kulaklarım çınlamayı keser kesmez tekrar işin başına döneceğim, evet. | Open Subtitles | أجل، سأعود للعمل هنا بمجرد أن تتوقف أذني عن الطنين |
Tamam, kulaklarım kopmak üzere. | Open Subtitles | كل الحق، حسنا، أذني على وشك قبالة المفاجئة. |
Tanrım, çok ses var. kulaklarım çok hassastır. Paslanmaz çelik. | Open Subtitles | يا الهي، هذا قوي، قنوات أذناي حسّاستين معدن ضد الصدأ |
Hayır, kulaklarım gerçekten yanıyor. İçini görmek için bir kulak çöpü yaktım. | Open Subtitles | لا، آذاني تحترق بالفعل لأني أردت رؤية مابداخلها، لذا أضأت كيوتيب |
kulaklarım duymuyor. Uzun hikâye. | Open Subtitles | عليك أن ترفع صوتك، حضرة المأمور، سمعي ضعيف، حكاية طويلة. |
Bu saçmalıkları duyacak kulaklarım olmadığı için memnunum. | Open Subtitles | أنا مسرور لكوني لا أملك آذان كي أسمع هذا الهراء. |
Ben rota bilgilerini burnum, kulaklarım ve hislerime göre belirlerim. | Open Subtitles | أحصل على إتجاهاتى الملاحية من أنفى ، و أذناى من غرائزى |
Gözlerimi kamaştıran kadın çok olmuştur önce de çoğu zaman da, çaresiz, tatlı dillerinin kölesi olmuştur işgüzar kulaklarım. | Open Subtitles | شاهدت سيدلت كثيرات بعين الإستحسان و مراراً سحرت أذني مراراً أصواتهن |
kulaklarım kanamadan sus! İnsanlar bunu duyarsa, kandırıldıklarını anlar. | Open Subtitles | توقف قبل أنّ تنزف أذني ،لو سمع الناس هذا,سيعلمونأنكَتخدعهم. |
kulaklarım bacaklarımdan daha iyi çalışır. Endişeni anlıyorum ama bir sorun çıkmayacak. | Open Subtitles | أذني تعملا أفضل من قدمي، أقدّر إهتمامكَ ، لكنـّي سأكون بخير. |
Gözlerim beni aldattı sanmıştım. Şimdi ise sanırım kulaklarım... | Open Subtitles | ظننت أن عيني تخدعني و الآن أظن أن أذني تخدعني |
Ne dedin? Duyamadım. Nefesin o kadar kötü ki kulaklarım uyuştu. | Open Subtitles | لم أسمعك، رائحة فمك كريهة للغاية لدرجة أنها جعلت أذني فاقدة الحس |
Hayır, kulaklarım gayet iyiymiş. Aramızdan birinin kesinlikle akordu bozuk. | Open Subtitles | كلا، أذناي سليمتان، إننا لدينا .عازف خارج عن النغمة تماماً |
kulaklarım açık, gayet iyi duyuyorum ama anlamıyorum. | Open Subtitles | أذناي مفتوحتان جيداً، لهذا يمكنني أن أسمع ولكن لا أفهم |
kulaklarım sana bir şeyler söyleyen dudaklarıma zor inanıyor. | Open Subtitles | أذناي تجد صعوبة لتصديق ما تخبرك به شفتاي |
Dediklerinin tek kelimesini anlamadım, kulaklarım çok kötü çınlıyordu. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع سماع اي كلمة آذاني كانت تدق بشدة |
Belki benim kulaklarım iyi duymuyor. Ne sordu az önce bana? | Open Subtitles | ربّما سمعي ليس جيّداً ماذا طلب منّي للتوّ؟ |
Sakın gizlice girmeye de çalışma. Kedi gibi kulaklarım, kemirgen gibi gözlerim var. | Open Subtitles | ولا تحاول أن تتسلل من ورائي أنا لديّ آذان مثل القطة وعيون مثل القارض |
Yüz söz içmedi kulaklarım ağzından. | Open Subtitles | لم تشرب أذناى بعد مئات الكلمات من نطق هذا اللسان و لكنى أعرف الصوت |
kulaklarım beni yanıltıyor sandım. Sonra yine duydum. | Open Subtitles | لقد اعتقدت ان اذني تخدعني ولكنني سمعته مره اخري |
Düşüncede veya davranışta ihanet ettiysem âşkına veya gözlerim, kulaklarım ya da başka bir duyu organım bir başkasından hoşlandıysa beni silkeleyerek attığı halde onu hâlâ sevmiyorsam, hep sevmemişsem ve hep sevmeyeceksem huzur terk etsin beni! | Open Subtitles | و ان قد اخطات في غرامه مرة عن قصد سواء بلساني او فكري او فعلي او اذناي او عيناي |
Bak, kulaklarım deli gibi uğulduyor. | Open Subtitles | أؤكد لك، ثمة طنين قوي في أذنيّ |
Büyük kulaklarım, değil mi çocuklar? Değil mi? | Open Subtitles | إنها أذاني الكبيرة ، أليس كذلك؟ |
Zamanı geldi sanırım. Bu cevapla kulaklarım ihya oldu be, memur bey. | Open Subtitles | -أعتقد أن الوقت حان هذا صوته عزبا على أذنى يا ظابط |
Uzun kulaklarım var. Yumuşak kulaklarım var. | Open Subtitles | لديّ أذنين مرنتين لديّ أذنين مرنتين، لديّ أذنين مرنتين |
Dün beni neredeyse o kafeteryada havaya uçuracaktınız, kulaklarım hâlâ çınlıyor. | Open Subtitles | أعرف أنني كدت أموت بانفجاركم بالمقهى البارحة لازال يرن بأذني |
İsteğini reddediyorum. Sen benim kulaklarım olmaya devam edeceksin. | Open Subtitles | لذا سأتجاهل طلبك ، و ستبقى أنت معي كأذني |
Hey, beyler, kulaklarım iyileşti. | Open Subtitles | مرحباً يا رفاق, لقد استعدت سمعى |