Ve bir seferde efsaneden kurtulursunuz, aslında konuştuğumuz bu hakikatleri takdir etmeye başlayabilirsiniz. | TED | وبمجرد التخلص من الخرافة، يمكنك البدء فعليا بتقدير هذه الحقائق التي تحدثنا عنها. |
Her şeyi bırakıp gitmekle ilgili konuştuğumuz zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر حين تحدثنا عن الهرب من كل هذه الدوامة ؟ |
Dünyanın ötesindeki hayat hakkında konuştuğumuz zaman genelde demek istediğimiz, tabii ki bizim soylu varlığımıza benzeyen zeki bir hayat. | Open Subtitles | حين نتحدث عن حياة بالإضافة لتلك على الأرض, ما نعنيه بشكل عام.. هو, بالطبع, حياة ذكية, شيئ مشابه للأناس الخارقين. |
Soylu kadın tablosunu satalım ve şu hep konuştuğumuz Kamboçya seyahatine çıkalım. | Open Subtitles | نبيع لوحة البارونة ونذهب في رحلة إلى كمبوديا التي كنا نتحدث عنها |
Şimdi de konuştuğumuz şeyleri andıran kelimeleri diğer kelimelerin yanına koyuyorsun. | Open Subtitles | هذا يبدو مثل شئ نتكلم فيه لا في الواقع هو محق |
Geçen hafta konuştuğumuz gibi, size çocuklarınızı takdim ediyorum. | Open Subtitles | إذا , كما ناقشنا في الأسبوع الماضي تقديمك إلي نسلك |
Şimdi konuştuğumuz şeye odaklanıp geri kalanlar şeyler hakkında endişelenmemelisin. | Open Subtitles | الأن عليكَ أن تلتزم بما ناقشناه وألا تقلق بشأن الباقي |
Ayrıca konuştuğumuz gibi, arada sırada iç çamaşırı giymek çok rahatmış. | Open Subtitles | عدى إرتدائي لملابسك الداخلية أحياناً والذي كما تناقشنا ، يريحني جداً |
Yeri gelmişken, Bayan Pucci hâlâ o konuştuğumuz güvenlik korumasını istiyor musun? | Open Subtitles | بالمناسبة سيدة بوتشي ما زلتي تحتاجين تلك المرافقة الامنية التي تحدثنا عنها |
Eğer yapmak istiyorsan her şeyi, konuştuğumuz her şeyi göze alman gerek. | Open Subtitles | اذا أردت هذا معي ستكون قادر على فعل كل شيء تحدثنا عنه |
konuştuğumuz şey işte. Beni daha iyi tanımak istiyordun hani. | Open Subtitles | هذا ما تحدثنا عنه، هذه هي طريقة معرفتكِ بشخصيتي الحقيقية |
İkizlerle biyolojik annelerine bir ziyaret ayarlayabileceğimiz konusunda konuştum, tıpkı aramızda konuştuğumuz gibi. | Open Subtitles | لقد تحدثت إلى التوائم بشأن ترتيب الزيارة مع والدتهم , كما تحدثنا عنه. |
Lütfen, doktor. Aramızda konuştuğumuz başka bir şey var mıydı? Gittiğimiz yerler hakkında? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء كنا نتحدث عنه أو أي مكان كنا سنذهب إليه؟ |
Peki bizim konuştuğumuz bir TV programı mı yoksa kitap mı? | Open Subtitles | الأن، هـــل هــذا برنامج تلفيزيوني الذي نتحدث عنــه، أو كـــتاب ؟ |
Sizi temin ederim; burada konuştuğumuz her şey tamamen gizli tutulacaktır. | Open Subtitles | أود أن أؤكد لكم أن كل شيء نتحدث عن سريا تماما. |
Biz konuştuğumuz esnada koruma altında, ancak bir kişiyle daha temasa geçerseniz... | Open Subtitles | هو تحت حمايتنا بينما نحن نتكلم لكن إذا إقتربتَ أيّ فرد آخر |
Bu mümkün değil, konuştuğumuz esnada deneme yapıyorum ve oduncular bağlı değil. | Open Subtitles | هذا إنذار بعدم الذهاب أنا أحاول بينما نتكلم وقاطعو الأشجار ليسوا بمتصلين |
Telefonda konuştuğumuz gibi teleskoplarımız günde 350 gigabayttan fazla bilgi topluyor. | Open Subtitles | كما ناقشنا في التليفون تقوم مناظيرنا بجمع أكثر من 350 جيجابايت من المعلومات يومياً |
Bu sabah konuştuğumuz gibi hafızanızı tazelemek açısından. | Open Subtitles | التعليمات ، لتنعشي ذاكرتك بشأن ما ناقشناه هذا الصباح |
Sevgili kızımı arzu ettiğini duymak içimi ferahlattı. konuştuğumuz gibi yükünden kurtul. | Open Subtitles | أخبار رغبتك تجاه ابنتي المحبوبة تسعد قلبي، تخلصي من العقبة كما تناقشنا. |
Farklı şeyler dene, farklı şekiller ve konuştuğumuz dudak sarkıtmayı yap. | Open Subtitles | حاولي أن تقومي بحركات مختلفة و و و هذا تكلمنا عنه |
Anlarsın ya, sadece bi' beş haftalığına ya da konuştuğumuz gibi. | Open Subtitles | كما تعلمين , فقط لبضعة أسابيع أو مثل ما تحدّثنا عنه |
konuştuğumuz gibi, düğünden bir iki gün önce gel. | Open Subtitles | تعال هنا قبل يوم أو إثنين من الزفاف,كما قلنا |
O konuyu konuştuğumuz için mesaj konusu çok önemli değil gibi geldi. | Open Subtitles | تعلم، منذ حديثنا عن الأمر رسالة الهاتف لا تبدو ذو أمر هام |
konuştuğumuz her çeşitten birer düzine alacağım. | Open Subtitles | نعم، أنا سآخذ عشرة من كل من الأنماط التي ناقشناها. |
Mulder, hakkında konuştuğumuz adam 77 yaşında. | Open Subtitles | مولدر، الرجل الذي نحن نتحدّث عنهم بعمر 77 سنة. |
İçine istediklerini yazdıkları çekmece! konuştuğumuz her şeyi duydular! İçine verici koymuşlar! | Open Subtitles | كل شيء عن مطالبه لقد سمع كل ما قلناه و وضع جهاز إرسال في داخله و تنصت علينا |
Kulüpte konuştuğumuz kız orada. | Open Subtitles | انه تلك الفتاة من النادي التي تكلّمنا معها |
Seninle mutfakta konuştuğumuz günü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | جايك؟ تتذكّر قبل أيام متى كنّا نتكلّم في المطبخ؟ |