Ama bugun olmaz acelem var yarın saat 10 da limanda buluşalım olur mu kahvelerimizi orda içeriz Tamam mı? | Open Subtitles | لكن اليوم أنا مسرعة لماذا لا نلتقي غدا امام الميناء عند الـ 10 صباحاً ؟ نحن سنشرب القهوة هناك حسناً؟ |
Bilmiyorum. Her zaman babam gibi limanda çalışırım diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لا أدري كنت أرى أني سأعمل في الميناء مثل أبي |
Bırak limanda buluşacağımızı sansın. Benim aklımda başka bir yer var. | Open Subtitles | دعيها تعتقد أننا نتقابل عند الميناء لكن في ذهني موقع آخر |
Vücudunun bu limanda sallandırılması çok güçlü bir mesaj verir. | Open Subtitles | وبكون جثته تتأرجح على ميناء هذا المكان، ترسل رسالة قوية. |
Ertesi gün cesedini limanda buldular. | Open Subtitles | في اليوم التالي استخرجوا جثته من المرفأ. |
Bana o limanda ne tarz bir gemi olduğunu söyler misin? | Open Subtitles | هل أخبرتني بأي نوع من المراكب في نهاية ذلك الرصيف ؟ |
Sonunda, Endonezya'da hükümet özel bir şirketin limanda günlük işlemler yapabilmesini kabul etti.. | Open Subtitles | الحكومة الاندونيسية وافقت أخيرا على تسليم كل العمليات اليومية في الميناء لشركة خاصة |
Eğer bu planlı bir saldırı ise limanda savunmasız kalırsınız. | Open Subtitles | ان كان هناك هجّوم منسق أنت ضعيف جداً في الميناء |
O nedenle, konteyner gemileri üzerinde çalışan çoğu denizcinin limanda genellikle iki saatten az bir zamanı olur. | TED | معظم البحارة الذين يعملون الآن في سفن حاويات غالباً ما يكونون على الميناء لأقل من ساعتين في المرة الواحدة. |
Bunlardan birine göre, Roma'da bir arabanın içinde görülmüş diğerine göre ise, limanda yabancı gemicilerle konuşuyormuş. | Open Subtitles | في واحدة منها قالوا لي أنهم شاهدوها في روما وواحدة أخرى أنها كانت في الميناء تتكلم مع البحارة |
Sudan kaçacak olabilirler mi Rico? Belki limanda bir gemileri vardır. | Open Subtitles | هل تعتقد أن وجود المياه هو السبب ربما يملكون قاربا في الميناء, أو طائرة مائية |
Eski limanda gemiye binecekmişiz | Open Subtitles | يقولون بأننا سنصعد عن طريق الميناء القديم |
limanda beni görürseniz, tanışmıyormuşuz gibi yapın. | Open Subtitles | سوف أراك عند الميناء, تظاهر بانك لا تعرفني |
limanda hız teknelerine izin vermemeliler! | Open Subtitles | لا يجب عليهم السماح بالقوارب السريعة في الميناء |
Bir kadın olsaydım, limanda bir filonun gelmesini beklerdim. | Open Subtitles | لو كنت إمرأة لإنتظرت الأسطول البحري عند الميناء |
limanda büyük beyaz, lanet olası bir bot. | Open Subtitles | هناك قارب ابيض واسود كبير في وسط الميناء |
Maceraları pek çok karanlık yola girmişti ve yorgun denizciler güvenli bir limanda dinlenmek için her şeyi göze alırdı. | TED | واجهت المغامرة العديد من الأحداث المظلمة، وكان الطاقم المجهد بحاجة ماسة إلى الراحة في ميناء آمن. |
limanda bu büyüklükte bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أن هناك وسيلة فى ميناء بهذا الحجم |
Buraya gelirken, limanda bir tekne görmüştük. | Open Subtitles | لقد رأينا قارب في المرفأ ونحن في الطائرة |
Ayrıca orada ki limanda beni bekleyen iki misyoner olacağını söyledi". | Open Subtitles | سوفا,فوجي,29 يوما في البحر سألتقي اثنين من المبشرين على الرصيف |
Öylesine bir karmaşa olmuştu ki, bir sonraki limanda zorla gemiden indirilmiştim. | Open Subtitles | سبب ذلك ضجة كبيرة , لذا تم إجباري علي النزول بالميناء التالي |
Bu, Mary King adlı bir hostes, cesedi limanda kıyıya vurdu. | Open Subtitles | هذه كَانتْ مضيّفة، ماري كينغ، وَجدَت عائمة في الميناءِ. |
Bir fırtına varmış ve gemi hala limanda bekliyormuş. | Open Subtitles | هناك إعصارا لذا فإن السفينة ما زالت راسية |
Bana demir attığım son limanda tanıştığım kadını anımsattın. | Open Subtitles | انها تذكرنى بامرأةقابلتها فى اخر نداء للميناء |
Benim limanda burası. | Open Subtitles | ها هو مينائي. |
limanda denize de girmedim. Bu iyi bir fikir olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أنا أيضاً لم أقفز في مياه مرفأ أيضاً، لذا فكلّ تجربة جديدة لا يتحتّم كونها جيّدة. |
11 metrelik yolcu teknesi, Peter Fitzhaven adına kayıtlı, 1-27 nolu limanda demirli. | Open Subtitles | 35قدم، طراد بكابينة، مسجل تحت إسم (بيتر فيتزهافن) حالياً راسي على الرصيف 127 |
Grevden sonra babam bir daha limanda çalışmadı. | Open Subtitles | بعد الإضراب ، أبي لم يجد عملاً في أحواض السفن |