Kaybolmak için gereken o kadar şeyi nereye koyacak? | Open Subtitles | أين سيضع كل الأغراض التي تحتاج أن تخفيها؟ |
Kaybolmak için gereken o kadar şeyi nereye koyacak? | Open Subtitles | أين سيضع كل التفاهات التي تحتاج أن تخفيها؟ |
Belki bu çocuk onun içine koyacak bir mücevher bulabilir. | Open Subtitles | ربما هذا الرجل يمكن العثور على الحجر لوضع هذا الشيء. |
Bütün bildiğim Kmart kapandı ve ağacın altına koyacak hediyem yok. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أن محل كمارت مغلق وليس لدي أي هدايا لأضعها تحت الشجرة |
Çizdiğiniz bu şeyin üstüne gerçek bir cadde haritası koyacak olursanız, sizin sokaklarınızın ve mesafelerinizin alakasız olduğunu fark edersiniz. | TED | إذا كنت ستضع خريطة حقيقة للطريق بالإضافة إلى ما رسمت ستكتشف أن شوارعكم و المسافات، كلها ستكون بعيدة عن الحقيقة |
İçine süt koyacak birkaç tane kova bulur musun? | Open Subtitles | براندي، أحضري بعض الدلاء لأضع فيها الحليب. |
Tabi ki öyle, sana karşı koyacak erkek bu kasabada bulamazsın. | Open Subtitles | من من؟ لا يوجد رجل في وورلوك يجرؤ للوقوف ضدك. |
Sadece tepegözüne benzin koyacak bir güönüllüye ihtiyacım var. | Open Subtitles | اريد متطوع ليضع بعض الوقود في لعارض الصور |
Onları koyacak başka yer yoktu ve o aptal kızını da gözümün önünden çek. | Open Subtitles | لا يوجد لديّ مكانٌ آخر أضعها فيه. وأبعدي ابنتكِ الغبيّة عن وجهي. |
Ayrıca, papa olmanız için ağırlığını koyacak. | Open Subtitles | كما أنه سيضع ثقله وراء طموحك لتصبح البابا |
Onun arabasına izleyici aygıt koyacak, sende onu, o adama kadar izleyebileceksin. | Open Subtitles | سيضع راصد أسفل سيارتها حتى تستطيع تتبعها وصولا إليه |
Rus mafyasının önünde, onun arabasına izleyici mi koyacak? | Open Subtitles | سيضع راصد أسفل سيارتها أمام العصابة الروسية؟ |
Biliyorsunuz parayı araştırma fonu dışında koyacak daha iyi bir yer bilmiyorum. | Open Subtitles | أتعرف، لا يمكنني التفكير في مكان أفضل لوضع أموالك من تمويل الابحاث |
Ve unutmayalım ki: bir hayal için minimum şart başınızı koyacak güvenli bir yerin olmasıdır. | TED | ولئلا ننسى: أن الحد الأدنى من متطلبات الحلم هو مكان آمن لوضع رأسك. |
Çünkü, Aristo ve Newton evrenlerinin aksine bu evrende meydana getiriciyi koyacak dışarıda bir yer yok. | TED | بسبب أنه لا يوجد مكان لوضع الصانع خارجاً كما كان في الكون النيوتوني و الآرسطي، |
En azından arabama koyacak kadar işe yarayın. | Open Subtitles | على الأقل أنها ستكون مناسبه لأضعها بالسياره. |
O ganimetlerin bazılarını cebimize koyacak planlar. | Open Subtitles | خطط ستضع بعضًا من تلك الغنائم في جيوبنا. |
Nihayet çiçek koyacak bir şey. Bir şey değil. | Open Subtitles | ولأجل هذه الزهرية أخيراً، مكان لأضع فيه الزهور |
Kızımın o iğrenç, zavallı adama karşı koyacak bir ruhu yok... | Open Subtitles | لا تملك القوة اللازمة للوقوف في وجه رجل حاقد و بشع و قبيح و قصير |
İçeride öğrenci olmazsa, şarkı söylerken bağış kutumuza para koyacak kimse olmaz. | Open Subtitles | ان لم يكن بها طلاب فلن يكن هناك أحد ليضع المال بصندوق الجمع بينما نغني |
Onu koyacak güvenli bir yer biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف بالضبط ، حيث أضعها حيث انها سوف تكون آمنة. |
Eşyalarını koyacak bir yer bul. Dövüş yarım saat içinde başlayacak. | Open Subtitles | ، إبحث عن مكان لتضع فيه مستلزماتك النزال يبدأ بعد 30 دقيقة |
Alibi'ın üstündeki daireye koyacak bir yatak alana kadar. | Open Subtitles | حتى نحصل على سريرٍ إضافيّ لنضعه في عليّة الحانة |
Şimdi bunu koyacak hava geçirmeyen bir şey bulmalıyız. | Open Subtitles | حسناً ، يجب أن نجد شيئاً مُحكم السدّ لنضعها به |
Yıllıktaki yerimi alıyorum ve sonunda rafa koyacak bir kupa alacağım. | Open Subtitles | وسأوضع في الكتاب السنوي وكل شيء وأخيراً سيكون لدي كأس لأضعه على الرف |
Söylediğim gibi, av peki iyi değildi. Oraya koyacak balık tutamadık. | Open Subtitles | الصيد لم يكن جيداً لذا لم يكن لدينا شيء لوضعه هناك |
Sayın Başkan şimdi sizi olayın tam da ortasına koyacak bir şey göstereceğim. | Open Subtitles | سيّدي الرئيس، نود الآن أن نريك لك شيئاً هذا سيضعك في وسط كل ما يجري |
Mmm. Ben ödüllerimi koyacak yer bile bulamıyorum. | Open Subtitles | -أنا احقق تقدما وظيفيا من اقتحامي لصفوف الحضور في المعبد دون أن أفقد وعيي |