ويكيبيديا

    "kuraklık" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الجفاف
        
    • جفاف
        
    • جافة
        
    • جفافا
        
    • بالجفاف
        
    • قصعة
        
    kuraklık, bu küçük köyü yoksulluğa sürüklüyor ve açlığın kıyısına. TED الجفاف دفع بالقرية الصّغيرة نحو الفقر و على شفا المجاعة.
    Yüz binlerce mülteci kuraklık ve kıtlıktan kaçıp, Avrupa'ya doğru ilerliyor. Open Subtitles مئات الآلاف من النازحين يتدفقون نحو أوروبا فراراً من الجفاف والمجاعة
    Ondan önce korkunç bir kuraklık ve kötü mahsul oldu. Open Subtitles كنا نعاني قبل ذلك من الجفاف ومواسم من المحصول السيء
    Doğru. Yıllar önce büyük bir kuraklık yaşanmış. Ortada su falan kalmamış. Open Subtitles أنت لَسْتَ خاطئَ،قبل عدة سَنَوات كان هناك جفاف في قرية شوي جيوتينج
    Ciddi kuraklık vardı, adada yaşamını sürdüremedi ve Solomon Adaları'na taşındılar. TED كان هناك جفاف شديد ولم يعد بإمكان الناس الاستمرار في العيش على الجزيرة، وبالتالي نُقلوا للعيش في جزر سليمان.
    Yağmur sularını topladığımız için, 4 yıllık kuraklık olsa bile hala yeterli içme suyumuz olacak. TED لو صادفنا أربعة سنوات من الجفاف سيظل الماء متوفر عندنا في الحرم لأننا نجمع ماء المطر
    Bu üç farklı resim gezegenin çok farklı yerlerinden alındı. Ancak hepsi de aynı kuraklık faciasından bahsediyor. TED التقطت هذه الصور الثلاثة من مناطق مختلفة على الكوكب، لكن تعود جميعها لنفس الجفاف الكارثي.
    Ve kuraklık ve sellerin artan yoğunluğu Dünya'nın tahıl ambarlarını şiddetle etkileyecek, büyük açlıklara ve ekonomik çöküşe neden olacak. TED وزيادة شدة الجفاف والفيضانات سيؤثر بشدة على سلة خبز العالم، مسببا مجاعات هائلة وتراجعا اقتصاديا.
    Örneğin, 2010'daki kuraklık sonrası ölen ağaçlar kırmızı ile gösterilmiştir. TED على سبيل المثال، هذه هى كل الاشجار الميتة والتي باللون الأحمر والتي ماتت بعد الجفاف في عام 2010.
    Fakat son yıllarda, bu tartışmaların yaşandığı zamanlarda, uzun süren kuraklıklar ve ardından ani sel felaketleri ve ardından daha fazla kuraklık yaşamaya başladılar. TED ولكن، في السنوات الأخيرة، في وقت تلك المحادثة، لم يكن لديهم شيء سوى أزمنة طويلة من الجفاف، ثم الفيضانات، ومن ثم مزيد من الجفاف.
    Siyasi kültürümüzü değiştirmek için Avustralya'daki gibi bir kuraklık yaşamayı bekleyemeyiz. TED لا يمكننا أن ننتظر هذا النوع من الجفاف كان يجب أن تغير أستراليا ثقافتنا السياسية
    Maalesef, oraya gittiğimizde, göçün zirve yaptığı zamanda, devam eden bir kuraklık vardı, beş haftalık kuraklık. TED للأسف، عندما وصلنا إلى هناك، كان هناك جفاف مستمر في فترة ذروة الهجرة، خمسة أسابيع من الجفاف.
    Afrika'daki ülkelerin çoğu kuraklık ve sellerden acı çeker. Ve bunlar iklim değişikliği yüzünden daha sık meydana gelmeye başladı. TED غالباً ما تعاني الدّول في أفريقيا من الجفاف والطوفان و الأمر يتكرر بكثرة بسبب تأثيرات تغير المناخ
    Afrika iç sahra'sına ait pek çok bölgede kuraklık daha da beter oldu. TED حيث ينتشر الجفاف في العديد من المناطق الواقعة جنوب الصحراء الكبرى.
    Sıcak hava dalgası, seller ve kuraklık açısından aşırılık önemli derecede verimliliği etkiliyor. TED تقلباتٍ تتمثل في موجات الحر والفيضانات ونوبات الجفاف والتي لها بالغ الأثر على الإنتاجية.
    Okyanuslar kıtalardaki bitki gelişim ve kuraklık şekillerini ve kıtalardaki yağış şekillerini kontrol eder ya da en azından anlamlı bir miktarda etkiler. TED إن المحيطات تتحكم أو على الأقل تؤثر بشدة مرتبطة مع أنماط النمو وأنماط الجفاف وأنماط الأمطار على القارات
    Ağaçlar, aynı zamanda mantarsal ağlarıyla komşularının tehdit olabileceği düşüncesiyle korumacı enzim üretimlerinde artışa neden olan kuraklık, böcek saldırıları gibi olaylar hakkında da bilgi paylaşabilirler. TED وتستطيع الأشجار كذلك أن تشارك معلومات عن وقائع مثل جفاف أو هجوم الحشرات عبر شبكاتها الفطرية، مما يجعل جيرانها يزيدون من إفراز الأنزيمات الوقائية تحسّبا للخطر.
    Belediye başkanı bu yeni normal durumu kalıcı bir kuraklık olarak tanımladı. TED عرّف العمدة وضع المدينة الجديد على أنه جفاف دائم.
    Olacakları anlayabilmek için Güneybatı'nın bir kuraklık içinde olduğunu düşünün. Open Subtitles نحن نتحدث عن الجنوب الغربي الذي يتحول إلى منطقة جافة كمثال لوصف ما سيحدث
    2000 yazında uzun bir kuraklık olmuştu. Open Subtitles في صيف سنة 2000 عاشت المنطقة جفافا شديدا
    Bunu, bizi devamlı kuraklık, sel, ve zehirli maymunlarla rahatsız etmeden önce düşünecekti. Open Subtitles ربما كان عليها التفكير في ذلك، عندما كانت تحيطنا بالجفاف والفيضانات والقرود السامّة.
    Eminim ki, bir insan hakları hareketi lideri veya kuraklık boyunca çiftlikte yaşayan on yaşındaki çocuk, veya Çin'deki Tang imparatoru olmanın nasıl hissettirdiğini gerçekten tecrübe edecektim. TED كنت على يقين أنني فعلًا سأجرب ما يبدو عليه أن أكون زعيمة لحركة الحقوق المدنية أو صبياً في العاشرة يعيش في مزرعة خلال فترة "قصعة الغبار" أو امبراطورًا من سلالة "تانج" في الصين.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد