Kore Yarımadasının birleşmesi için bir yol haritası oluşturmak istiyorum. | Open Subtitles | الذي أريده هو إيجاد خارطة طريق لتوحيد شبه الجزيرة الكورية |
Güney Kore Hükümeti, Kuzey Koreliler ile gizli bir şeyler yapıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | الحكومة الكورية الجنوبية يَبْدو أنهم لا يعلمون بالحركة السرية الجنوبية مَع الكوريين الشماليين |
Hem Kore hem ABD tarafında konuyla ilgili ne kadar yetkili varsa buldum fotograflarını çektim ve onlara bu kitap çıktığında ne kadar meşhur olacaklarını anlattım. | TED | لذا فقد علمت جميع أسماء المسئولين على كلا الجانبين الكوري و الأمريكي، وقمت بتصويرهم جميعا و قلت لهم كم أنهم سيصبحون مشهورين عندما يصدر هذا الكتاب. |
Bizim kuş düşmeden önce, Kuzey Kore'ye ait bir uydunun bölgede bulunduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف أن قمرا صناعيا كوري شمالي كان في المنطقة قبل سقوط قمرنا |
Güney Kore ve Endonezya'da kadınlar neredeyse yarım milyon firmaya sahip. | TED | في كوريا الجنوبية و اندونيسيا النساء تملك نحو نصف شركات الدولة |
Tutuklamadan üç ay sonra, Kuzey Kore mahkemesi beni 12 yıl çalışma kampıyla cezalandırdı. | TED | بعد ثلاثة أشهر في الأسر، حكمت ضدي محكمة كورية شمالية بالسجن 12 سنة في معسكر أعمال شاقة. |
Kore Cumhuriyeti'nin şerefli kamu görevlilerini ilk adımlarını atmasından dolayı içtenlikle tebrik ediyoruz. | Open Subtitles | ،لتكريم ضباط الخدمة المدنية في الجمهورية الكورية ،لاتخاذ الخطوات الأولى نقدم احر التهاني |
Eger hala bana inanmiyorsaniz... Kore ve Peninsula'da da benzer sonuclari gorduk. | TED | إذا كنت ما تزال لا تصدق، فعلنا نفس التجربة أيضاً فى شبه الجزيرة الكورية. |
Kuzey Kore hükumeti aileme gönderdiğim paraya el koymuştu. Ve ceza olarak da ailem zorla kırsal bölgedeki boş bir yere sürülmüşlerdi. | TED | بأن السلطات الكورية الشمالية قد إعترضت بعض المال الذي أرسلته لعائلتي وكعقاب، سيتم إجبار عائلتي على الرحيل إلى مكان مهجور في الريف |
Ve işin garip tarafı Çin'e gitmek için bir bilet aldım ve Kuzey Kore sınırına doğru yol aldım. | TED | لذا، من سخرية القدر، عدتعلى الطائرة إلى الصين وإتجهت إلى الحدود الكورية الشمالية |
Bu, Kore geleneksel yaylarının sergilendiği bir müzede çekilen bir resim. Benim yayıma nasıl da benzediklerine bakın. | TED | هذه صورة الأقواس التقليدية الكورية و هي مأخوذة من المتحف أترون كيف تتشابه تلك الاقواس مع قوسي |
Kore Savaşı ile Vietnam'daki savaşı ayırdedemiyorlar. | TED | أنهم لا يعرفون الحرب الكورية من الحرب في فيتنام. |
Burası Kore İleri Bilim ve Teknoloji Enstitüsü. | TED | كان هذا في المعهد الكوري للعلوم التكنلوجيا المتقدمة. |
Güney Kore'li oyuncu sağ kornerden bir şut daha çekti... | Open Subtitles | اللاعب الكوري الجنوبي يصوب... من الزاوية اليمني و مرة أخري... |
Aksi takdirde Güney yalanlar saçmayı sürdürecekti olayı bir Kuzey Kore provokasyonu olarak nitelendirmek suretiyle. | Open Subtitles | وإلا لنفث الجنوبييون أكاذيبهم ووصفوها بالإستفزاز الكوري الشمالي |
Evet, Kore'ye ait ağzıma aldığım en iyi 2. şey. | Open Subtitles | نعم، أنه ثاني أفضل طعام كوري لم أجربه في فمي |
İki kuşak önce, Kore, bu günkü Afganistan'ın yaşam şartlarına sahipti. Ve eğitimde performansı en düşük olanlardan biriydi. | TED | قبل جيلين كان مستوى المعيشة في كوريا كمستوى المعيشة في أفغانستان اليوم، كان نظامها التعليمي من بينالأنظمة الأقل كفاءة. |
Korece öğrendiler, Kore giysileri aldılar. | TED | كانا يدرسان الكورية و أشترا ملابس كورية. |
Pakistan'dan tut da, Kuzey Kore'ye kadar herkesin görevi var. | Open Subtitles | هناك تعاملات له هنا مع الجميع من الباكستان لكوريا الشمالية |
Sahibi Kore Savaşına katılmış ve şimdi ona Çinli diyorlar. | Open Subtitles | المالك إشترك فى الحرب الكوريه و الآن يطلق عليه الرجل الصينى |
Zirvenin detayları üzerinde anlaşıldıktan sonra Güney Kore ile ortak bir açıklama yapılacak. | Open Subtitles | بعد تأكيد تفاصيل هذه القمة سيكون هنالك إعلان مشترك مع المواطنين الكوريين الجنوبيين |
Fakat Kore savaşında çatıştığı bir mücadele esnasında başından geçtiği ciddi travmadan. | Open Subtitles | لكن من صدمة خطيرة خاضها خلال معركة قاتل فيها خلال الحرب الكوريّة |
Kore mahallesinde ikizleri kurtardın değil mi? | Open Subtitles | أنت من قمت بإنقاذ التوأم الكورى اليس كذلك ؟ |
Kore'de en çok saygı duyulan 3.kadın, neden bozuk bir makineyle oynuyorsun? | Open Subtitles | ينبغي أن تكونين الثالثة أكثر احتراماً بكوريا لماذا تلعبين بآلة الخياطة وتكسيرها |
Ancak Noel'den bir hafta önce annem işten dönerken Kore çetesinin hain saldırısına uğradı. | Open Subtitles | لكن قبل هذا العيد بإسبوع بينما هى عائدة إلى المنزل من العمل تم مهاجمتها بعنف بواسطة عصابة من الكوريون الحمقى |
Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki sınırı geçmek neredeyse imkansızdı. | TED | من المستحيل تقريباً أن يعبروا الحدود بين كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية |
Federaller o sarışının telefon sinyalini bir Kore bilardo salonunda tespit etti. | Open Subtitles | أين كنتِ؟ المباحث الفيدراليّة وصلتْ إلى مكان هاتف السّيّدة الشّقراء في صالة بلياردو كوريّة. |
"Çin ve Kuzey Kore'ye aitti." | Open Subtitles | تنتمي إلى الصين و كُوريا الشمالية. |