| - Bana sorular sordu. Cevap vermedim. Müşterilerimin taktığı mücevherleri sordu. | Open Subtitles | ولكنى رفضت الاجابه ثم سألنى عن المجوهرات الذى يرتديها زبائن المطعم |
| Beni can kulağıyla dinlemene sevindim. Şimdi o mücevherleri çalmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا مسرور بأنك فهمت قصدى بسرعة أريدك أن تسرق تلك المجوهرات |
| F.B.I, mücevherleri bulmak için rehine dükkanlarının ve hırsızların izini sürüyor. | Open Subtitles | الإف بي آي يحاولون تتبع المجوهرات في محلات الرهن والسلع المسروقة |
| Ama amaç, kadının mücevherleri ve adamın parasını çalmak değildi. | Open Subtitles | ولكن ليس لأجل سرقة مجوهرات الزوجة أو الفكة من الجيب. |
| Tangka'nın sahip olduğu büyük güç, üzerinde bulunan paha biçilmez mücevherleri gölgede bırakıyor. | Open Subtitles | الجواهر التى لاتقدر بثمن فى التانجا صغرت من حجم الطاقة الهائل التى تحتويها |
| Müşterilerimin taktığı tüm mücevherleri ellerimle yaptım ben. | Open Subtitles | لقد قمت بتصميم حرفي لكل قطعة جواهر يرتديها عملائي حسناً أيها الكبير |
| Listende yok mu? Olmalı. Kenton mücevherleri meşhur. | Open Subtitles | يجب أن تكون على قائمتك أن مجوهراتها شهيره جداً .. |
| Anladım ki oyuncaklar pahalı mücevherleri saklamak için güvenli değilmiş. | Open Subtitles | تبيّن أنّ تلك اللعب ليست المكان الآمن لإخفاء المجوهرات الغالية |
| Elimizde not defterlerimiz dünyayı dolaşırız ve mücevherleri ararız. | TED | نحن نسافر عبر العالم وفي أيدينا مذكراتنا الورقية وننتظر المجوهرات. |
| Onda olduğunu bilmediğiniz mücevherleri. Ünlü olanlar. | Open Subtitles | انها المجوهرات التى لم تعلمى بشأنها انها مجوهرات مشهورة |
| Bir soygun sırasında bir dostumun mücevherleri çalındı. | Open Subtitles | لقد تم أخذ بعض المجوهرات من صديق اثناء عطلته |
| Ben riske giriyorum, siz mücevherleri geri alıyorsunuz. | Open Subtitles | أنا أتحمل المخاطره و أنت تسترجع المجوهرات |
| mücevherleri otelin kasasında bıraksanız daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | اليس من الافضل أن تتركى هذه المجوهرات فى خزينه الفندق ؟ |
| Bak, dediğin gibi mücevherleri arakladım, yani çaldım diyelim. | Open Subtitles | أسمع , لنفترض أننى سأفعل ما تريدة و أسرق المجوهرات |
| Aynı zamanda göz kamaştırıcı mücevherleri de var. Örneğin şurada görebildiğiniz gibi. | TED | بل لديها مجوهرات مذهلة للغاية، مثل ما ترونه هنا. |
| Çalmaya değecek mücevherleri olan müşterilerin listesi. | Open Subtitles | عن قائمه العملاء هذه .. هناك مجوهرات تستحق السرقه. |
| Aslında katilin mücevherleri neden istediğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | رغم اننى لا اعرف لماذا قد يرغب القاتل فى هذه الجواهر |
| Dün gece onlara tek söyleyebildiğim Marriott'un bazı mücevherleri geri almaya çalıştığıydı. | Open Subtitles | كل ما اخبرتهم به ليلة الأمس هو, ان ماريوت كان يستعيد شراء بعض الجواهر |
| Prens'in mücevherleri Ramat'tan dostları tarafından kaçırıldıysa eninde sonunda Prenses'e verilecekti. | Open Subtitles | إذا تركت جواهر أمير ً رام الله ً في أيد صديقة عاجلا أم آجلا سيقدمونها للأميرة |
| Günün ancak iki saati ayık. Sabah 11'le, öğle 1 arası. Parayı ve mücevherleri verecek olursam bir yılda çarçur eder. | Open Subtitles | إنها تفيق من الخمر ساعتين يومياً من 11 ص إلى 1 م و إذا أعطيتها نقودها و مجوهراتها فستضيعها في عام واحد |
| "Muhafızlara bluzuna diktiği mücevherleri rüşvet olarak vermişti. | Open Subtitles | تم رشوة الحراس بالمجوهرات المخيطة في قميصها |
| Elbiseleri, şapkaları ve mücevherleri severdi, ama artık onları kullanmıyor. | Open Subtitles | أحبت أن ترتدي الفساتين والقبعات والمجوهرات , ولكن الأن تعيش من دونها |
| Senin olacak mücevherleri takarken, yatlarınla gezerken ve jigololarınla yatarken onu hayal edeceksin. | Open Subtitles | ستتخيلها ترتدي جواهرك أنت ! تبحر في قاربك .تنام |
| Şimdi, dinleyin, mücevherleri nerede sakladığını söyleyeceksiniz bana, tamam mı? Yoksa seni sikip öldüreceğim burada, duydun mu beni! Kafanı patlatıp pekmezini akıtacağım senin! | Open Subtitles | ستخبرينني أين مجوهراتك و إلا فالويل لكم , سأفجر رأسك تماماً , إني لا أمزح |
| Holly ile gider, değerli mücevherleri alırdım, Ne kadar çok o kadar iyi. | Open Subtitles | اذهب مع (هولي)، وأسرق مُجوهرات ثمينة، كلّما زادت الكميّة كان أفضل. |
| Güzel elbiselerinizi saçınızdaki mücevherleri putperest kitaplarınızdaki uygunsuz resimleri içkilerinizi, metreslerinizi, sevgililerinizi şehvet duyup arsızca istediğiniz şeyleri def etmediğiniz sürece! | Open Subtitles | حتى لو أنكم تضعون عليكم ملابس جميلة ومجوهرات على شعوركم صوركم الماجنة في كتبكم الوثنية |
| Çiçeklerden yapılmış mücevherleri boşver, dikenleri vücuduma batar. | Open Subtitles | "تلك الزهور اشعر بها كالاشواك مقارنة بك" |
| Bu mücevherleri sadece özel kadınlar taktı. | Open Subtitles | فقط النساء الجميلات كنّ يرتدين هذه الأحجار الكريمة. |