Bilmiyorum, bu da demek oluyor ki elimize koz geçirmemiz gerek. Hadi. | Open Subtitles | بالفعل، مما يعني أنّنا يجب أن نجد موطن نفوذ ما، فهيّا بنا. |
Bir cesedi saklamanın tek nedeni vardır o da koz olarak kullanmaktır. | Open Subtitles | السبب الوحيد للإحتفظ بهذه الجثة هو نفوذ الإبتزاز |
Hastanede bir hafta yattım koz ise neler olduğunu merak ediyordu. | Open Subtitles | قضيت أسبوع في المستشفى تاركًا كوز في حيرة عن ماذا يحدث |
Benim narkotik sorumlum, koz ise, gelip günü kurtardı derim. | Open Subtitles | وبعدها أتى المشرف علي من مكتب المكافحة كوز وأنقذ اللموقف |
koz kupa. Fritz koz kupa. | Open Subtitles | القلوب هى الرابحة نعم فريتز، ورقة القلوب هى التى تربح |
Şu an, senin tek avantajın sana karşı koz olarak kullanılacak kişilerden birini seçebilme fırsatı. | Open Subtitles | الآن، أفضليتك الوحيدة تتمثل في أن كلا الطرفين لا يعرفان أن لاعب آخر يملك و سيلة نفوذ ضدك |
Elinde bana karşı bir koz olduğunu sanıyorsun, ama yok. | Open Subtitles | تعتقدين أن لديك نفوذ علي, ولكنك لا تملكيه. |
Yargıçla uygunsuz bir ilişkim olduğunu düşündün, ...bu sayede bir koz bulduğunu sandın ve onu saf dışı etmeye zorladın. | Open Subtitles | لقد خمنتي بأنه لدي علاقة تجمعني مع القاضي لذا عثرتي على نفوذ وطردتيه من القضية |
Dedikodu değil. koz diyelim. | Open Subtitles | ليست إشاعة، إنها نفوذ وأحيانًا يكون أفضل سلاح ضد عدوك هو بإستخدام عدو آخر |
Pozisyonunu koz olarak kullanacak ve koparabildiği kadar hisse koparacak. | Open Subtitles | سيستخدم نفوذ منصبه و يقوم بالهروب قد المستطاع |
İşin gerçeği Edward Darby senin elinde bir koz olmasaydı bu anlaşmayı yapmazdı. | Open Subtitles | الحقيقة هي ان ادووارد داربي لن يقوم بعمل هذه الصفقة الا اذا كان لديك نفوذ و تعلم ان داربي لا يمكن ان يخسر |
koz ve Kiles haricinde kimse, benim Atf için çalışan bir muhbir olduğumu bilmiyor. | Open Subtitles | لا أحد إلا كوز وكايلز يعرف أني مخبر لدى مكتب المكافحة |
Her gecenin sonunda ATF* denetmenim koz'la iletişime geçmem gerekiyor. | Open Subtitles | في نهاية كل ليلة علي أن أراجع العميل المسؤول علي كوز |
Bak koz, onların saçmalıklarına daha ne kadar katlanabilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | انظر كوز أنا لم أعد أدري كم من مشاكلهم أستطيع أن أحتمل |
koz benden göze batmamamı istiyor ama Schizo şimdi de beni başkan yardımcısı yaptı. | Open Subtitles | كوز يريدني ان أتوارى عن الأنظار لكن سكيتزو جعلني نائب الرئيس |
Bir haberciyi koz olarak kullanacak. | Open Subtitles | سيراهن أن ورقة السيناتور الرابحة هم المذيعون |
Bu yüzden bebek hakkında sana söyledi bu yüzden sizi sınır dışı etmeye çalıştı geldiğinize göre de, bu yüzden bebeği koz olarak tutmak istiyor. | Open Subtitles | لهذا كذب عليك بشأن الطفل لماذا حاول ترحيلك والآن أنت هنا لماذا يريد ذلك الصغير كنفوذ ابتزاز |
Oğlunuz bu insanların tuttuğu bir koz. | Open Subtitles | ابنك هو الورقة الرابحة التى فى يد هؤلاء الناس. |
Doğru, istedikleri her şeyi yapması için de karısını koz olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | صحيح, وزوجته هي وسيلة الضغط للتأكد أنه يفعل تماماً مايريدونه |
Hamlemi biliyorsun, koz. | Open Subtitles | انت تعلم لعبتي يا سوط |
Ruslara karşı elimde koz olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك أنّ لدي نفوذاً لدى الروس |
Hatta sizi koz olarak kullandıklarına inanıyoruz. Ve soru şu: | Open Subtitles | في الواقع نحن نعتقد انهم كانوا يستخدموكي كوسيلة ضغط عليه |
Adam evlat edinilmiş çocukları koz olarak kullanarak ailelerden para koparıyor. | Open Subtitles | إنهُ يبتز الأموال من الأهالي المُتبنيين مستخدمًا أطفالهم المُتبنيين كوسيلة للضغط عليهم |
Evet, onu sakladım. Belki bir gün koz olarak kullanılabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | أجل ، أبقيتُ عليها ، خلتُ أنّ بإمكاني أستخدامها كضمانة للنفوذ يوماً ما. |
Melissa bize hiçbir şey anlatmaz. Ona karşı elimizde koz olmalı. | Open Subtitles | مليسآ لن تخبرنـآ بأي شيء , نحن بحآجه الى بعض النفوذ |
Bu sadece savunma makamına arsız Tapp'i dışarı çıkarmaları için... verilmiş bir koz olur. | Open Subtitles | ستكون فقط ذخيرة سيستخدمها الدفاع لتبرئة ذلك القذر تاب |
Kristal kafatasını birleştirmek bize her türlü koz sağlar. | Open Subtitles | لنضع جمجمة البورات معاً مما يمنحنا الأفضلية في كلا الحالتين |
Takası yaptığımız anda, elimizde koz kalmaz. | Open Subtitles | القائمة بأروحنا؟ حالما نُسلم بالقائمة فلن يبقى لدينا نفوذٌ عليه |