konumu, yerleşim yerlerine olan yakınlığı, ve hatta kader bile Alamo'yu kuşatma ve savaş için bir kesişme noktası yapmıştır. | Open Subtitles | كان الموقع بجوار المستوطنات و ربما كان الأجل المحتوم هو الذى جعل الآلامو بمثابة نقطة تقاطع لأعمال الحصار و القتال |
Bunlar belli ki tarih ve saat, ama bunlardan nasıl konumu bulacağız? | Open Subtitles | هذه من الواضح التواريخ والأوقات لكن كيف تحدد الموقع من ذلك العمود؟ |
Kuantum mekaniğinde bir parçacığın tam konumu ve tam hızından söz etmek anlamsızdır. | TED | في ميكانيكا الكم، الموقع المحدد والسرعة المحددة لجسم ما لا معنى لهما. |
Dolayısıyla, eğer saf bir dalgamız varsa, onun dalgaboyunu ölçebiliriz. Bu onun momentumu olur, ama bir konumu yoktur. | TED | فعندما يكون لدينا موجة نقية، يُصبح من الممكن قياس طولها الموجي. ومن ثم قوتها الدافعة، ولكنها تكون بلا موقع. |
Roketin konumu rotasıyla gösteriliyor ve şu an ona bakıyoruz. | TED | أما موقع الصاروخ فهو مبين في المسار المنحني الذي أمامنا. |
Çanakkale Boğazı'nın güney girişindeki konumu onu hem savunma hem de ticaret için güçlü bir stratejik nokta kılardı. | TED | ولكان موقعها على المدخل الجنوبي لمضيق الدردنيل موقعًا استراتيجيًا مميزًا للدفاع والتجارة. |
Teknenin bilinen son konumu UFO'yu ele geçirdiğimiz yerde. | Open Subtitles | موقعه المعطى الأخير كان الموقع حيث تعافينا يو. إف. |
Siz gemiyi onarana kadar bu konumu koruyabiliriz. | Open Subtitles | كان يجب علينا حمايه هذا الموقع حتى تستطيع إصلاح السفينه |
Örneğin coğrağfi konumu, fizyolojisi ve üzerindeki eski eşyalardaki tutarsızlıktan dolayı. | Open Subtitles | بالعودة إلى التضارب بين الموقع الجغرافي للشخص محل العينة |
O konumu da bu strateji için seçtin, değil mi? | Open Subtitles | انت اخترت الموقع لاجل هذه الخطة، اليس كذالك؟ |
Sadece doğru konumu seç, o farkına varana kadar her şey olur biter. | Open Subtitles | اعثر على الموقع الصحيح و حسب و سينتهي الأمر قبل أن تُدرك هي ذلك. |
Kesin konumu bilmeden, bu felaketi önlemek imkânsız. | Open Subtitles | بدون معرفة الموقع الدقيق سيكون من المستحيل تجنب الكارثة |
konumu gayet uygun, istihkâmı kuvvetli. Hem kimsenin de aklına gelmez. | Open Subtitles | هذا الموقع جيّد، وحصنّ قويّ و لا أحد سيتوقعّه |
Halen Chertomlyk'te bulunan Sich’in konumu, askeri harekat gelgitiyle birlikte kayıyor. | TED | وموقعه حاليا في تشورتومليك، يتحوّل موقع السيك مع حالة المد العسكري. |
Veya düzenli fakat üç boyutlu, burda değişen şey ışıktır, piksellerin konumu değil. | TED | أو تكوين ثلاثي الأبعاد حيث أن الشي الذي يتغير هو الضوء ، وليس موقع البكسل. |
Tıkanan damarın konumu hangi belirtilerin yaşanacağını belirler. | TED | إنّ موقع الوعاء الدموي المسدود يحدّد نوع الأعراض التي يعاني منها المريض. |
Bu esas hedef geçit. Bu Albay O'Neill'ın konumu. | Open Subtitles | هذه هي البوابة المستهدفه وهنا موقع الكولونيل أونيل |
Cesetlerin konumu, her iki olay, bodrum. | Open Subtitles | ، موقع الجثث . كلا القضيتين ، الطابق السفلى . هذا يشير إلى مستوى من التنظيم |
Farenin üstündeki düğmeye basınca bilgisayara konumu ile ilgili bir mesaj gönderiyor. | TED | عند النقر على زر الفأرة الخاصة بك، فهو يرسل رسالة إلى جهاز الحاسوب بمعلومات عن موقعها. |
Ari'nin en sevdiği şarap listesi var, ...aile işindeki konumu, ...favori kulüpleri, hatta tatil için gözde mekanları. | Open Subtitles | حصلت على قائمة نبيذِ آري المفضّل، موقعه في العملِ العائليِ، النوادي المفضّلة، حتى إلى أين يحب قضاء العطلةِ. |
Harika haberler var. konumu biliyorum. Her şeyi düşündüm. | Open Subtitles | أخبار عظيمة، أنني أعلم ما هو موضوعي لقد أتممته على وجه كامل |
Victoria konumu, cevap verin. | Open Subtitles | الى قاعده ، "فيكتوريا" ، اجيبى |