Reklamcılar bunu asla yapmaz demiştin ve bunu bir meydan okuma olarak gördüm. | Open Subtitles | حسنا، لقد قلت ان المعلنين لايمكن ان يفعلوها.. وقد رأيت ذلك كـ تحدي |
Asıl güç olan toplumun bu olasılığı algılayışını değiştirmek ve bu büyük bir meydan okuma. | TED | ولكن التحدي هو تغيير إدراك المجتمع للإمكانيات، وهذا تحدي كبير. |
Geçtiğimiz yıl, daha da zor bir meydan okuma sergiledik. | TED | في العام الماضي، أعلنا عن تحدي أكثر صعوبة |
meydan okuma dersleri her zaman modanın büyük devrimcileri, tasarımcıları tarafından öğretildi. | TED | لقد تم منح دروس في التحدي دائمًا من ثوار الموضة العظام: المصممون. |
Bugün, Amerikan ruhunun gücüne karşı bir meydan okuma devam etmekte. | Open Subtitles | لازال اليوم يمثل تحدياً لقوة الروح الأمريكية |
Okuduklarıma göre İngiliz zihniyeti, tuzağı daima meydan okuma diye alır. | Open Subtitles | قراءاتى عن العقليه البريطانيه تُفيد بأنهم يتعاملون مع الفخ كأنه تحدى |
- Ondan ortaya çıkan belirgin bir meydan okuma. | Open Subtitles | تحدّد لنفسك تحدّي معين أو أي شيء تراه فيها. |
Az önce 2000 günlük bir meydan okuma kazandım ve bundan dolayı, oldukça havalı bir topluluk geliştirebildik benim kanalımda. | TED | وأنهيت تحدي ال 2000 يوم بالفعل، وبذلك، طورنا مجتمعا مدهدشا هنا في القناة. |
Bakışlarımızın dansı, meydan okuma, feragat, yok etme, dehşetimizin parfümü. | TED | رقص لمحاتنا ,تحدي, تنازل عفو , وعطر من خوفنا |
Bence yazarlık bir yana en büyük meydan okuma, herkesin ulaşabileceği fikirleri bulma yolunu yapmaktır. | Open Subtitles | أعتقد أن أعظم تحدي بخلاف تأليفه، هو أنه يُسهل الأمر على الأخصائيين والزملاء. |
Karşılığında kazanana meydan okuma hakkımı kendim için saklı tutacağım. | Open Subtitles | مقابل ذلك أنا أحتفظ لنفسي بحق تحدي الفائز شخصياً |
"Bir meydan okuma gerçekleşebilir ve bu centilmence sürdürülür." | Open Subtitles | أي تحدي قَدْ يُقدّمُ وبنبل الوسائل تتابعتْ |
Acemi bir meydan okuma tecrübe ve yetenek ile karşılanmalıdır. | Open Subtitles | أي تحدي ساذج الّذي سيقابل بالتجربة والمهارة. |
Ve bu bilinçli meydan okuma, benim bir agnostik olarak, inancımın olmasının sebebi. | TED | وهذا التحدي الواعي هو السبب أنني، كلاأدرّية لا يزال عندي إيمان. |
Fakat meydan okuma şu ki, biz şehirlere taşındıkça şehirler şu iki malzemeden inşa ediliyor çelik ve beton, ve bunlar harika malzemeler. | TED | ولكن التحدي هو، بينما ننتقل للمدن، تُبنى المدن بمادتين، الصلب والاسمنت، وهما مادتان رائعتان. |
Bu meydan okuma yeni yollardan düşünmeye başlamamız gerektiği anlamına geliyor ve bence tahta bu çözümün bir parçası olacak, ve ben size neden öyle olduğunun hikayesini anlatacağım. | TED | التحدي يعني أن نبدأ التفكير بطرق جديدة، وأعتقد أن الخشب سوف يكون جزء من ذلك الحل، وسأخبركم قصة اعتقادي هذا. |
Bu yaptığın, bana karşı bir meydan okuma gibi görülecektir. | Open Subtitles | أنطوني: هذا ما سنراه سأعتبرهُ تحدياً لي. |
Önünüzde saygıyla eğiliyorum, efendim. Elbette, son bir meydan okuma var. | Open Subtitles | أنا أرفع قبعتى لك يا سيدى ، بالطبع هناك تحدى واحد أخير |
Ve on galibiyet alırsanız Kat Efendileri'ne meydan okuma fırsatını yakalarsınız! | Open Subtitles | وإذا تمكنتما من الفوز 10 مرّات فيحقّ لكم تحدّي سادة مقاتلي الطوابق. |
Bu, Roma'nın otoritesine doğrudan bir meydan okuma değil mi? | Open Subtitles | إنه تحدٍ مباشر للسلطة في روما ، أليس كذلك ؟ |
Konuyu sokaklara taşımak yerine bir meydan okuma gerçekleştirdiler. | TED | ولكن بدلًا من أخذه إلى الشوارع، أصدروا تحديا. |
Bu, aslında bizim meydan okuma için gerçekte ne ölçekte uğraştığımızı gösteriyor. | TED | الحجم الهائل الذي نتعامل معه يشكل تحدّياً |
Şimdi, böyle bir eğimden aşağıya inerken biraz meydan meydan okuma gibi oluyor. | TED | في الواقع، هناك تحد بسيط في قيادة العربة الجوالة إعلى منحدر مائل كهذا |
meydan okuma olabilir,... | Open Subtitles | سواء كان تحدٍّ.. |
meydan okuma ve yeteneğin diğer birleşimleri giderek daha az optimal hale gelir. | TED | التركيبات الأخرى للتحدي والمهارة تصبح أقل مثالية بشكل تدريجي |
Bunu bir meydan okuma olarak kabul et. | Open Subtitles | إنها أوامر الطبيب, مفهوم؟ اعتبريه كتحدي |
Fakat daha sonra amiri tarafından daha zorlu bir meydan okuma ile karşılaştı. | Open Subtitles | ،ولكنه بعد ذلك واجه تحديًا آخر من سيده نفسه |
- meydan okuma gibi. | Open Subtitles | كـ تحدٍّ. |
birbirlerini yenmek diğerlerini yenmekten çok daha büyük bir meydan okuma haline geldi. | Open Subtitles | هزم الواحد للآخر بالنسبة لهم هو التحدى الأهم أكثر من هزم بقية السائقين |