Ve modern bürokrasiyle birlikte, özel çevre ve kamusal çevre arasında çok açık bir ayrım olduğundan bu son derece mantıklı bir yaklaşımdı. | TED | وعندما صاحب البيروقراطية الحديثة مقاربة عقلانية جدا، حيث كان هناك فاصلا واضحا بين الصعيد الخاص والصعيد العام. |
Bize göre, kimyasal sensör bulundurmak için homeostazi kontrol birimi oldukça mantıklı bir yer. | TED | وبالنسبة لنا، فإنه من المنطقي أن يكون أحد مراكز التحكم المحورية للتوازن الحيوي هو مكان يوظّف مستشعرات كيميائية. |
Sadece soğukkanlı ve mantıklı bir adam böyle bir macerayı tasarlayabilirdi. | Open Subtitles | رجل هادىء منطقى فقط هو من قد يخطط لمثل هذا الأمر |
Çok mantıklı bir plan, ama bu her zaman bu şekilde olmadı. | TED | إنها خطة منطقية جدا لكنها لم تكن دوما كذلك. |
Hiç kainattaki her şeyin ama her şeyin mantıklı bir şekilde yerine oturduğu bir an yaşadın mı? | Open Subtitles | هل جربت من قبل أن يكون كل شىء كل شىء فى الكون له معنى لديك قد سقط فى مكان ما؟ |
Kısacası, mantıklı bir evlilik ve ek olarak "balon" lara canlı bir ilgi. | Open Subtitles | و التي ، زواج متعقل و إهتمام شديد بالمناطيد |
Ancak bu kez sizden mantıklı bir yol izlemenizi istemek durumundayım. | Open Subtitles | فى هذه الحالة, لابد ان اطلب منك ان تتابعنى بالمنطق المتعاقب |
Eminim bunun için mantıklı bir açıklama vardır, memur bey. | Open Subtitles | انا متأكد ان هناك تفسير منطقي لهذا, أيها الضابط |
Yine de personel eksiğin olduğunu düşünürsek gayet mantıklı bir fikir. | Open Subtitles | إنتِ كنتِ تعانين من نقص في الأطباء يبدو هذا الحل معقولاً |
Ben de seni öldüreceğim. Bundan daha mantıklı bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | و سأقتلكِ الآن, و لا يمكنني أن أفكر في دافعٍ أكثر عقلانية من هذا |
Bu Bill'in bana anlattığından daha mantıklı bir davranış. | Open Subtitles | هذة عقلانية لم أتوقعها منك من كلام بيل عنك |
Harika bir iş değil, ama birçok insan için gayet mantıklı bir seçim. | TED | صحيح انه ليس عملٌ جيد ولكنه الخيار المنطقي الوحيد لديهم |
En azından bu mantıklı bir açıklama olurdu. | Open Subtitles | على الأق هذا هو التفسير المنطقي لكل ذلك |
Asla anlamayacaksınız sizinki gibi mantıklı bir zihin için cinayet işledim. | Open Subtitles | لن تفهم أبداً لعقل منطقى كعقلك لقد إرتكبت جريمة قتل |
mantıklı bir cevap. Sana Demir Haç madalyası vermişler. | Open Subtitles | حسنا ، هذا رد منطقى ، ارى أنهم قد منحوك الصليب الحديدى |
RNG: Gerekçeli bir iddia nasıl olur da mantıklı bir şekilde gerekçeli iddiaların etkisizliğine yol açar? | TED | ريبكا: كيف يمكن لحجة منطقية أن يترتب عليها حجج منطقية غير فعالة؟ |
Tamamen gereksiz olmayan bir ifadedir. Bu mantıklı bir ifadedir. | TED | وهذه الجملة ليست هنا لغاية الكلام فقط... هي جملة منطقية... |
mantıklı bir iş yapıyor olmanı görmekten memnun oldum. | Open Subtitles | يسعدني أن أراك تقوم بعمل له معنى |
Bence çok mantıklı bir istek majesteleri. | Open Subtitles | طلب متعقل حسبما أظن يا مولاتي. |
- Üzünüm Doktor bunu sizinle mantıklı bir biçimde tartışacak vaktim yok. | Open Subtitles | أنا آسف يا دكتور، و لكن ليس لدي وقت لأناقش هذا بالمنطق |
mantıklı bir açıklaması olduğuna eminim. Güzel. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ ان عِنْدَها تفسير منطقي لهذا. |
Bugün, ilk kez bir kadın mantıklı bir şey söyledi. | Open Subtitles | اليوم ولأول مرة, إمرأة تقول شيئاً معقولاً |
- Tabii mantıklı bir şüphe haricinde. - Neyse ne. | Open Subtitles | لايدع مجالاً بالشكّ. |
mantıklı bir şey söyleyeyim mi? | Open Subtitles | لا، لكن تعرف ما هذا؟ إنها الفيزياء، أو الميتافيزياء |
Bütün bilgilere sahip olunca,.. ...mantıklı bir karar vereceğini biliyorum. | Open Subtitles | أثق في أنّها ستتخذ قراراً عقلانياً عندما تملك جميع المعلومات. |
mantıklı bir insan bir palavrayla aldatıldığından çok birini öldürdüğü için pişman olurdu. | Open Subtitles | كما تعلم، أيّ شخص عاقل سيأسف على قتل شخص... |
mantıklı bir adam bu evden çekip gider ve yaşanan her şeyi unuturdu. | Open Subtitles | الرجل الحكيم هو من يبتعد عن هذا البيت وينسى كل شيء قد حدث |
Eğer bunu üstün-zekalı bir mercan olarak hayal edersek, bu bireylerden birini ayırıp, ona mantıklı bir soru sorabiliriz. | TED | دعونا نتخيل بأنه مرجان فائق الذكاء .. وسنختار واحد لنسئله سؤالا معقولا. |