Onlara göre koyunlar, otlakları mahvediyordu ve otlaklar değerliydi. | Open Subtitles | ، بالنسبة لـه، الخراف حطّمت العشب والعشب أصبح عزيزاً |
Zavallıcıklar, zavallı, savunmasız koyunlar. | Open Subtitles | المخلوقات المسكينة الخراف السمينة والعُزّل |
koyunlar, traktörler ve İngilizlere duyulan genetik düşmanlığa. | Open Subtitles | الأغنام.. الجرارات.. و وراثة الكراهية من الإنجليز. |
koyunlar yolculuğa çıkacak kadar güçlendiğinde yazlık obamıza doğru yola koyulacağız. | Open Subtitles | بمجرد الحملان هي قوية بما فيه الكفاية للقيام بالرحلة فإننا سوف نضع مخيم صيفي لدينا هنا. |
İskoçya'da etrafta dolaşan demirden koyunlar mı var? | Open Subtitles | هل هناك خراف من الحديد تسرح في اسكتلندا؟ |
koyunlar ilacı damardan aldı ve sonra bil bakalım ne oldu? | Open Subtitles | الاغنام أخذوا حقنة من بنتوباربيتال وبدأت تدخل في أوردتهم خمنِي ماذا؟ |
Yetkiyi sana bırakabilir miyim? Kırpılması gereken koyunlar var. | Open Subtitles | هل يمكنني ترك زمام الأمور معكِ أرى بعض الخراف تحتاج للجز |
Peki ya koyunlar oraya bizden önce ulaşırlarsa? | Open Subtitles | اوه , ماذا لو وصلت الخراف الى هناك قبلنا ؟ |
Buralar "Manuel" e ait. Şehir duvarlarının içinde. Bu koyunlar da ona ait. | Open Subtitles | هذا جبل عمانوئيل وهو بداخله مدينته وهذه الخراف هي التي من أجلها بذل حياته هي ملكه أيضاً |
Tek ihtiyacım olan sensin. Bir de siyah başlı beyaz gövdeli o koyunlar. | Open Subtitles | وتلك الخراف ذات الرؤوس السوداء والاجساد البيضاء |
Kafalarının içini yünle doldurunca, küçük koyunlar gibi olacaklar ve her emrimi | Open Subtitles | بمجردأنأملئرأسهمابالصوف, سيصبحا مثل الخراف الصغيرة ويتبعا |
Yani, koyunlar ve tacizci bir babadan başka bir şey olmayan çiftlik evine kapatılmış gibi. | Open Subtitles | محبوسين داخل بيت المزرعة ولا شئ هناك سوى الأغنام وأبونا المتعسف، صحيح |
Eğer zıplayamazsan, seni ahırdaki diper koyunlar gibi yapacaklar. | Open Subtitles | إذا كنت لا يمكن القفز، أنها مجرد ستعمل تجعلك الأغنام آخر في المذود. |
Arkamdaki bu koyunlar, bunlar heterotroflardır, ama ototroflarla beslenirler. | Open Subtitles | هذه الأغنام التي ورائي, هذه كائنات غيرية التغذية, ولكنهم يغذون كائن ذاتي التغذية. |
koyunlar yoldan sapınca, onları tekrar doğru yola sokan çoban köpeği. | Open Subtitles | كلب الراعي الذي يوجه الحملان إلى المسار الصحيح عندما ينحرفون عن الطريق. |
Hiçbir şey yapamazlar çünkü onlar korkmuş koyunlar ve değneğim nereyi gösterirse orayı izleyecekler. | Open Subtitles | لن يفعلوا شيئاً لأنهم خراف صغيرة خائفة يتبعون عصاي أينما توجهت |
Biliyorum. Ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum. Bazen koyunlar, çitlerden atlıyor. | Open Subtitles | لا اعرف عما تتحدثين فى بعض الاحيان تقوم الاغنام بدفع السياج |
Çobana zarar verebilirsin ama biz koyunlar asla yoldan çıkmayız veya dağılmayız. | Open Subtitles | لربما تضرب الراعي لكن القطيع ربما لن يتفرق أو يتبعثر |
Zira hepimiz akılsız, iradesiz koyunlar gibi güdülüyoruz. | Open Subtitles | لأننا نُقاد وكأننا أغنام طائشة ضعيفة الشخصية |
Bize göre sıralar enayiler, sıradan kişiler ve koyunlar içindi. | Open Subtitles | بالنسبة لنا , كانت الصفوف لـ المثيرو للأشتمأز المأجورون الخروف |
- Siz koyunlar doğru yoldan bu kadar mı uzaklaştınız? | Open Subtitles | هل ضللتم السبيل أيها النعاج المثيري للشفقة؟ |
koyunlar da kıyamet gelmiş gibi davranıyor. Toplayıp ahıra geri götüreyim dedim ama kımıldamıyorlar. | Open Subtitles | أجل، حسنًا، الماشية تتصرف كما لو أنها كذلك لقد حاولت أن أحوطهم وأعيدهم للحظيرة.. |
- Chick'in kız arkadaşı olan koyunlar mı? | Open Subtitles | مثل صديقة تشيك , خروف ؟ |
Buna permakültür deniyor, bazılarınız bunun hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz, şöyle ki inekler, domuzlar, koyunlar ve hindiler ve -- ve -- | TED | إنها ثقافة مستدامة ، أنتم تعلمون عن هذا بعض الشيء الأبقار والخنازير والخراف والديكة الرومية و و و |
Kasaplarınız tarafından doğranacak koyunlar değiliz. | Open Subtitles | فنحن لسنا كالخراف لتسوقنا للذبح على يد جزّاريك |
Öğrendim ki, diğer herkes gibi koyunların aptal olduğunu düşünmeme rağmen, -çünkü istediklerimizi yapmıyorlardı- şimdi yeni yeni şu son birkaç haftada fark ettiğim şey şu ki, koyunlar hiç de aptal değildi. | TED | ومن بين ما تعلمت مثل أي شخص أخر أن الخرفان كانت غبية نوعا ما لأنها لا تفعل كل ما نطلبه منها, ولكن الآن وربما في هذه الأسابيع الأخيرة أدركت أنها ليست غبيية إطلاقا. |
koyunlar eğer konuşarak dürtülmezse öylece dururlar. | Open Subtitles | الخِراف تبقى ساكنه إذا لم يتم تحفيزها بشىء تُحرك به أفواهها |