصل به أحد لم تسمعي عنه قطّ؟ |
Böylece Anne, Bertha'yla konuştu ve sonraki gideceği vizite kızını götürmesini istedi. | TED | لذا آن تكلمت مع السيدة بيرثا وسألتها أن تحضر معها ابنتها في المرة المقبلة، وهذا ما فعلته. |
İlk başta, onlardan biri olduğunu düşündük ama sonra bizimle konuştu. | Open Subtitles | في البداية اعتقدنا بانها كانت واحدة منهم ،ولكنها تحدثت في البعد |
Benimle Oval'da öyle bir konuştu ki onu boğmak istedim. | Open Subtitles | أعني، لقد تحدثت مع في المكتب البيضاوي وأريد أن أخنقها. |
Başka bir grup bakterilerin iletişimi hakkında konuştu. | TED | مجموعة أخرى تحدثت عن التواصل بين البكتيريا |
Yapbozun bir başka parçası daha var, bunu çoktan biliyorsunuz, Ann Cooper dün bunun hakkında çok güzel konuştu. | TED | هنالك جزء من الاحجية تحدثت عنه آن كوبر بشكل رائع امس وانتم تعرفون الآن بأنه |
Herşeyi yoluna koydu, aile fertlerine haber verdi, tabutu aldı, papazla konuştu, ama hiç ağlamadı. | Open Subtitles | رتب للجنازة وكلم أفراد العائلة جلب النعش تكلم إلى القس |
Anlamadığım bir dilde konuştu, sonra yine kendinden geçti. | Open Subtitles | لقد تكلم ولكن ليس بالانجيلزيه ثم فقد وعيه |
Benimle konuştu. Başkalarına da öter. | Open Subtitles | نعم، إن كان قد تكلم معى سيتكلم مع شخص آخر |
Evet ama hiç kimse soruşturma süresince kiracılarla konuştu mu? | Open Subtitles | لكن ألم يتحدث أحد إلى أولئكَ السكان أثناء مجرى التحقيق؟ |
En son ne zaman biri size hata üzerine hata yapma üzerine konuştu? | TED | متى كانت اخر مره سمعتم فيها شخصاً يتحدث عن خطأ تلى الاخر؟ |
Üslerimle, eski ortağımla konuştu. | Open Subtitles | تحدّث إلى مساعديّ، شريكي القديم كان يبحث |
Aman Tanrım, dilsiz konuştu. - K.çına dikkat etsene sen! | Open Subtitles | يا إلهي، لقد تكلمت الخرساء راقبي مؤخرتك أيتها العاهرة |
Bir aydır 3 kelime, 5 kelime konuştu her gün. | Open Subtitles | إلا إنه لم يتكلم إلا قليلا خلال الأربع أسابيع الماضية |
Bir erkek-- gerçekten şirin bir erkek-- ve o benle bir erkeğin bir kızla konuşmaktan hoşlanabileceği bir şekilde konuştu. | Open Subtitles | شاب شاب لطيف جدا وهو تكلّم معي مثل شاب يتكلم إلى بنت اذ ربما هى اعجبتة |
Ancak sonunda liderimiz, Pete yapılacakları söyledi ve bizimle sanki yeni takımıymışız gibi konuştu. | TED | ثم قائدنا بيت، وضع لنا الخطة وتحدث الينا وكأننا فريقه الجديد |
Büyükelçi ve arkadaşlarım, İsveç, Meksika ve Fransız elçiliklerindeki mültecilerle konuştu. | Open Subtitles | ولكن السفير تحدث مع نصف اللاجئين في السفارات السويدية والمكسيكية والفرنسية |
Benimle sanki tam o anda doğru yerde doğru bir şey yapıyormuşum gibi konuştu. | TED | فقد تحدّثت إليّ وكأنني أنتمي وأساهم في ذلك تماماً كما لو كنت موجوداً بالفعل هناك وقتها. |
Gil Robles mecliste büyük tepki toplayan konuşmasında şöyle konuştu: | Open Subtitles | خلال كلمته ، التي استقبلت بالغضب في الغرفة قال السيد جيل روبليه |
Rusya'nın taşra bölgesinde insanlarla konuştu. | TED | فقد تحدث إلى أحد الأشخاص البارزين في ريف روسيا. |
Hyde ile konuştu, seninle de konuşmasını sağla. Aman tanrım. | Open Subtitles | إجعلها تتكلّم معك، يا إلهي لا يمكن أن يكون هذا لسانها ؟ |
Uçaktan indi ve deneyimli biriymişcesine basınla konuştu. | TED | خرجت من الطائرة وتحدثت إلى الصحافة كما لو كانت من المخضرمين |