ويكيبيديا

    "mary" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ميري
        
    • ماري
        
    • وماري
        
    • ماريا
        
    • ماريان
        
    • مآري
        
    • مريم
        
    • مارى
        
    • كماري
        
    • كلارينس
        
    • لماري
        
    Seni onu denerken görmek isterim, Mary. Open Subtitles لقد أحببت رؤيتك تحاول قول هذه الجمله يا ميري
    Biraz imajın hakkında düşünmelisin, Mary. Open Subtitles يجدر بك التفكير بالعمل على تحسين مظهرك قليلاً يا ميري
    Gerçek ismim Mary Anne. Open Subtitles اسمي الحقيقي ميري مرحبا امي و ابي انا شاذه
    "John" özne, "dövdü" fiil... Mary nesne... İyi bir cümle. TED جون هو الفاعل. يضرب هو الفعل. ماري هي المفعول به.
    Evlendiklerinde George aslında bir alkolikti ve Mary bunu biliyordu. TED كانت ماري على علم بأن جورج مدمن كحول عندما تزّوجا،
    Yarın Joseph ve Mary'yi bulurum ve beraber Azizler Festivali'ne gideriz. Open Subtitles في الغد سأجد يوسف وماري ومن ثما نذهب إلى مهرجان القديسين
    Bu Maria'nın suçu değil. Mary'nin kuzusu olduğunu bilmiyor olabilir. Open Subtitles ليس خطأ ماريا كونها لاتعرف أنه كان لماري حمل صغير
    Endişe etme. Endişelenme, Mary Anne, her şey düzelecek. Open Subtitles لا تقلقي ،لا تقلقي ماريان سيكون كل شئ بخير
    Dr. Stanley, Mary'nin beynini iki hafta sabitleştirici ilaç içinde bekletmeden kesmeyi reddediyor. Open Subtitles ترفضد ." ستانلي"أنتشرّحدماغ" ميري " إلا بعد أن تضعه في مادة مثبتة لأسبوعين
    - İstediğin gibi onu buldum. Mary Garrett'la konuştum. - Tamam. Open Subtitles لقد وجدتها, كما طلبت تحدثت مع ميري غاريت
    Mary Peterson'ı görevden azledeceksiniz o da, diğer hayatıyla ilgili herşeyi unutup çekip gidecek. Open Subtitles سعر ؟ لتطلق سراح ميري بترسون من المهمة لتنسى انها موجودة لتسمح لها أن تمضي في حياتها
    Kahvaltıda rastgele karşılaştık ve birkaç tane Bloody Mary içtik. Open Subtitles نيل , لقد تصادفنا على مائده الافطار و قررنا أن نأخذ القليل من شراب ميري الدمويه
    Mary bradbury beni kaçırdı ve tanrıya karşı günah işlemek zorunda bıraktı. Open Subtitles ميري برادبيري اختطفتني وأجبرتني على ارتكاب آثام هي معصية للرب
    Ben, uçakta verilen Bloody Mary'den hiç hoşlanmam. Open Subtitles حسناً أيتها السيدة ، أنا لا أحب " بلادي ميري " التي يقدمونها على متن الطائرة
    Söyler misiniz, Bayan Turner. Ruby'nin, St. Mary Mead'de tanidigi var miydi? Open Subtitles أخبريني آنسة "تيرنر"، هل تعرف "روبي" أي شخص في (ساينت ميري ميد)؟
    Biraz komedyen gibiyiz. öyle değil mi, Mary? Open Subtitles أنت فكاهّـيٌ صغير ، أليس كذلك ميري ؟
    Mary Willingham, Chapel Hill North Carolina Üniversitesi'ndeki akademik yolsuzluk vakasının itirafçısı. TED ماري ولينغهام واشية من جامعة شمال كاليفورنيا في تشابلهل بقضية احتيال أكاديمي
    Bu gördüğüm en utanç verici manzara değilse, ben de Mary Poppins değilim. Open Subtitles حسنا .. لم ارى مثل هذه الامور ابدا وانا التي اسمي ماري بوبينس
    Ama kendisi çok yakışıklı, düşünüyordum da bunu size sormamalıyım aslında, Mary'ye sormalıyım. Open Subtitles لكنه جذاب جدا أنا أتسائل. لا ينبغي أن أسئلك، يجب أن أسأل ماري.
    Karın Deşen Jack hakkında çok şey okumussun, Mary Kelly. Open Subtitles قمت بسحب الكثير من الكتب عن جاك السفاح، وماري كيلي
    Hiç sanmıyorum. Ama Pazar günü kilisede rahibe Mary Fred'e sorarım. Open Subtitles لا أعتقد ذلك ولكنني سأسأل الأخت ماريا فريد في الكنيسة يوم الأحد.
    Mary Anne'in yaralarının Polly Nichols'ın yaralarına... uyup uymadığını görmek için... suç mahalli fotoğraflarını ele geçirmeliyiz. Open Subtitles نحتاج لأن نفحص صور مسرح الجريمه لنري أذا كانت جروح ماريان تطابق تلك الموجوده في بولي نيكولاس
    Leydi Mary. İngiliz Başpiskoposluğu'nun kararları hakkında sizi bilgilendirmeye geldim. Open Subtitles السَيِده مآري لقَد جِئت لأبلِغُكم الأحكَام الصَادِرَه في الفَترة الآخِيره
    Pekala, iki kez Hail Mary ilahisi söyle tatlım, sabah beni ara. Open Subtitles حسناً، قولي فلتحيا مريم العذراء مرَتين يا عزيزتي، وإتَصلي بي في الصباح
    Size yalvarıyorum, Mary daha çok genç. Kurban edilmesini gerektirecek hiçbir şey yapmadı. Open Subtitles إننا نتوسل إليك، مارى صغيرة للغاية إنها لم تفعل شيئا يستحق التضحية بها
    Şimdi, ben de bir ürün tasarımcısı olarak, Mary gibi, dünyayı gerçekte olduğu gibi gören insanlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum, sandığı gibi görenlerden değil. TED وكمصصم منتجات، أحاول التعلم من أشخاص كماري لمحاولة مشاهدة العالم كما هو، وليس بالشكل الذي نتصوره.
    Mary Clarence bize.. ..daha modern bir manastırdan geldi. Open Subtitles ماري كلارينس قدمت إلينا من دير متحرر بعض الشيء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد