Bir sonraki şey, sürü zekâsının gelişimini desteklemek ki işte burada maliyet etkinliği devreye giriyor. | TED | والأمر التالي هو تشجيع تكوين ذكاء السرب، حيث تأتي تتدخل فعالية التكلفة. |
Ya da en azından, sürü hâlinde çalışmanın maliyet uygunluğu avantajını sağlamıyor. | TED | أو على الأقل، لا يحقق لكم أفضلية الفعالية في التكلفة للعمل بذكاء السرب. |
Artık maliyet etkinliği avantajı kazanımınız rakiplerinize kıyasla 100 kat artmış durumda. | TED | في هذه المرحلة تجازون بأفضلية فعالية في التكلفة مقارنة بمنافسيكم بمقدار أسي هو 2. |
...yaratmak anlamına gelir... ...aynı çözümle,sosyal ve çevresel sorunlarla... ...uğraşmak,müthiş maliyet tasarrufu,zengin bir... ...kuşak ve milli güvenliği sağlar. | TED | التصدي للمشاكل الاجتماعية والبيئية في الوقت نفسه، مع نفس الحل ينتج ادخارات في التكاليف كبيرة، توليد الثروة والأمن الوطني. |
Üniversitede, yüksek eğitimde maliyet enflasyonu var. ki bu da tıbbi bakımdaki maliyet enflasyonunun büyümesini engelliyor. | TED | في الكلية, لدينا تضخم في التكاليف في التعليم العالي والذي يتخلف قليلاً عن تضخم التكاليف في الرعاية الطبية. |
Güzellik uzmanı da maliyet bütçesinin içinde merak etmeyin. Tamam mı. | Open Subtitles | تكاليف خبيرة التجميل من ضمن الـميزانية، لا تقلق، هل هذا جيد؟ |
Bu bize 100 kattan fazla maliyet etkinliği avantajı sağladı. | TED | وهذا أعطانا ميزة تكلفة الفعالية بمقدار أسي أكبر من 2. |
maliyet etkinliğini 100 kat arttırmayı başarmak için bu gerekli. | TED | فالأمر يتطلب النجاح في تحقيق أفضلية فعالية في التكلفة بمقدار أسي هو 2. |
Ve ödülünüz maliyet etkinliğini yüz kat artması olacaktır. | TED | وهذا سيكافئكم بأفضلية فعالية في التكلفة بمقدار أسي هو 2. |
Şimdi biz tıptakiler, bence bu maliyet sorusu hakkında şaşkınız. | TED | ونحن الآن في مجال الطب، أعتقد، هي في حيرة بهذا السؤال من التكلفة. |
Bir maliyet analiziniz, fizibilite çalışmanız bir ROI çalışmanız ve daha fazlası olmalıdır. | TED | يجب عليك الدخول والحصول على تحليل التكلفة مقابل المنفعة دراسة جدوى ، دراسة العائد على الاستثمار وهكذا |
Kişisel bakımın maliyet düşürücü olduğu ispatlanmıştır. | TED | كيف يمكننا أن نوظفها؟ لقد تم إثبات : الرعاية الذاتية فعالة من حيث التكلفة |
maliyet kazanca bağlanırsa, üniversite yöneticileri daha idareli harcamaya ve bunu yapmanın yaratıcı yollarını bulmaya mecbur kalırlar. | TED | بربط التكلفة بالدخل، سيضطر مدراء الجامعات لتحديد التكلفة على نحو أفضل، ولإيجاد طرق مبتكرة لفعل ذلك. |
İhtiyacınız olan fonksiyonların, istediğiniz tasarımın, arabanız, kıyafetleriniz veya cep telefonunuz gibi seri üretilen bir ürünle aynı maliyet ve tedarik süresine sahip olduğu, tam istediğiniz ürünleri aldığınız bir dünya düşünün. | TED | تخيل عالمًا حيث بإمكانك شراء المنتجات التي تريدها بالضبط مع الوظائف التي تريدها والتصميم الذي تريده بنفس التكلفة وفترة التصنيع لمنتج تم تصنيعه بكميات كبيرة مثل سيارتك أو ملابسك أو هاتفك الخلوي |
Artık birden çok ürünlü partinin aynı maliyet ve tedarik süresiyle, bir ürünün, sizin ürününüzün partisini üretebiliyoruz. | TED | نحن الآن بإمكاننا إنتاج كمية من منتج واحد، المنتج الخاص بك بنفس التكلفة وفترة التصنيع لكميات كبيرة |
Bu şekilde,dağıtım için ortalama maliyet düşer ve karşınızda: taşrada makul fiyatlı e-ticaret hizmetleri | TED | وبهذه الطريقة، فإن متوسط التكلفة للتسليم قد انخفض. يا للسعادة. خدمات التجارة الإلكترونية في الريف بأسعار معقولة. |
ve sadece tıbbi olarak etkin değil, aynı zamanda maliyet etkindi. Ve sigorta şirketleri her bir hastadan neredeyse | TED | وذلك لم يكن فعالاً طبياً فقط, بل كان أيضاً ذا فعالية في التكاليف المادية أيضاً. ووجدت شركات التأمين |
Bu bize müthiş bir verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor. | TED | الذي يسمح لنا بالفعالية الحقة وفعالية التكاليف |
Çevre kirliliğine yol açan ve ekonomik maliyet getiren sağlık maliyeti getiren işlerden bahsediyorum. | TED | وتؤدي الى احداث تلوث, له تكاليف اقتصادية, تكاليف صحيه وهكذا |
Hiçbir şey yapmamak fazla maliyet ve daha da kötüsü azalan zaman demektir. | TED | عدم فعل أي شيء يعني تكلفة أكبر، وأسوء من ذلك، تعني وقتاً أقل. |
maliyet her nerede yüksekse, para gizli olarak gider. | TED | حيثما تكون الكلفة باهظة تعبر الأموال من تحت الأرض |
maliyet raporunda sadece bir kereye mahsus maliyetler vardı lezzetli tasarımımız ağız sulandıran pazar araştırması ve iştah açan reklam kampanyamız gibi. | Open Subtitles | تقرير التكلفه أكثرها من النفقات مثل التخطيط |
Ve biz hakikaten dijital teknolojinin nasıl değiştiğini, ve genç, bağımsız film yapımcılarının nasıl cüzi bir maliyet ile film çekebildiklerini izliyoruz. | TED | ونحن فعلا نبحث كيف تتغير التقنية الرقمية, وكيف للمخرجين الشباب المستقلين أن يتمكنوا من صناعة الأفلام بتكلفة منخفضة. |