Ve buradaki tüm bu kristaller mikroskop altında birkaç dakika önce öldüler, canlı gibi görünüyorlar. | TED | وكل هذه البلّورات هنا تحت المجهر كانت ميتة منذ بضع دقائق، والآن تبدو حية. |
Bu da mikroskop altında gördükleri görüntüdür. | TED | ومرةً أخرى هذا ما سيتمكنون من رؤيته تحت المجهر. |
Bir öğretmen ya da bir çocuk size teşekkür notu yazıyor. Bazen mikroskop kullanırkenki fotoğraflarını gönderiyorlar. | TED | الأطفال يكتبون لكم كلمة شكر في بعض الأحيان يرسلون لكم صورا و هم يستعملون المجهر إنه شيء رائع |
Yalnızca bu yıl, topluluğumuzun desteğiyle, dünyanın çeşitli yerlerindeki çocuklara, 1 milyon mikroskop yollamayı planlıyoruz. | TED | في هذا العام وحده، وبدعم من مجتمعنا، نخطط لشحن مليون مجهر للأطفال في مختلف أنحاء العالم. |
Ve sonunda biri, bir mikroskop aldı ve çekirdeğin hemen yanında bulunan suyun içine baktı. | TED | وأخيراً شخصاً ما حمل مجهر ونظر إلى الماء الذي كان موجوداً بجوار قلب المفاعل. |
Belki de artık Ross' u mikroskop altına koymamız gerekiyordur. | Open Subtitles | أعتقد أنه الوقت الذي يجب أن تضع فيه روس تحت الميكروسكوب. |
Burada gördüğünüz altında mikroskop merceği bulunan mikroskop lamı üzerindeki mikroakışkan bir hazne. | TED | ما ترونه هنا هو تجويف تدفقات متفاعلة على شريحة المجهر مع عدسة المجهر تحتها. |
Evet, biliyorum, mikroskop slayt gösterisinde bir avuç pislik gibi görünüyor. | TED | أعلم، يبدو كحزمة من القذارة على شريحة المجهر. |
Her yıl, mikroskop altında bu görüntüleri yakalamak benim için yılın en sihirli anları oluyor. | TED | إن التقاط مثل هذه الصور تحت المجهر سنويًا أحد أعمالي المفضلة، وأكثر الأوقات سحراً خلال العام. |
Entegre mikroskop ve bilgisayar analiziyle birlikte Rebecca ve meslektaşları, hem teşhis hem de tedavi düzeneğine sahip bir minibüs oluşturdular. | TED | فمع دمج المجهر والتحليل الحاسوبي، استطاعت ربيكا وزملاؤها من تطوير حافلة تحتوي على المعدات التشخيصية والعلاجية معاً. |
Yani yeni doğan sistemlere bakmaya başladığınızda, bir nörona mikroskop altında bakabilirsiniz. | TED | و لذا حين تبدأ بالنظر إلى نظم الناشئة يمكنك أن تبحث في الخلايا العصبية تحت المجهر |
Ona bir mikroskop, bir kimya seti ve... ..5000 parçalık Çin Seddi yapbozu aldık. | Open Subtitles | أحضرت المجهر وعدة الكيمياء وخمسة آلاف لغز لسور الصين العظيم |
Gerçek şu ki, mikroskop altında göremediğim bir şeye... hiçbir zaman gerçekten inanmam ben. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنني لم أكن يوماً مؤمناً في أي شيء لم أستطع رؤيته تحت المجهر |
Liseden aldığım bu mikroskop tam şaka gibi. | Open Subtitles | هذا المجهر التي أحضرته من المدرسة الثانوية غبي |
Amerikan halkının bilinçaltına odaklanan kültürel bir mikroskop. | Open Subtitles | مجهر ثقافي يتركز علي اللا وعيّ الجماعي في عامة الشعب الأمريكي |
Bileşimi incelemek için X ışınlı, taramalı elektronik mikroskop kullandım. | Open Subtitles | استخدمت مجهر الكتروني للفحص بالإضافة إلى ارتباط مع أشعة إكس، وتحليل تكويني |
Dudağın altında bir kesik açıp fiber optik bir mikroskop yerleştirecek. | Open Subtitles | سنفتح فتحة تحت اللثة سندخل منها مجهر ليفي العدسة |
Ama bir dahaki sefere daha büyük bir mikroskop altında inceleneceğim. | Open Subtitles | لكنه سعود في المرة القادمة سأكون تحت مجهر أكبر |
Bu bana on yaşımdayken verdiğin mikroskop. | Open Subtitles | هذا مجهر منحته لى حينما كنت بالعاشرة ربيعاً |
mikroskop altında baktığında kimin hayatında hatası yok ki? | Open Subtitles | من ذا الذي إذا رأيت حياته تحت الميكروسكوب لن تجد فيها أي أخطاء؟ |
Monokülar mikroskop görmeyeli epey oldu. | Open Subtitles | لمْ أرَ مجهراً ذو عدسة عينية واحدة منذ مدّة |
Babana yeni Elektromanyetik mikroskop Tarih Öncesi Münazara Sanatı için lazım. | Open Subtitles | ابى يحتاج الى ميكرسكوب كهرومغناطيسى لحفريات ما قبل التاريخ |
Bu bir mikroskop ya da teleskop yapmak gibi birşey kendi davranışlarımız ve aramızdaki iletişimimiz hakkında yeni yapılar ortaya çıkarmak. | TED | انه مثل صنع ميكروسكوب او تلسكوب و الكشف عن بنيات جديدة حول سلوكنا حول التواصل. |
En azından bir tarayıcı elektron mikroskop görüntüsü şüpheli biçimde organik görünen bir yapı ortaya çıkardı. | Open Subtitles | على الأقل واحدة من الصور ..التي فحصت بالمجهر الالكتروني أظهرت التركيب والذي بدي مركب عضوي مريب |
Bu mikroskop öyle kuvvetli ki elektronları ateşlediğinizde atom parçalarını görebiliyorsunuz. | Open Subtitles | هذا المايكروسكوب قوي لدرجة انه عند اطلاقه للالكترونات يستطيع ان يريك صوراً من الذرة نفسها |
Bu geziden ve çalışmadan ortaya çıkan fikir Katlaskop (Katlanabilir mikroskop) adını verdiğimiz şeydi. | TED | ما نتج عن هذا العمل و هذه الرحلة كان حقيقه الفكرة التي نسميها المجاهر المطوية. |