Nezarethaneler ve mahkemeler de tasarlamıyorum. | TED | لا أصمم مراكز الاحتجاز، ولا أصمم المحاكم. |
mahkemeler ve yasama organları hep sınırlar çizer durur. | TED | الان , المحاكم و المشرعين يرسمون الخطوط طوال الزمن. |
Sonuç olarak: mahkemeler bu patenleri kaldırmaya yanaşmamışlardı. | TED | لذلك، الحد الأدنى هو: المحاكم لم ترد إسقاط براءات الإختراع |
O zamanlarda mahkemeler çok sesli olduğu için ayrıca okyanusun yanında da sesini yüksek dalga seslerine uydurarak pratik yaptı. | TED | ولان المحاكم في ذلك الوقت كانت تعج بالفوضى, كان يتمرن عند المحيط، جاعلا صوته أعلى من صوت هدير الامواج. |
Beyler, mahkemeler jürilere bırakılamayacak kadar önemli. | Open Subtitles | أيها السادة.. المحاكمات أهم من أن تترك للمحلفين |
Federal mahkemeler, kadın ve erkeklerin fiziksel uygunluk testi programları için fizyolojik olarak aynı olmadıklarını belirtti. | TED | أوردت المحاكم الفيديرالية أن الرجال والنساء ليسوا متساوين فيزيولوجيًا من أجل دعم برامج اللياقة البدنية. |
Birinci konsül olarak seçilmem, İtalya'daki tüm lejyonların komutası... ve senatonun mahkemeler üzerindeki otoritesinin kaldırılması. | Open Subtitles | إنتخابي كقنصل أول قيادة كل فيالق إيطاليا و إلغاء سُلطة مجلس الشيوخ على المحاكم |
mahkemeler bunun için var. Onlara adalet vermek için değil. | Open Subtitles | ولذلك توجد المحاكم فهى لا توجد لتحقق لهم العدالة |
mahkemeler düzenlendi okullar ve hastaneler açıldı. | Open Subtitles | ونظمت المحاكم ، وأسست المدارس والمستشفيات |
Biliyorsun, artık mahkemeler görevini yerine getirmiyor olabilir ama insanlar birbirlerini filme çektikleri sürece adalet yerini bulacaktır. | Open Subtitles | ربما المحاكم لا تجيد عملها بعد الآن لكن طالما صوّر الناس بعضهم البعض فالعدالة ستأخذ مجراها |
- Yasalar, mahkemeler onlardan sorulurdu. | Open Subtitles | كانوا يصدرون القوانين , و يملكون المحاكم |
mahkemeler onları cezalandırmayı seviyor. | Open Subtitles | المحاكم تحب أن تجعل منهم عبرة أوه إنهم يفعلون هذا. |
mahkemeler ve avukatlar şundan bundan konuşurlarken. | Open Subtitles | بينما كانت المحاكم والمحامين يناقشون هذا وذاك. |
mahkemeler boşanmalar yüzünden 24 saat çalışacaklar. | Open Subtitles | . سوف تكون المحاكم مشغولة جدا مع الطلاق، أنها سوف تكون على نوبات على مدار 24 ساعة. |
Allahtan, sonuca bağlamak için mahkemeler var. | Open Subtitles | لحسن الحظ، هناك المحاكم لمعالجة مثل هذه الأمور. |
Maalesef mahkemeler sığınma davalarıyla öyle dolu ki sizin davanız için en yakın tarih altı ay sonrası olacaktır. | Open Subtitles | لسوء الحظ، المحاكم لاتدعم قضايا اللجوء لذا فإن أقرب وقت للحصول على حكم سيكون 6 أشهر من الأن |
Maalesef mahkemeler sığınma davalarıyla öyle dolu ki sizin davanız için en yakın tarih altı ay sonrası olacaktır. | Open Subtitles | لسوء الحظ، المحاكم لاتدعم قضايا اللجوء لذا فإن أقرب وقت للحصول على حكم سيكون 6 أشهر من الأن |
Buna rağmen, 6 Aralık 2004'te, mahkemeler ona sadece 2,2 milyar dolar ödenmesine karar verdi. | Open Subtitles | ولكن المحاكم عوضته فى 6 ديسمبر 2004 مبدئيا بـ 2.2 بليون دولار |
mahkemeler genellikle, hakim davalının, o bölgede adil bir şekilde yargılanamayacağına karar verdiğinde taşınır. | Open Subtitles | تُنقل المحاكمات عادة حين يقرّر القاضي أنّ المدعي عليه ليس بإمكانه الحصول على محاكمة عادلة محلياً |
Benimle ve diğerleriyle konuşurdu. İzlediğimiz mahkemeler ve Adalet Sarayı'nın işleyişiyle ilgili falan. | Open Subtitles | يتحدّث معي ومع الرجال الآخرين عن المحاكمات التي شهدناها وكيف تعمل المحكمة. |
Fakat suçlular kontrol sahibi olursa polisler ve mahkemeler işlerini yapamazlar. | TED | لكن إذا كانت السطوة للمجرمين، فلن تستطيع الشرطة والمحاكم تأدية وظيفتيهما. |
mahkemeler hukuki geçerliliklerini yitiriyor. | Open Subtitles | مثل هذه الإجراءات تحط من مشروعية محاكمنا |
Ne düşünüyorum biliyor musunuz? Size söyleyeyim! Kahrolası mahkemeler, düşündüğüm bu! | Open Subtitles | أتعرف ما أظن ,سأخبرك برأيي تباً للمحاكم,هذا ما أظنة |