ويكيبيديا

    "korkusu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • خوف
        
    • يخاف
        
    • رهاب
        
    • الخوف من
        
    • مخاوف
        
    • خوفه
        
    • تخاف
        
    • تخشى
        
    • خوفاً
        
    • يخشى
        
    • رهبة
        
    • خوفها
        
    • يخافون
        
    • مخاوفها
        
    • والخوف
        
    Açlık yoktu artık. O felaket küçülme korkusu yoktu artık. Open Subtitles لم يكن هناك جوع لم يكن هناك خوف من الانقماص
    Tahtı benden almanın korkusu içinde yaşadım an be an. Open Subtitles لحظة بلحظة عشت في خوف من أن تأخذ العرش مني.
    Yükseklik korkusu olan biri için bu aptalca bir hareket. Open Subtitles حسنا , هناك من يخاف من الارتفاعات هذا مملا جدا
    Çok kolay. Sonrasında sahne korkusu hakkında bir şarkı yazmaya başladım. TED أمر سهل. لذا بدأت بكتابة أغنية عن المعاناة من رهاب المسرح.
    İşte bu berbat bir ahmak olma korkusu, beyninizin ilkel kısmının verdiği bir tehdit tepkisidir ve kontrol edilmesi çok güçtür. TED الخوف من أن يراك الناس مروعاً وغبياً يشكل رد فعل مهدداً من جزء بدائي من دماغك والذي يصعب جداً التحكم به.
    Küresel bir salgın korkusu vardı çünkü virüs tüm Çin'de hızla yayılıyordu. TED حيث كان هناك مخاوف من وباء عالمي حيث بدأ الفيروس بالأنتشار بسرعة عبر الصين.
    "Geçtiğimiz üç yıl boyunca onu saklayan insanların korkusu yüzünden." Open Subtitles خوفه من الناس الذين قاموا بإخفائه خلال الثلاث سنين الماضية
    Savaşı kaybetme olasılığının gizli ve inanılmaz korkusu ilk defa aklımıza geliyordu. Open Subtitles للمرّة الأولى تسلل إلى عقلى خوف سري لايُصدق بأنّنا قد نخسر الحرب
    Jared Addison, bahçe işlerini yapamazdı onda bakteri korkusu var. Open Subtitles حسناً، لم يكن ليحبّ البستنة أبداً لديه خوف من الجراثيم
    Genç Eşcinsel, şimdi bir sonraki kontrol noktasına kadar şiddet korkusu yaşamadan ilerleyebilirsin. Open Subtitles بأمكان الشبان الشاذين أن ينتقلوا الى المرحلة التالية بدون أي خوف من العنف.
    Artık açığa çıkma korkusu yok. Çünkü her şey ortada. Open Subtitles ليس لدي أي خوف من أن يكتشف الأمر لأنني اكتشفت.
    Şundan da emin olabiliriz, çocuklar trahom korkusu olmadan büyüyebilirler. TED ويمكننا أن نضمن أن أطفالًا كهؤلاء سيكبرون دون خوف من التراخوما.
    Gökyüzünde ise kanatlı figür olan Güvenlik yok, fakat Korku var ve şöyle diyor: "Ölüm korkusu olmaksızın, hiç kimse bu yoldan geçemez." TED ولا يوجد في الأعلى رمز الأمانة المجنحة، و لكن رمز للخوف، وشعاره: "لا أحد يمر من هذا الطريق دون أن يخاف من الموت."
    Bu iğneyi sevmemekten ötesi; iğne korkusu yüzünden aşı olmaktan bilerek kaçınmak. TED وهو يتعدى بكثير كره الإبرة، إنّهُ التجنب الفعلي لكونهم ملقحين بسبب رهاب الإبرة.
    Kalmadı artık öyle bir yalanı, zindanı, bağı kaybetme korkusu. Open Subtitles اختفى الآن ذلك الخوف من الفقدان, من السجن, من الكذب
    Yatağımın korkusu, Yaşama korkusu ve ölüm korkusu, Kaçar gider. TED مخاوف سريري، مخاوف الحياة ومخاوف الموت، ركض بعيدًا.
    "Geçtiğimiz üç yıl boyunca onu saklayan insanların korkusu yüzünden." Open Subtitles خوفه من الناس الذين قاموا بإخفائه خلال الثلاث سنين الماضية
    Yükseklik korkusu olan tek primat türü, bildiğim kadarıyla insan. TED يبدو البشر وكأنهم الرئيسيات الوحيدة التي أعرفها والتي تخاف من المرتفعات.
    İnsanların uçma korkusu var, balıkların araba kullanma korkusu gibi. Open Subtitles الناس يخشون الطيران كما تخشى الأسماك القيادة
    Bunu engelleyecek bir çalışma aslında hâlihazırda bekliyor, suistimal korkusu nedeniyle. TED وهناك في الواقع حركة جارية لوقف ذلك من الحدوث، خوفاً من الاستغلال.
    Tek korkusu, cehenneme giderse köpeğin onu orada beklemesiydi. Open Subtitles لقدكان يخشى بأنه لو ذهب للجحيم.. سيجد ذلك الكلب بانتظاره هناك
    Robotlarda da sahne korkusu olması rahatlatıcı değil mi? TED حتى الروبوتات تعاني من رهبة المسرح، ألا يشعركم ذلك بالطمأنينة؟
    Olaylara olan korkusu, gerçek acıdan daha kötü, Sean. Devam edelim. Open Subtitles خوفها مِنْ العملِ أسوأُ مِنْ الألمِ الفعليِ، شون.
    Harvard'da biyoloji öğrettiğim 41 yıl boyunca, maalesef, çok zeki öğrencilerin, akademik kariyer olasılığına ve hatta zorunlu olmayan bilim dersleri dahi almaya, başarısızlık korkusu yüzünden sırt çevirdiklerine tanık oldum. TED خلال 41 عاما من تدريس علم الأحياء في جامعة هارفرد، رأيت بحزن الطلاب العباقرة يُبعَدون عن مهنة علمية محتملة أو حتى أخذ المواد الإختيارية في العلوم لأنهم كانوا يخافون من الفشل.
    Onun en büyük korkusu, başka bir tane çalmaları. Open Subtitles مخاوفها الكبرى هو أنه سيسرقون منها ما تبقى
    Bu daha ziyade, bir şeyin yanına kâr kalması hissi, yakalanma korkusu, herhangi bir zamanda birisinin bunu anlayacağı. TED إنه شعور بالإفلات من العقاب، والخوف من أن يُكشف أمرك، وأنه في أي وقت، سيكتشف شخص ما ذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد