Tutuklunun iki müebbet hapis cezası var. Kaybedecek hiçbir şeyi yok. | Open Subtitles | هذا السّجين حكم علية بالسجن المؤبد مرتين هو لا يصبح طليق |
Bu arada, ölüm hücresinde olan müebbet hapis cezası alanlar için planınız nedir? | Open Subtitles | بالمناسبة، ما هي خططك على عقوبة السجن المؤبد و السجناء المحكوم عليهم بالإعدام؟ |
89'dan beri Pelikan Koyu'nda, peşpeşe beş müebbet hapis cezası çekmekte. | Open Subtitles | موجود في البيليكان بيي منذ الـ 89, يقضي حكم مؤبد متتابع, |
Ağabeyin için üzüldüm. Duyduğuma göre müebbet alacakmış. Hayır. | Open Subtitles | آسف لما جرى لأخيك , يارجل سمعت بأنه سيمضي لمدى الحياة |
Donny Faster müebbet hapse mahkum. Şartlı tahliye hakkı da yok. | Open Subtitles | دوني فاستر تخدم حكم بالسجن مدى الحياة بدون إمكانية إطلاق السراح. |
Birleşik Devletler, 13 yasındaki çocukları müebbet hapse mahkum eden dünyadaki tek ülke. | TED | والولايات المتحدة هي الدولة الوحيدة في العالم التي تحكم على طفلٍ بعمر ١٣ سنة بالحكم المؤبد. |
Akıl hastalarının kapatıldığı hapishaneden kaçmış. Cezası müebbet. | Open Subtitles | . لقد هرب من السجن لهوسه الإجرامى . إنه محكوم عليه بالسجن المؤبد |
Maine Eyaleti'nin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi arka arkaya olmak üzere 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırıyorum. | Open Subtitles | بالسلطة المخولة لى من الولاية و بموجب سيادة القانون أحكم عليك بالسجن المؤبد مرتين |
Kamyon otomatik silahlarla dolu, beyinsiz dâhil olan herkes için müebbet demek ve uyuşturucu yatağına mı getirdin bizi? | Open Subtitles | هذه شاحنة مليئة بالسلاح الآلي أيها الغبي عقوبة مؤبد لكل من هو متورط وتجعلنا في دائرة عرين المخدرات ؟ |
Az kalsın ile 25 yıla müebbet arasında ne çok fark var. | Open Subtitles | لكنه الفرق ما بين كاد وما بين 25سنة إلى مؤبد |
Savcılık, jüri üç müebbet ceza almış birine inanmayacağını söyledi. | Open Subtitles | فقط الحكومة تشعر بأن المحلفين لن يستجيبوا جيداً مع مدان بثلاثة أحكام مؤبد |
Suçlu bulunursan, müebbet yersin. | Open Subtitles | إن تمّ تثبيت التهم عليك , فستسجن لمدى الحياة |
İtiraf etmeliyim o müebbet cezası boğazıma kadar gelmiş gibi hissediyordum, ama ne var biliyor musunuz? | Open Subtitles | و عليّ الإعتراف , لقد بدأ شعور الحكم لمدى الحياة يضايقني , لكن أتدركان أمراً ؟ |
İhtiyar ceza almadı, ama iki oğlu da müebbet yedi. | Open Subtitles | لم يتم القبض على الزعيم لكن تمّ سجن اثنين من ولديه لمدى الحياة |
Küçük bir hırsızlık için müebbet yiyen bir adam var. | Open Subtitles | تم الحكم بالسجن مدى الحياة على رجل بتهمة سرقة ثانوية |
Bu şartlı tahliye memuru bizi ihbar etmeye karar verirse, hepimiz müebbet yeriz. | Open Subtitles | لو ضابطة المراقبة هذه قررت أن تشي بنا, فسوفَ ننال جميعاً حكماً مؤبداً |
17'si suçlu bulundu, 6'sı en yüksek ceza olan müebbet hapse çarptırıldı. | Open Subtitles | منهم 17 اُدينوا و 6 تلـّقوا العقوبة القصوى بالسجن المؤبّد |
Hüküm, müebbet. | Open Subtitles | و الاعتداء. الحُكم: مُؤبد |
Kişinin zekâ seviyesine her eyaletin kendisinin karar verme hakkı vardır, yani Maine'deki bir katil geri zekâlı denilerek müebbet hapis cezası alabilirken, aynı kişi Iowa'da normal denilerek gaz odasına yollanabilir. | Open Subtitles | كُل ولايَة على حِدَة يجب أن تُقرر فيما لو كانَ الشخص مُتخلفاً أم لا ما يعني أنَ قاتلاً ما يُمكِن أن يُحكَم مُؤبَد في ولايَة (مين) حيثُ يُعتبَر مُتخلفاً |
Ve bana müebbet verdirmek için yemin ettiğini de biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنك أخذت عهداً على نفسك لتعتقلني مدي الحياة |
müebbet mahkûmu, 12 yıldır içeride. | Open Subtitles | ، إنه مسجون مدى الحياة حاول الهرب 12 مرة |
- 25 ile müebbet arası almaz. Benedict onu hemen öldürtür. | Open Subtitles | لن يسجن "بيندكيت" سيقتله فى الحال |
müebbet hapisle yargılanacaksın. | Open Subtitles | إننى أعنى أنكِ الآن بصدد السجن مدى الحياه |
müebbet hapis cezasına rağmen Horton 10 hafta sonu cezaevinden salındı. | Open Subtitles | وعلى الرغم من الحكم عليه بالمؤبد إلا أن هورتون حصل على 10 إجازات إسبوعية من السجن |
2006-2007 yıllarında 5 kişiyi öldürüp parçaladığı için müebbet cezası almış. | Open Subtitles | لقد قتل و قطع اوصال 5 اشخاص بين السادس و السابع و حكم عليه بالسجن مدى الحياة |